Kategoriler
Genel

YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – N/O

  1. narrowly = kıl payı, dar
  2. native to = yöreye has/özgü, yerli
  3. neglect = ihmal, ilgisizlik, boşlama, ihmal etmek, unutmak,
  4. nervous = sinir, sinirli, gergin, asabi
  5. neutrality (nötraliti) = tarafsızlık (= impartiality), tarafsız
  6. notice = bildirim, tebligat, bilgi, haber, bildiri, ilan, duyuru, ihbarname
  7. obese = şişman, obez, kilolu
  8. obey = uymak, itaat etmek, dinlemek, riayet etmek
  9. objection = itiraz, sakınca, itiraz nedeni, karşı gelme, mahzur
  10. obligation = yükümlülük, sorumluluk, zorunluluk, borç, mecburiyet, senet, ödev, minnet, minnet borcu
  11. obscure = belirsiz, muğlak, bilinmeyen, anlaşılmaz
  12. observe = gözlemek, izlemek, görmek, farketmek
  13. obsolete = modası geçmiş, eskide kalmış, kullanılmayan
  14. obtain = almak, alınmak, elde etmek, edinmek, süregelmek, kazanmak, varolmak,
  15. occasion = vesile, durum, fırsat
  16. occasional = ara sıra, nadiren (= infrequent)
  17. occupy = işgal etmek, tutmak, oturmak, kaplamak
  18. occur= oluşmak, çıkmak, ortaya çıkmak, görülmek, meydana gelmek, akla gelmek, olmak, cereyan etmek
  19. occurrence = vukuat, olay, olma, oluş, çıkma
  20. odd = garip, küsur, teki olmayan, tuhaf, acayip
  21. Oddly enough! = Ne tuhaftır ki!, işin garibi
  22. odour = koku, izlenim, iz, şöhret, korku, izlenim, iz
  23. offend = kırmak, kırılmak, gücendirmek, rencide etmek, küstürmek, hoş gelmemek
  24. offer = sunum, sunma, teklif, öneri, arz, adak, satışa çıkarma
  25. officially = resmen, resmi olarak
  26. opportunity = fırsat, olasılık, olanak, şans, uygun durum, imkan
  27. opposition = muhalefet, karşıtlık, rakip, düşmanlık, karşı koyma, zıtlık, rekabet, başkaldırma
  28. oppress = ezmek, zulmetmek, kahretmek
  29. ordinary = sıradan, alışılagelmiş (= commonplace, mundane, average), adi, alelâde
  30. originally = ilk başta, ilk önceleri, aslında, aslen
  31. ornament = süs, sülemek, takı, aksesuar
  32. orphan = yetim bırakmak, yetim , öksüz
  33. outcrop = yeryüzüne çıkmış katman, ortaya çıkmış
  34. outcry = feryat figan, çığlık, haykırış
  35. outdo = birini geride bırakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass), yem-nmek, geçmek, üstün olmak
  36. outing = gezi, gezinti
  37. outlet = (sadece bir çeşit ürün veya sadece bir firmanın ürününü satan) şube, magaza
  38. overlap = çakışmak, bindirmek, üstüne gelmek, üst üste gelmek, aşmak, kaplamak, üstünü örtmek, örtüşmek
  39. overlook = bakmak, gözden kaçırmak, görmemezlikten gelmek, yüksekten bakmak, nazar değdirmek
  40. overtake = yakalamak, sollamak, yetişmek, yetişip geçmek
  41. overtake = sollamak, bastırmak

Bir yanıt yazın