Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 32

aile gazinosu * Sadece evlilerin girebildiği ve birlikte eğlendikleri yer.
aile hayatı * Aile bireylerinin bütün işlerini düzenli olarak ev içinde yapma durumu.
aile hukuku * Aileyi oluşturan kişilerin karşılıklıhak ve görevlerini düzenleyen hukuk dalı.
aile meclisi * Aile makamının görevini yerine getiren kan veya soy hısımlarından en az üç kişiden oluşan heyet.
aile ocağı * Ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev.
aile plânlaması * Ailede çocuk edinmeyi sınırlama, doğum kontrolu.
aile reisi * Kanunlara göre aile yükümlülüğünü taşıyan kimse.
aile saadeti * Genellikle karı, koca bazen de büyükler ve çocuklar arasındaki uyum, anlaşma, sevgi ve hoşgörü.
ailece * Bütün aile birlikte.
ailecek * Ailece.
ailelik * Aile sayısının bütünü.
ailesiz * Ailesi olmayan.
ailevî * Aile ile ilgili.
ait * İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili, için, -e düşen.
ait olmak * ilgilendirmek, birinin olmak, birine düşmek.
ajan * Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, casus.
* Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini gören kimse, işgörevlisi, temsilci.
ajanda * Unutulmaması için gerekli notlarıyazmaya yarayan takvimli defter, andaç.
ajanlık * Ajan olma durumu.
* Ajanın görevi.
ajans * Haber toplama ve yayma işiyle uğraşan kuruluş.
* Bir ticarî kuruluşu tanıtan, onunla ilgili bilgi aktaran ve bu yolla kazanç sağlayan işkolu.
* Bu işkollarının çalıştığı büro.
ajitasyon * Ruhsal gerginliğin dışa vurması.
ajur * Delikli örgü, gözenek.
ajurlu * Ajuru olan veya her yanıajur biçiminde işlenmiş bulunan, gözenekli.
ak * Kar, süt gibi şeylerin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı.
* Bu renkte olan.
* Temiz namuslu.
* Sıkıntısız, rahat.
* Beyaz leke.
* Bazışeylerde beyaz bölüm.
-ak / -ek * İsimden isim türeten ek (küçültme eki): baş-ak, ben-ek vb.
-ak / -ek * Fiilden yer isimleri türeten ek: dur-ak, yat-ak vb.
-ak / -ek * Fiilden alet isimleri türeten ek: or-ak, bıç-ak, tara-k, ele-k, küre-k vb.
ak ağa * Saraylarda hizmet gören hadım ağalarının beyaz ırktan olanı.
ak Arap * Arap sözcüğü “zenci” anlamına da geldiğinden asıl Arapların söz konusu olduğu anlatılmak istenirken
kullanılır.
ak basma * Ak su, perde, katarakt.
ak basmak * Göze beyaz leke inerek görme yetisini yitirmek.
ak benek * Gözün saydam tabakasında bir yara veya çı ban sonucunda oluşmuş, görmeyi derece derece azaltan beyaz
benek.
ak demir * Dövme demir.
ak don kara don geçitte belli olur * Bkz. akıkarası geçitte belli olur.
ak düşmek * (saç ve sakal) tek tük ağarmaya başlamak.
ak gözlü * Gözlerinin rengi pek açık olan ve nazarının hemen değdiğine inanılan (kimse).
ak gün ağartır, kara gün karartır * mutlu bir yaşayışkişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşayışise yıpratır.
ak kan * Lenf.
ak kan yangısı * Adenit.
ak koyunun kara kuzusu da olur * iyi bir aileden kötü bir çocuk da çıkabilir.
ak köpek kara köpek geçit başında belli olur * kimin ne olduğu deney veya sınav sonunda anlaşılır.
ak madde * Demet durumundaki sinir liflerinden oluşan beynin iç, omuriliğin dıştabakası.
ak mıkara mıönüne düşünce görürsün * şimdiden boşuna düşünme, sonuç belli olduğu zaman anlarsın.
ak pak * tertemiz.
* saçısakalıağarmış.
ak pak * Bembeyaz, temiz, parlak.
ak pas * Lâhana, turp, şalgam, karnabahar gibi bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle
semiz otugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida).
ak sakaldan yok sakala gelmek * çok yaşlanıp iyice kuvvetten düşmek.
ak sülümen * Cıva ile klorun birleşimi olan, çok zehirli, beyaz bir toz, süblime, sülümen.
ak yazılı * Bahtlı, şanslı.
ak yel * Güneyden esen rüzgâr, lodos.
ak yem * İzmarit, istavrit, uskumru gibi balıkların beyaz etinden yapılan ve oltada kullanılan yem.

Bir yanıt yazın