Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 20

agucuk * Süt çocuğu.
* Süt çocuğunu sevmek için söylenir.
agulama * Agulamak işi.
* Yeni doğmuş bebeklerin çıkardığıses.
agulamak * (bebek) Agu agu diye ses çıkarmak.
aguş * Kucak.
* İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmışörgü.
* Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturduklarıörgü.
* Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmışörgü, şebeke.
* Tuzak.
* Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmışörgü.
* Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file.
* Donun veya pantolonun apışarasına gelen yeri, apışlık.
ağatmak (veya bırakmak) * balık avlamak için denize ağsalmak.
ağbenek * Açıklıkoyulu kahverengi ağgörünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol
açan asklımantar.
* Bu mantarın ortaya çıkardığıekin hastalığı.
ağçekmek * yakalanan balıklarıtoplamak için ağısudan çıkarmak.
ağiğnesi * Ağın örülmesinde kullanılan iğbiçiminde tahtadan veya plâstikten yapılmışalet.
ağipliği * Keten, kenevir, naylon gibi maddelerden ağyapımında kullanılan iplik.
ağkayığı * Balık ağlarınıtaşıyan kayık.
ağkepçe * Balıkçılıkta kullanılan, ağdan örülerek yapılan uzun saplısepet.
ağkurdu * En çok elma ve erik gibi yemişağaçlarına zarar veren bir kurt.
ağkurşunu * Balık ağlarınısuda tutmaya yarayan zeytin çekirdeği biçiminde delikli kurşun madde.
ağmantarlar * İnsan ve hayvanlarda hastalığa yol açan ve birçok türü içine alan ilkel bitkiler topluluğu.
ağtabaka * Göz yuvarlarının iç yüzeyinde görme sinirinin yayılması ile beliren, ışığa duyarlı, ağımsı bölüm, retina.
ağtonos * Gotik mimaride kullanılmış, ağbiçiminde parçalıtonos.
ağtorba * 25 cm genişliğinde ve 50 cm uzunluğunda ağdan yapılmışkırmızıyosunların suya dalınarak avlamada
kullanılan, bir ip ve kayıktaki makara yardımı ile suyun yüzeyine çıkıp inebilen bir torba.
ağyatak * Hamak.
ağa * Kırlık kesimde geniştoprakları olan, sözü geçen, varlıklıkimse.
* Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen san.
* Büyük kardeş, ağabey.
* Okur yazar olmayan yaşlıca kişilerin adlarıyla birlikte kullanılan san.
* Osmanlıİmparatorluğunda bazıkuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san.
ağa borç eder, uşak harç * ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de, uşak, hâlden anlamaz ve bol harcamayısürdürür.
ağa kapısı * Yeniçeri ağasının dairesi.
ağa yamağı * Yeniçeri ağasına bağlıemir çavuşu.
ağababa * Dede, ata.
* Sanı”ağa” olan babaya çocuğunun seslenişi.
* Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse).
ağabey * Bir kimsenin kendinden yaşça büyük olan erkek kardeşi.
* Kardeşolmayanlar arasında da genellikle yaşça büyük olanlara bir saygıseslenişi olarak kullanılır.
ağabeylik * Ağabey olma durumu.
ağabeylik etmek (veya yapmak) * Birini ağabey gibi korumak, gözetmek.
ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur * çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.
ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz * davranışlarına engel olacak hiçbir takıntısıyok.
ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür * insan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.
ağacıkurt, insanıdert yer * kurt ağacınasıl içten içe kemirirse dert de insanı içten içe yer bitirir.
ağaç * Gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki.
* Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan.
* Direk.
ağaç arısı * Düzgün kanatlı, kuyruğunda yumurtlama hortumu olan, 3-4 cm boyunda ağaç zararlısı.
ağaç balı * Erik, kayısı gibi ağaçlardan sızan zamk.
ağaç biti * Yarım kanatlılardan, bitkiler üzerinde yaşayan, sıçrayıcı bir böcek türü (Psylla).
ağaç çileği * Ahududu.
ağaç ebegümeci * Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot (Fr. lavatere).
ağaç kaplama * Konut duvarlarınıyalıtma ve güzelleştirme amacıyla ağaç veya ağaç ürünlerinden yararlanılarak yapılan
kaplama.
ağaç kavunu * Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yapraklarımavimsi pembe, küçük bir ağaç (Citrus
medica).
* Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi.
ağaç kurbağası * Kurbağagillerden, boyu 3-5 cm olan, sırtıyaprak yeşili, ağaçlara tırmanan bir kurbağa türü (Hyla arborea).
ağaç kurdu * Ağaçlarıkemirerek beslenen birtakım sinek kurtçuklarına verilen ad.
ağaç küpesi * Hatmi.
ağaç mantarı * Ağaçta biten bazitli mantarlara verilen ad.
ağaç minesi * Mine çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı, mor çiçekli bir ağaççık (Lantana).
ağaç mobilya * Oturma, yemek yeme, çalışma, yatma vb. işlerin yapılmasında kolaylık ve rahatlık sağlayan, parçalarının
büyük çoğunluğu masif, lifli, yangalıve tabakalıağaç malzemeden yapılan, taşınabilir veya sabit olarak kullanılan eşya.
ağaç nemi * Ağaçta bulunan su miktarının, aynıağacın mutlak kuru ağırlığına oranı.
ağaç olmak * bir yerde ve ayakta çok beklemek.
ağaç oyma * Oyma baskısanatlarından düz bir baskıtekniği.
ağaç sakızı * Reçine.

Bir yanıt yazın