Altayistik | * Altay grubuna giren Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Korelilerin dil, edebiyat, kültür ve tarihleriyle uğraşan bilim dalı. |
alternatif | * Seçilebilecek bir başka yol, yöntem; seçenek. * Almaşık. * Dalgalı(akım). |
alternatör | * Dalgalıelektrik akımıveren üreteç. |
altes | * Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı. * Bu unvanıtaşıyan kimse. |
altı | * Beşten sonra gelen sayının adıve bu sayıyı gösteren rakam, 6, Vl. * Beşten bir artık. |
altıalay üstü kalay | * içi dışı gibi özenilmişolmayan şeyler için söylenir. |
AltıKardeş | * Kuzey kutup yönünde, Büyük Ayı’nın karşısında bulunan takım yıldız. |
altıkarış beberuhi | * kısa boylu olanlar için alay yollu söylenir. |
altıkaval üstü şişhane | * Bkz. altıkaval üstü şişhane. |
altıkaval, üstü şişhane | * (giyim için) altı, üstüne uymaz. |
altı okka etmek | * birini kollarından ve bacaklarından tutup yukarıkaldırarak sallamak veya götürmek. |
altıyaşolmak | * işe birtakım oyunlar karışmak, böyle bir işe girişmekte sakıncalar bulunduğu anlaşılmak. |
altıyol | * Altıyolun birleştiği yer. |
altıdan yemek | * hastahanelerde hiç perhizi olmayan hastalara verilen tam yemek. |
altı gen | * Altıkenarlıçokgen, müseddes. |
altık | * Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantıdurumu, mütedahil: “Kimi insanlar fanidir” önermesi “Bütün insanlar fanidir” önermesinin altığı olur. |
altılı | * Altıparçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altıtane bulunan. * İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul. * Divan edebiyatında her bendi altımısradan oluşan nazım biçimi. |
altılık | * Altısı bir arada, altıtaneden oluşmuş, altıtane alabilen. |
altın | * Atom sayısı79, atom ağırlığı196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, kısaltmasıAu. * Altından yapılmış. * Altından yapılmışsikke. * Niteliği iyi olan, üstün nitelikte olan, değerli. |
altın adıpul oldu, kız adıdul oldu | * uygunsuz davranışlarıyüzünden temiz tanınan kişiliği lekelendi. |
altın adını bakır etmek | * kötü işler yaparak temiz ve parlak ününü karartmak. |
altın anahtar her kapıyıaçar | * para olunca her güçlük yenilebilir. |
altın babası | * Çok zengin, parasıçok olan kimse. |
altın beşik | * Bir elleriyle kendi bileklerini kavrayan iki kişinin, öteki elleriyle karşılıklı olarak birbirlerinin bileklerini tutmaları. |
altın bilezik | * Altından yapılmışkola takılan ve pek çok türü olan süs eşyası. * Para getiren sanat veya meslek. |
altın çağ | * En parlak ve mutlu çağ. |
altın eli bıçak kesmez | * varlıklıveya değerli kişilerin elini kimse bükemez. |
altın gibi | * altına benzeyen, sarı. |
altın kaplama | * Herhangi bir metal altın suyuna batırılarak ince bir altın tabaka ile sarılarak altına benzetilmek. |
altın keseği | * Yerden temiz külçe durumunda çıkan altın. |
altın kesmek | * çok para kazanır olmak. |
altın kökü | * Güney Amerika’da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka (Cephaelis ipeca cuanha). |
altın küpü | * Altın para biriktiren; parasıçok olan. |
altın leğene kan kusmak | * varlık içinde hastalık veya sıkıntıçekerek yaşamak. |
altın saat | * İzlenme oranının en çok olduğu vakit, prime time. |
altın sarısı | * Altın rengini andıran. |
altın suyu | * Bir kısım konsantre nitrik asit ile üç veya dört kısım konsantre hidroklorik asitten oluşmuş, özellikle plâtin ve altın gibi metalleri çözmekte kullanılan bir karışım. |
altın topu | * güzel ve tombul olan kucak çocukları için bir benzetme sözü olarak kullanılır. |
altın tutsa, toprak olur (veya altına yapışsa elinde bakır kesilir) | * giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatır. |
altın yağmurcun | * Bir tür kuş, yağmur kuşu. |
altın yıl | * Eşlerin birlikte ulaştıkları50. evlilik yılı. |
altın yumurtlayan tavuk | * mesleği, sanatı, parası olan, gelirli kimse. * turist. |
altın yürekli olmak | * çok iyi niyetli olmak, yumuşak huylu görünmek. |
altına etmek (veya kaçırmak) | * yatağına veya donuna abdest etmek. |
altınbaş | * Daha çok Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir kavun türü. |
altıncı | * Altısayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen. |
altıncıduygu | * Ön sezi. |
altıncıhis | * Bkz. altıncıduygu. |
altında kalmak | * ezilmek. |
altında kalmamak | * karşılığınıvermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak. |
Kategoriler