Kategoriler
Genel

YDS’de En Çok Çıkan Kelimeler – D

  1. debate = tartışma, münazara, çekişme
  2. debt = borç, borçluluk
  3. deceit = aldatmaca, hilekarlık, dolandırıcılık
  4. deceive = aldatmak, kandırmak, ihanet etmek, kazık atmak, oyun etmek
  5. decipher = şifresini çözmek, deşifre etmek,
  6. declare = ilan etmek, beyan etmek
  7. decline = azalmak, gerilemek, düşme, düşüş
  8. dedicate = adamak, vermek, ayırmak, tahsis etmek, ithaf etmek, hizmete sunmak
  9. dedicate to = kendini adamak
  10. deduce = sonuç çıkarmak, anlamak
  11. deduction = tümevarım, sonuç, indirim, kesinti
  12. deepen = derinleşmek, derinleştirmek, artmak, artırmak, şiddetlenmek
  13. defeat = yenmek, bozguna uğratmak
  14. defect = bozukluk, kusur, hata, sakatlık
  15. defend = savunmak, korumak, müdafaa etmek
  16. define = tanımlamak, belirlemek, belirtmek, tarif etmek
  17. degeneration = yozlaşma, aslını kaybetme
  18. delay = geciktirme, gecikme, tehir,
  19. delightful = zevkli, hoş, keyifli,
  20. deliver = sunmak, sağlamak, ulaştırmak, vermek, teslim etmek, iletmek, dağıtmak, devretmek
  21. demand = talep, istem, istek, rağbet
  22. demobilize = terhis etmek
  23. demolish = yıkmak, tahrip etmek, imha etmek
  24. demonstrate = göstermek, sergilemek, kanıtlamak, ispatlamak, ispat etmek, koymak
  25. deny = reddetmek, inkâr etmek, yalanlamak, yadsımak, yoksun bırakmak, mahrum etmek, esirgemek, engellemek
  26. depress = bastırmak, moralini bozmak, azaltmak, kısmak, düşürmek,
  27. derive from = çıkarmak, gelmek
  28. descend = inmek, alçalmak, soyundan gelmek, miras kalmak, madene inmek, detaya inmek
  29. desert = çöl, tatsızlık, hak etme, ıssız yer
  30. deserve =hak etmek, layık olmak
  31. design = plan çizmek, tasarlamak
  32. design = tasarlamak, dizayn etmek
  33. desire = istek, arzu, istemek, arzu etmek
  34. desolate = mutsuz, kederli, ıssız, terkedilmiş
  35. dessert = tatlı
  36. destination = hedef, varış yeri, amaç, gidilecek yer
  37. destiny = kader, yazgı, alın yazısı, kısmet
  38. destroy = yıkmak, imha etmek, tahrip etmek, ümidini yıkmak
  39. detain = gözaltına almak, tutuklamak, alıkoymak, hapsetmek, mahrum etmek
  40. detect = meydana çıkarmak, işin aslını ortaya çıkarmak ,algılamak, sezmek, farketmek
  41. detection = teşhis etmek, belirlemek, algılamak, algılayıcı
  42. deter (someone) from = caydırmak, engel olmak
  43. deteriorate = kötüleşmek, kötüye gitmek, bozmak, bozulmak
  44. determination = belirleme, kararlılık, karar, tespit, saptama, belirtme, azim, saplantı
  45. devastate = harap etmek, tahrip etmek, mahvetmek, enkaz haline getirmek
  46. develop = geliştirmek, gelişmek, şekillendirmek, ilerlemek, banyo etmek, açınım yapmak, tab etmek, ilgi göstermek
  47. deviate = sapmak, saptırmak, yoldan çıkmak
  48. devote = adamak, ayırmak, tahsis etmek
  49. diagnose as = teşhis etmek
  50. differentiate = farklılaştırmak, ayırt etmek, ayrım yapmak, farkı görmek, fark gözetmek
  51. diminish = azaltmak, düşürmek, küçültmek, kısmak, eksiltmek
  52. direct = direkt, dolaysız, anlaşılır, açık, doğru, dürüst, kestirme, doğrudan doğruya
  53. disappearance = kayboluş, kayıp, yok olma, gözden kaybolma
  54. disclose = açığa çıkarmak, gün ışığına çıkarmak
  55. discover = keşfetmek, bulmak, ortaya çıkarmak
  56. discriminate (against) = ayırt etmek, fark gözetmek, ayrıcalık yapmak
  57. discriminate against = ayrımcılık yapmak
  58. discuss about = tartışmak
  59. disease = hastalık, rahatsızlık, illet,
  60. dismiss = kovmak (işten), kafasından çıkarmak, reddetmek
  61. dismissal = işten çıkarma, görevden alma, reddetme, af
  62. dispatch = gönderme, sevk,
  63. display = göstermek, sergi , görüntüleme
  64. displeased = hoşnut kalmamış, memnun olmayan
  65. dispose of = kullanmak, vermek, kurtulmak, imha etmek, elden çıkarmak, satmak, yok etmek, bırakmak, tüketmek, devretmek, halletmek
  66. dispute = anlaşmazlık, uyuşmazlık, ihtilaf, tartışma, çatışma, çekişme, kavga, münakaşa
  67. disqualify = menetmek, yetersiz bulmak, yetkisini elinden almak
  68. disseminate = yaymak, dağıtmak, saçmak
  69. distinct = farklı, ayrı, başka
  70. distinguish = ayırmak, ayırt etmek, ayrım yapmak, seçmek
  71. distort = bozmak, biçimini bozmak
  72. distress = sıkıntı, sıkıntılı
  73. distribute = dağıtmak, vermek, paylaştırmak
  74. divert = yönlendirmek, başka yöne çekmek
  75. dizzy = baş döndürücü, başı dönen, şaşkın, sersemlemiş, fırıl fırıl dönen
  76. docile (dosayl) = uysal, evcil
  77. dominate = hakim olmak, egemen olmak, hükmetmek, nazır olmak
  78. donate = bağışlamak, vermek
  79. donation = bağışlama, bağış yapmak
  80. dowry = çeyiz, drahoma, yetenek
  81. dramatic = dramatik, çarpıcı, etkileyici, heyecanlı
  82. draw = çizim, çekim, çekme
  83. dress code = kıyafet kodu
  84. drug addict = eroin bağımlısı
  85. drug dealer = eroin ticareti yapan kimse
  86. dustbin = çöp kutusu

Bir yanıt yazın