oyunbazlık | * Düzencilik, hilecilik. |
oyunbozan | * Birlikte yapılmasına karar verilen bir işten tek taraflıcayan (kimse), mızıkçı. |
oyunbozanlık | * Oyunbozan olma durumu, mızıkçılık. |
oyunbozanlık etmek | * birlikte yapılmasıplânlanan bir işten çekilmek. |
oyuncak | * Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey. * Önemsiz ve kolay iş. * Başkalarınca bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan, güçsüz kimse. |
oyuncakçı | * Oyuncak yapan veya satan kimse. |
oyuncakçılık | * Oyuncak yapma veya satma işi. |
oyuncaklı | * Oyuncağı olan. * Çocuksu, çocuk gibi davranan. |
oyuncu | * Herhangi bir oyunda oynayan kimse. * Sahne, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris. * Oyunu seven. * Düzenci, hileci. * Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen kimse. |
oyunculuk | * Oyun oynama işi. * Sahne sanatçılığı. * Düzencilik, hilecilik. |
oyunlaştırılma | * Oyunlaştırılmak durumu. |
oyunlaştırılmak | * Oyun biçimine getirilmek. |
oyunlaştırma | * Oyunlaştırmak işi. |
oyunlaştırmak | * Tiyatro türünden olmayan herhangi bir eseri teknik yönden oynanabilir duruma getirmek. |
oyunluk | * Tiyatroda oyun oynanan yer, sahne. |
oyuntu | * Oyulmuş bölüm. * Oyuk, çukur. |
oyunu almak | * oyunu kazanmak. |
oyuş | * Oymak işi veya biçimi. |
ozalit | * Yüzeyi ışığa karşıduyarlı bir madde ile kaplıkâğıt üzerine, kalıptan çekilmişresim kopyası. |
ozalitçi | * Ozalit yapan veya çıkaran kimse. |
ozan | * Halk şairi. * Şiir yazar kimse, şair. |
ozanca | * Ozana yakışır (biçimde), ozan gibi. |
ozanlık | * Ozan olma özelliği. |
ozansı | * Ozana yakışır biçimde, ozan gibi, şairane. |
ozansılık | * Ozansı olma durumu, şairanelik. |
ozmonoloji | * Ozmos bilimi. |
ozmos | * Geçişme. |
ozokerit | * Yer mumu. |
ozon | * Molekülünde üç atom bulunan oksijenden oluşan, ağır kokulu, gaz durumundaki basit element (O3). |
ozon ölçüm | * Havada ve oksijen içindeki ozonu ölçme işi. |
ozon tedavisi | * Lokal veya genel banyo, pansuman veya şırınga hâlinde ozon ve oksijen vererek yapılan tedavi. |
ozon yuvarı | * Atmosferin 15-40 km arasında bulunan tabakası. |
ozonlama | * Ozonlamak işi. |
ozonlama cihazı | * Ozonlanmışoksijen elde etmeye yarayan, duyarlı bir alet, ozonlayıcı. |
ozonlamak | * Oksijeni ozon durumuna getirmek. |
ozonlaşma | * Ozonlaşmak durumu. |
ozonlaşmak | * Ozon durumuna gelmek. |
ozonlaştırıcı | * Ozonlu oksijen veya hava hazırlayan alet. |
ozonlayıcı | * Ozonlama cihazı. |
ozonoliz | * Ozonla ayrışma. |
ozonometre | * Ozonölçer. |
ozonosfer | * Ozon yuvarı. |
ozonoskop | * Ozonun varlığınıtespit etmeye yarayan düzenek. |
ozonölçer | * Atmosferdeki ozon niceliğini tespit etmeye yarayan alet. |
ozonür | * Ozonun çift bağlı organik maddelerle meydana getirdiği katılma bileşiği. |
ozuga | * Tropikal Afrika ve ormanlık alanlarda yetişen ince dokulu bir ağaç türü (Saccoglottis gabonensis). |
Kategoriler