- fabricate = üretmek (manufacture), uydurmak (concoct), atmak, yalan söylemek
- facilitate = kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek (ease), hızlandırmak (accelerate), olanak tanımak (enable)
- fade = soldurmak, rengi solmak, rengi atmak, (wear), solmak, güçten düşmek (die, wilt)
- failure = yetmezlik, başarısızlık, yapmama, bulunmama, yokluk, ihmal, dinme, batma, yenilgi, iflas, sekte, aksatma, fiyasko, tükenme, kıtlık
- faint = bayılma, baygınlık, feeling faint – bayılma hissi, hafif, silik
- fairly = oldukça, tarafsızca, güzelce, epeyce, epey, adeta
- falsify = tahrif etmek, değiştirmek, sahtesini yapmak, oynama yapmak, kalpazanlık yapmak (counterfeit)
- familiar (with) = tanıdık, içten, aşina, teklifsiz
- famish = açlıktan ölmek, aç bırakmak (starve)
- fare =ücret fee), fare collection – ücret toplama, yolcu, yiyecek, gıda
11 fatal = ölümcül, öldürücü, vahim, mahvedici, ölümle biten - favourable = elverişli, uygun, iyi niyetli, lehte
- fearful for = için korkan, endişelenen
- fertilize = döllemek, gübrelemek, aşılamak, verimli kılmak, (impregnate)
- fetch = alınmak, almak (retrieve, collect), easily fetch – kolayca almak, getirmek, gidip
almak - fiancé = (erkek) nişanlı
- fiancée = (kız) nişanlı
- field trip = kır gezisi, arazi gezisi
- fierce = şiddetli, kıyasıya, çetin rekabet vb. azgın, azmış köpek vb
- figure = şekil, figür, rakam, sayı , figure out = anlamak (= make out)
- filthy = pis, kirli, dayanıksız, sağlam olmayan
- finance = finanse etmek, paraca desteklemek
- fine = ince ince, küçük doğranmış et, patates vb. iyi, güzel, para cezası
- firework = havai fişek
- fit = sağlıklı, zinde, sıhhati yerinde (= robust, healthy), bir kıyafetin şıklık
bakımından değil de bedene oturması anlamında yakışmak, sara nöbeti (=
seizure) - flatmate = ev arkadaşı
- flattery = yağcılık, dalkavukluk, övme, kompliman, yaltaklanma
- flee = kaçınmak, kaçmak, sıvışmak, aceleyle çıkmak
- fleece = koyun postu (yünlü) *** hide = yünsüz post
- flight = uçma, uçuş, Uçar, uçak (aircraft) flight ticket – uçak bileti
- flow = akıcılık, akım, akış, debi, akışkanlık, met, akıntı, akan miktar
- fluctuate = dalgalanmak, inip çıkmak, düzensiz hareket etmek, bocalamak (vacillate), kararsız olmak (vacillate)
- focus on = odaklanmak, yoğunlaşmak, bir noktada toplamak
- fold = kat, katlama, kıvrım, ağıl, pli, katlı, katlık, büklüm, yuva
- force = gücü, kuvvet, güç, zor
- forceful = güçlü, kuvvetli, şiddetli
- forecast = önceden tahmin etmek , öngörü
- forge = taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak
- forgery = sahtecilik, sahtekârlık, kalpazanlık, sahte imza (fraud)
- former = eski, geçmiş, önceki, sabık
- formerly = evvelki, önceki, eskiden
- formulate = formülleştirmek, formüle dökmek
- forthcoming = önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, açık sözlü, konuşkan, cana yakın, dost
- fortify = güçlendirmek, kuvvetlendirmek, takviye etmek, desteklemek (boost, strengthen), canlandırmak (boost)
- fracture = kırılmak, çatlamak ( kemik, kolon vb)
- frail = zayıf, cılız, çelimsiz
- frame = kare (keyframe), frame rate – kare hızı, erçeve, yapı, arka plân, iskelet, şasi, çatı, tezgâh, beden, sera
- freed = özgürleştirmek (liberate), kurtarmak, serbest bırakmak, salıvermek, muaf tutmak
- fulfil = yerine getirmek, yapmak, karşılamak, tamamlamak, uygulamak, bitirmek
- fundamental = esas, temel, zorunlu, ana
- funeral = cenaze töreni, sorun, defin, problem
- fussy = titiz, detaycı, zor beğenen (choosy) very fussy – çok titiz
- fuzzy bulanık (dim) fuzzy logic – bulanık mantık belirsiz, hayal meyal, tüy gibi, uçuşan, ince tüyl
- gather = toplanmak, toplamak, bir araya getirmek, biriktirmek, irin toplamak, kendini toplamak (assemble, collect, amass) tutmak
- gender = cinsiyet, cins
- generate = ısı, elektrik vb. üretmek, tartışma vb. ortaya atmak
- genre (= canr) = tür, çeşit, nevi (= type, sort)
- get rid of = kurtulmak, temizlemek, öldürmek, kovmak, savmak, başından savmak, savuşturmak, yakasını sıyırmak
- giant = dev X dwarf
- give up = vermek, yapıvermek, sunmak, gitmek, kazandırmak, düzenlemek, ödemek, uçlanmak, hediye etmek, esnemek
- glance = bakıvermek, göz atmak, göz gezdirmek (glimpse)
- gloom = kararma, karanlık, kasvet, sıkıntılı bakış (darkness)
- glorify = yüceltmek, övmek
- goal = hedef, amaç, gol, gaye, ideal, erek
- govern = yönetmek
- government = hükümet, devlet, rejim, yönetim biçimi
- grab = kapmak, el koymak,tutmak, kaçırmak
- gradually = yavaş yavaş, kademeli olarak, giderek, gittikçe
- grant = vermek, bağışlamak, nasip etmek
- grasp = kavrama, anlama, anlayış
- graveyard =m mezar, mezarlık
- groom = damat, güvey, seyis
- grow tired of = — den yorulmak
- growl = hırlamak, homurdamak, gürlemek, hırıldamak(snarl, roar, purr)
- guide = kılavuz, rehber, kitapçık, el kitabı, danışman,(instruction, book, handbook)
Kategoriler