Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 58

Altayistik * Altay grubuna giren Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Korelilerin dil, edebiyat, kültür ve tarihleriyle
uğraşan bilim dalı.
alternatif * Seçilebilecek bir başka yol, yöntem; seçenek.
* Almaşık.
* Dalgalı(akım).
alternatör * Dalgalıelektrik akımıveren üreteç.
altes * Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı.
* Bu unvanıtaşıyan kimse.
altı * Beşten sonra gelen sayının adıve bu sayıyı gösteren rakam, 6, Vl.
* Beşten bir artık.
altıalay üstü kalay * içi dışı gibi özenilmişolmayan şeyler için söylenir.
AltıKardeş * Kuzey kutup yönünde, Büyük Ayı’nın karşısında bulunan takım yıldız.
altıkarış beberuhi * kısa boylu olanlar için alay yollu söylenir.
altıkaval üstü şişhane * Bkz. altıkaval üstü şişhane.
altıkaval, üstü şişhane * (giyim için) altı, üstüne uymaz.
altı okka etmek * birini kollarından ve bacaklarından tutup yukarıkaldırarak sallamak veya götürmek.
altıyaşolmak * işe birtakım oyunlar karışmak, böyle bir işe girişmekte sakıncalar bulunduğu anlaşılmak.
altıyol * Altıyolun birleştiği yer.
altıdan yemek * hastahanelerde hiç perhizi olmayan hastalara verilen tam yemek.
altı gen * Altıkenarlıçokgen, müseddes.
altık * Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki
önerme arasındaki bağlantıdurumu, mütedahil: “Kimi insanlar fanidir” önermesi “Bütün insanlar fanidir”
önermesinin altığı olur.
altılı * Altıparçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altıtane bulunan.
* İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul.
* Divan edebiyatında her bendi altımısradan oluşan nazım biçimi.
altılık * Altısı bir arada, altıtaneden oluşmuş, altıtane alabilen.
altın * Atom sayısı79, atom ağırlığı196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz
element, kısaltmasıAu.
* Altından yapılmış.
* Altından yapılmışsikke.
* Niteliği iyi olan, üstün nitelikte olan, değerli.
altın adıpul oldu, kız adıdul oldu * uygunsuz davranışlarıyüzünden temiz tanınan kişiliği lekelendi.
altın adını bakır etmek * kötü işler yaparak temiz ve parlak ününü karartmak.
altın anahtar her kapıyıaçar * para olunca her güçlük yenilebilir.
altın babası * Çok zengin, parasıçok olan kimse.
altın beşik * Bir elleriyle kendi bileklerini kavrayan iki kişinin, öteki elleriyle karşılıklı olarak birbirlerinin bileklerini
tutmaları.
altın bilezik * Altından yapılmışkola takılan ve pek çok türü olan süs eşyası.
* Para getiren sanat veya meslek.
altın çağ * En parlak ve mutlu çağ.
altın eli bıçak kesmez * varlıklıveya değerli kişilerin elini kimse bükemez.
altın gibi * altına benzeyen, sarı.
altın kaplama * Herhangi bir metal altın suyuna batırılarak ince bir altın tabaka ile sarılarak altına benzetilmek.
altın keseği * Yerden temiz külçe durumunda çıkan altın.
altın kesmek * çok para kazanır olmak.
altın kökü * Güney Amerika’da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka (Cephaelis ipeca cuanha).
altın küpü * Altın para biriktiren; parasıçok olan.
altın leğene kan kusmak * varlık içinde hastalık veya sıkıntıçekerek yaşamak.
altın saat * İzlenme oranının en çok olduğu vakit, prime time.
altın sarısı * Altın rengini andıran.
altın suyu * Bir kısım konsantre nitrik asit ile üç veya dört kısım konsantre hidroklorik asitten oluşmuş, özellikle plâtin
ve altın gibi metalleri çözmekte kullanılan bir karışım.
altın topu * güzel ve tombul olan kucak çocukları için bir benzetme sözü olarak kullanılır.
altın tutsa, toprak olur (veya altına yapışsa elinde bakır kesilir) * giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatır.
altın yağmurcun * Bir tür kuş, yağmur kuşu.
altın yıl * Eşlerin birlikte ulaştıkları50. evlilik yılı.
altın yumurtlayan tavuk * mesleği, sanatı, parası olan, gelirli kimse.
* turist.
altın yürekli olmak * çok iyi niyetli olmak, yumuşak huylu görünmek.
altına etmek (veya kaçırmak) * yatağına veya donuna abdest etmek.
altınbaş * Daha çok Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir kavun türü.
altıncı * Altısayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen.
altıncıduygu * Ön sezi.
altıncıhis * Bkz. altıncıduygu.
altında kalmak * ezilmek.
altında kalmamak * karşılığınıvermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak.

Bir yanıt yazın