aklı başında olmamak | * iyi düşünebilir durumda olmamak. |
aklı başından bir karışyukarı(veya yukarıda) | * düşünmeden aklına geleni yapan. |
aklı başından gitmek | * çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağınışaşırmak. |
aklı başka yerde olmak | * başka şeyler düşünmek. |
aklı bir yerde olmak | * düşünülmesi gerekenden başka bir şey düşünmek. |
aklı bokuna karışmak | * korkudan şaşırıp ne yapacağını bilememek. |
aklıçıkmak | * titizlikle üzerinde durmak, çok korku geçirmek, çok korkmak. |
aklıdağılmak | * düşünceyi belli bir konu, sorun üzerinde toplayamamak. |
aklıdurmak | * düşünemez bir duruma gelmek, şaşırmak. |
aklıermek | * anlayabilmek. * akılca olgunlaşmak. |
aklıevvel | * Akıllı geçinen. |
aklıfikri bir şeyde olmak | * bütün düşündüğü bir konuda yoğunlaşmak. |
aklı gitmek | * şaşırmak, korkmak. * çok beğenmek, bayılmak. |
aklıkalmak | * beğenilen bir şeyi düşünmekten kendini alamamak. |
aklıkaralı | * Akıve karası olan, beyazlısiyahlı. |
aklıkarışmak | * ne yapacağını bilememek, şaşırmak, bocalamak. |
aklıkesmek | * bir şeyin olabileceğine inanmak. |
aklıkesmemek | * sonucu tahmin edememek, ilerisini görememek. |
aklısıra | * aklınca, sandığına göre, düşünüşüne göre, umduğuna göre. |
aklısıra | * Aklınca. |
aklısonradan gelmek | * verdiği kararın yanlışolduğunu anlayıp vazgeçmek. |
aklıtakılmak | * zihni bir şeyle uğraşmak. |
aklıtam ayar | * aklıyerinde. |
aklıyatmak | * anlamaya başlamak, olacağına inanmak, tatmin olmak. |
aklızıvanadan çıkmak | * delirmek, aklını oynatmak. |
aklıevvel | * Densiz, münasebetsiz, sağduyu sahibi olmayan. * Kendisini en akıllısanan. |
aklık | * Ak olma durumu. * Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün. |
aklıma gelen başıma geldi | * olmasından korktuğum şey oldu. |
aklımda! | * lâdes oyununa katılanlardan biri ötekine bir şey verirken karşıdakinin “unutmadım” anlamında söylediği söz. |
aklına birşey gelmek | * şüphelenmek. |
aklına düşmek | * hatırlamak. * kafasında bir düşünce doğmak. |
aklına esmek | * daha önce düşünmemişolduğu şeyi birden yapmaya karar vermek. |
aklına geleni söylemek | * rastgele konuşmak. |
aklına geleni yapmak | * her istediğini düşünmeden yapmak istemek. |
aklına gelmek | * hatırlamak, anımsamak. * bir şeyi yapmayıdüşünmek, tasarlamak. |
aklına getirmek | * hatırlatmak. * düşünmek. |
aklına koymak | * bir şey yapmaya kesin olarak karar vermek. * kararlaştırmak, çok istemek. |
aklına koymak | * bir kimse birine, bir şey telkin etmek. |
aklına sığdırmak | * bir şeyin olabileceğine inanmak, aklıalmak. |
aklına sığmamak | * anlayamamak, kavrayamamak. * olabileceğine inanmamak. |
aklına şaşayım (veya şaşarım) | * adı geçen kimsenin akılsızca bir davranışta bulunduğunu anlatır. |
aklına takmak (veya aklınıtakmak) | * sürekli olarak bir şeyi düşünmek, bir düşünceye saplanıp kalmak. |
aklına turp sıkayım | * birinin düşüncesini ve yaptığını beğenmemek. |
aklına tükürmek | * birinin düşüncesini beğenmemek, kınamak. |
aklına uymak | * birinin uygun olmayan görüşüne göre işyapmak, davranmak. |
aklına vurmak | * birden düşünüvermek. |
aklına yelken etmek | * düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak. |
aklınca | * (küçümseme yollu) Düşüncesine göre, aklısıra. |
aklında kalmak | * unutmamak. * hatırlamak. |
aklında olsun! | * unutma!. |
Kategoriler