Kategoriler
SÖZLÜK Türkçe Sözlük Y

Türkçe Sözlük Y Sayfa 55

yırtmaçsız * Yırtmacı olmayan.
yırtmak * Kâğıt, kumaşgibi bükülüp katlanan şeyleri iki ucundan kesici araç kullanmadan çekip ayırmak veya
parçalara ayırmak.
* Vücudu kanatacak kadar derin çizmek.
* Yok etmek, bastırmak.
* Zorlamak.
* Sağrısınımahmuzla yaralayarak binek hayvanınıalıştırmak.
yırttırma * Yırttırmak işi veya durumu.
yırttırmak * Yırtmak işini yaptırmak.
yısa * Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz.
yısa beraber! * hep birlikte.
yısa etmek * çekmek.
yısa yısa * Olsun olsun, en çok.
Yıva * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
yıvışyıvış * Cıvık cıvık.
yıvışık * Yılışık.
yıvışıklık * Islaklık, kayganlık, yapışkanlık.
yıvışma * Yıvışmak işi veya durumu.
yıvışmak * Cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak.
* Teklifsiz ve lâubalî olmak.
yiddiş * Yahudi Almancası.
yiğit * Güçlü ve yürekli, kahraman alp.
* Delikanlı, genç erkek.
* Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen (kimse).
yiğitbaşı * Esnaf loncalarının kararlarınıyürüten kimse.
yiğitçe * Yiğit gibi, yiğide yaraşır bir (biçimde) yüreklilikle.
yiğitleme * Koçaklama.
yiğitlendirme * Yiğitlendirmek işi, yüreklendirme, cesaretlendirme.
yiğitlendirmek * Yüreklendirmek, cesaretini artırmak, cesaretlendirmek.
yiğitlenme * Yiğitlenmek, yiğitleşmek işi, yüreklenme, cesaretlenme.
yiğitlenmek * Yüreklenmek, yiğitlik etmek, cesaret etmek.
yiğitleşme * Yiğitleşmek işi veya durumu.
yiğitleşmek * Yiğitlik etmek, yiğit durumunda olmak.
yiğitliğe leke (bok) sürmemek * mertliğe aykırıdavranışta bulunmamak.
yiğitlik * Yiğit olma durumu, yiğitçe davranış, yüreklilik, cesaret.
yiğitlik etmek * yüreklilik, cesaret göstermek.
yiğitlik sende kalsın * özveri, hoşgörü ve ılımlılık öğütleyen söz.
yiğitlik taslamak * yiğitmişgibi davranmak.
yilbik * Bkz. sara.
yine * Bkz. gene.
yineleme * Yinelemek işi, tekrarlama.
* Bir cümle içinde veya arka arkaya gelen cümlelerde bir kelimenin veya bir parçanın şu dizede görüldüğü
gibi tekrarlanması.
yinelemek * Tekrar etmek, tekrarlamak.
yinelemeli * Üst üste, veya tekrar tekrar yapılan, mükerrer.
yineleniş * Yinelenmek işi veya biçimi.
yinelenme * Yinelenmek işi.
yinelenmek * Yinelemek işi yapılmak, tekrarlanmak.
yineletme * Yineletmek işi.
yineletmek * Yinelemek işini yaptırmak, tekrarlatmak.
yineleyiş * Yinelemek işi veya biçimi.
yirik * Yarık, yırtık.
* Üst dudağıyarık olan (kimse).
yirmi * On dokuzdan sonra gelen sayının adıve bu sayıyı gösteren işaret, 20, XX.
* İki kere on; on dokuzdan bir artık olan (sayı).
yirmi beşlik * Yirmi beşkuruşveya lira değerinde olan.
* Yirmi beşadetten oluşan.
yirmi yaşdişi * Bkz. akıl dişi.
yirmilik * Yirmi lira değerinde kâğıt para.
* İçinde yirmi tane bulunan.
* Yarım kuruşdeğerinde para, yirmi para.
yirminci * Yirmi sayısının sıra sıfatı, sırada on dokuzuncudan sonra gelen.
yirmişer * Yirmi sayısının üleştirme sıfatı, her birine yirmi, her kezinde yirmisi bir arada olan.
yirmişerlik * İçinde yirmi tane bulunan.
yitik * Yitmişolan, kayıp, zayi.
* Kaybedilmiş, yitirilmişnesne.

Bir yanıt yazın