Kategoriler
Genel

İngilizce Fıkra Örneği

Fıkra Nedir ?

Gazete ve dergi gibi süreli yayınlarda, bir yazarın genel bir başlık altında günün sosyal ve siyasî olaylarını kendi bakış açısına  ve düşünce yapısına göre değerlendirdiği kısa yorum yazılarına fıkra denir.

Yazılı kompozisyon türü olan fıkra düşünsel ağırlıklı ,günlük kısa yazılardır.

Fıkra dili kolay anlaşılır olmalıdır.

Konular tarafsız şekilde ele alınır.

Okuyucuyu inandırma zorunluluğu yoktur.

Sır Saklamak

Yavuz Sultan Selim, bir çok Osmanlı Padişahı gibi devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:

-Yavuz Sultan Selim kept his preparations for the voyage of the state secret. Once one of his viziers insisted on the country where the expedition would take place, Yavuz said to him:

– Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş.

– Do you know how to keep a secret? he asked.

Vezir, Yavuz’dan cevap alacağı ümidiyle:

Vizier hoping to receive an answer from Yavuz:

-Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:

-Yes my dear, when I say I know, Sultan Yavuz stuck the answer:

-Ben de bilirim.

– I know that too.

Kazan Doğurdu

Hoca Nasrettin komşusundan bir gün kazan ödünç ister. İade ederken de hem teşekkür eder, hem de içine küçük bir kazan koyar.

-Hodja Nasrettin asks a neighbor to borrow one day. When returning, he both thanks and puts a small cauldron in it.

Komsusu merakla bu küçük kazanı sorunca da,

-When his neighbor curiously asked about this little cauldron,

-Komşu, bizdeyken kazanın doğurdu, der. Komşusu bu ise pek sevinir.

– The neighbor says that the cauldron was with us. His neighbor is very happy about this.

Aradan epey zaman geçer, Hoca yine komşusundan kazanı ödünç ister. Komşusu da sevinerek verir.

-It takes quite a while, Hoca again wants to borrow the cauldron from his neighbor. He gives his neighbor with joy.

Ama bu kez aradan günler, haftalar geçer, Hoca’dan ses çıkmaz. Nihayet bir gün komşusu konuyu açmaya karar verir:

-But this time, days and weeks pass, and there is no sound from Hodja. Finally one day his neighbor decides to open the matter:

-Hoca, bizim kazan ne oldu? diye sorar. Hoca da üzgün bir ifadeyle:

-Hodja, what happened to our boiler? she asks. Hodja, with a sad expression:

-Komşu çok zaman geçti aradan, senin kazan öldü. Sana nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum, der. Sinirlenen komşusu:

-No neighbor passed a long time, your cauldron is dead. I kept thinking how to tell you, he says. Annoyed neighbor:

-Hocam ne diyorsunuz? Hiç kazan ölür mü? Kazan canlı mı ki ölsün? Hoca:

What do you say, sir? Will the boiler ever die? Is Kazan alive so he can die? Hodja:

-Doğurduğuna inanıyorsun da ölünce neden feryat ediyorsun, der komşusuna.

-You believe you gave birth, but why do you cry out when you die?

Bir yanıt yazın