Bilmece Nedir ?
Eşya, insan, hayvan, bitki, doğa ve inanışla ilgili bilgilerin üstü kapalı olarak anlatılması ve onun ne olduğunun düşünülerek bulunmasını hedefleyen çoğu kalıplaşmış sözlerdir.
Bilmece Örnekleri
Çarşıdan aldım bir tane , eve geldim bin tane (Nar)
-I bought one from the bazaar, I came home thousand (Pomegranate)
Küçücük bakkal, dünyayı yutar (Ağız)
The tiny grocery store swallows the world (Mouth)
Yaştır kurutamazsın, tuzunu bulamazsın. Çiçeklerden toplanır, tadına doyamazsın. (Bal)
-You can’t dry it for ages, you can’t find its salt. It is collected from flowers, you can not get enough of it. (Honey)
Sıra sıra odalar, birbirini kovalar ( Tren)
-Row rooms, chases each other (Train)
Gece içindeyiz, gündüz dışında. Pencereli, kapılı, bir şirin yuva. (Ev)
-We are in the night, outside of the day. A cute home with windows, doors. (Home)
Suyu tuzlu içilmez, vapursuz hiç geçilmez. Rüzgârları çok eserse, dalgaları eksilmez. (Deniz)
-Its juice is not salted, it is never passed without vapors. If the winds blow very much, the waves do not decrease. (Sea)
Eli var ayağı var, uzunca bir kuyruğu var. İnsan desem insan değil, hayvan desem hayvan değil. Bir acayip huyu var. (Maymun)
-He has a hand, a foot, a long tail. If I say human is not human, if I say animal it is not animal. He has a strange temper. (Monkey)
Altında dört teker, üstünde yük çeker. (Araba)
-It pulls four wheels under it and a load on it. (Car)
İki camlı pencere, bakıp durur her yere. (Gözlük)
-Two glazed windows look everywhere. (Glasses)
Benim bir kızım var, kat kat çeyizi var (Lahana)
-I have a daughter, she has a dowry (Cabbage)
Mavi atlas iğne batmaz (Gökyüzü)
-Blue atlas needle sticks (Sky)
Biz biz idik, otuz iki kız idik ,eğildik büküldük,iki sıra dizeldik (Dişler)
-We were, we were thirty-two girls, bent down, twisted, two rows of diesel (Teeth)
Ben giderim,o gider, güneşte beni izler (Gölge)
-I go, he goes, he watches me in the sun (Shadow)
Bir küçücük kutudur, bütün dünya yurdudur. (Radyo)
-It is a tiny box, it is a whole world land. (Radio)
Yarım kaşık, duvara yapışık. (Kulak)
-Half a spoon is stuck to the wall. (Ear)
Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk. (Limon)
-Small barrel, full pickle. (Lemon)
İstanbul da süt pişti kokusu buraya düştü (Mektup)
-The smell of milk cooked in Istanbul fell here (Letter)
Açarsam dünya olur yakarsam kül olur (Harita)
-If I open the world, if I burn, it will be ash (Map)
Dişim var ağzım yok (Tarak)
I have a tooth, I have no mouth (Comb)