Kategoriler
O SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük O Sayfa 26

oyunbazlık * Düzencilik, hilecilik.
oyunbozan * Birlikte yapılmasına karar verilen bir işten tek taraflıcayan (kimse), mızıkçı.
oyunbozanlık * Oyunbozan olma durumu, mızıkçılık.
oyunbozanlık etmek * birlikte yapılmasıplânlanan bir işten çekilmek.
oyuncak * Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey.
* Önemsiz ve kolay iş.
* Başkalarınca bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan, güçsüz kimse.
oyuncakçı * Oyuncak yapan veya satan kimse.
oyuncakçılık * Oyuncak yapma veya satma işi.
oyuncaklı * Oyuncağı olan.
* Çocuksu, çocuk gibi davranan.
oyuncu * Herhangi bir oyunda oynayan kimse.
* Sahne, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris.
* Oyunu seven.
* Düzenci, hileci.
* Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen kimse.
oyunculuk * Oyun oynama işi.
* Sahne sanatçılığı.
* Düzencilik, hilecilik.
oyunlaştırılma * Oyunlaştırılmak durumu.
oyunlaştırılmak * Oyun biçimine getirilmek.
oyunlaştırma * Oyunlaştırmak işi.
oyunlaştırmak * Tiyatro türünden olmayan herhangi bir eseri teknik yönden oynanabilir duruma getirmek.
oyunluk * Tiyatroda oyun oynanan yer, sahne.
oyuntu * Oyulmuş bölüm.
* Oyuk, çukur.
oyunu almak * oyunu kazanmak.
oyuş * Oymak işi veya biçimi.
ozalit * Yüzeyi ışığa karşıduyarlı bir madde ile kaplıkâğıt üzerine, kalıptan çekilmişresim kopyası.
ozalitçi * Ozalit yapan veya çıkaran kimse.
ozan * Halk şairi.
* Şiir yazar kimse, şair.
ozanca * Ozana yakışır (biçimde), ozan gibi.
ozanlık * Ozan olma özelliği.
ozansı * Ozana yakışır biçimde, ozan gibi, şairane.
ozansılık * Ozansı olma durumu, şairanelik.
ozmonoloji * Ozmos bilimi.
ozmos * Geçişme.
ozokerit * Yer mumu.
ozon * Molekülünde üç atom bulunan oksijenden oluşan, ağır kokulu, gaz durumundaki basit element (O3).
ozon ölçüm * Havada ve oksijen içindeki ozonu ölçme işi.
ozon tedavisi * Lokal veya genel banyo, pansuman veya şırınga hâlinde ozon ve oksijen vererek yapılan tedavi.
ozon yuvarı * Atmosferin 15-40 km arasında bulunan tabakası.
ozonlama * Ozonlamak işi.
ozonlama cihazı * Ozonlanmışoksijen elde etmeye yarayan, duyarlı bir alet, ozonlayıcı.
ozonlamak * Oksijeni ozon durumuna getirmek.
ozonlaşma * Ozonlaşmak durumu.
ozonlaşmak * Ozon durumuna gelmek.
ozonlaştırıcı * Ozonlu oksijen veya hava hazırlayan alet.
ozonlayıcı * Ozonlama cihazı.
ozonoliz * Ozonla ayrışma.
ozonometre * Ozonölçer.
ozonosfer * Ozon yuvarı.
ozonoskop * Ozonun varlığınıtespit etmeye yarayan düzenek.
ozonölçer * Atmosferdeki ozon niceliğini tespit etmeye yarayan alet.
ozonür * Ozonun çift bağlı organik maddelerle meydana getirdiği katılma bileşiği.
ozuga * Tropikal Afrika ve ormanlık alanlarda yetişen ince dokulu bir ağaç türü (Saccoglottis gabonensis).

Bir yanıt yazın