ana deniz | * Kıtaları birbirinden ayıran engin deniz, okyanus, umman. |
ana deniz bilimi | * Oşinografi. |
ana dil | * Başka diller veya lehçeler türetmişolan dil. |
ana dili | * İnsanın çocukken anasından, evindekilerden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dil. |
ana direk | * Gemilerde, ekleme direklerde dipteki temel parça. |
ana doğrusu | * Dönen silindirin yan yüzünü oluşturan dikdörtgenin bir kenarı. * Dönen koninin yan yüzünü oluşturan dik üçgenin hipotenüsüne verilen ad. |
ana duvar | * Bir yapının, dört bir yönünü çevreleyen kalın dışduvar. |
ana düşünce | * Temel fikir. |
ana fikir | * Belirli bir konuda bir yazının temeli olan düşünce. |
ana gibi yâr olmaz, Bağdad gibi diyar olmaz | * insanlar içinde bize ana kadar candan bağlıdost yoktur. |
ana kadın | * Bir ailede veya bir toplulukta en çok sayılan kadın. |
ana kapı | * Bir yapının süslü, büyük ön kapısı. |
ana kara | * Yeryüzündeki beş büyük kara parçasından her biri, kıta. |
ana kent | * Bir ülkenin veya bir bölgenin çevresindeki yerleşim yerlerine ekonomik ve toplumsal yönlerden egemen olan ve genellikle ülkenin başka ülkelerle olan her türlü ilişkilerinin sağlandığıen önemli kenti, metropol, büyük şehir. * Bir ülkede büyük kentlerden herhangi biri, metropol, büyük şehir. |
ana kızına taht kurar, kız bahtıkocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış) | * kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz. |
ana kitap | * Bir bilim alanında yazılmıştemel kitap. |
ana kök | * Tohumun çimlenmesinden sonra kökçüğün toprağa dalarak gelişmesi sonucu oluşan ilk kök. |
ana kraliçe | * Kralın annesi. * Arı beyi. |
ana kubbe | * Camilerde ayaklar veya ana duvar üzerindeki kasnağa oturtulmuşkubbe. |
ana kucağı | * Ananın sevgi ve sevecenlikle dolu çevresi. |
ana kuyu | * bir ocakta ana çıkışve havalandırmada kullanılan kuyu. |
ana kuzusu | * Pek küçük kucak çocuğu. * Sıkıntıya, güç işlere alışmamış, nazlı büyütülmüşçocuk veya genç. |
ana mektebi | * Bkz. anaokulu. |
ana motif | * Bir sanat eserinde sık sık tekrarlanarak ona özellik kazandıran motif, laytmotif. |
ana muhalefet | * İktidarın dışında sayıca en üstün olan parti. |
ana ortaklık | * Birçok ortaklığın pay senetlerini elinde bulundurarak onlarıdenetimi altında tutan sermaye yatırım ortaklığı, holding. |
ana rahmine düşmek | * döl yatağında cenin oluşmak. |
ana saat | * Bir gözlem evi veya kurumda, saatler içinde en doğru giden ve öbür saatlerin ayarlanmasında kullanılan saat. |
ana sanlı | * Soyadınıana yönünden alan. |
ana sav | * İleri sürülerek savunulan düşüncelerin en belli başlı olanı. |
ana sayaç | * Belirli bir yerleşim birimine veya bir şehre verilen toplam gazın ölçülmesi amacıyla, ana dağıtım boru hattı başlangıcına tesis edilen sayaç sistemi. |
ana sınıfı | * Genellikle beşyaşını bitirmişçocukları ilkokul öğrenimine hazırlayan sınıf. |
ana sözleşme | * Taraflar arası düzenlenen ilk ve temel sözleşme. |
ana şehir | * Ana kent. |
ana toplardamar | * Kirli kanıkalbin sağkulakçığına boşaltan iki büyük toplardamardan her biri. |
ana vatan | * Ana yurt. * Bir şeyin ilk kez yetiştigi, göründüğü yer. |
ana yapı | * Bir yapı bütünü içinde yükseklik ve biçim bakımından göze çarpan, önemli bölüm. |
ana yarısı | * Teyze. |
ana yol | * Küçük yolların kendisine açıldığı büyük yol. * Cadde. |
ana yön | * Kuzey, güney, doğu ve batıyönlerinden her biri. |
ana yurt | * İlk yurt edinilen yer, ana vatan. |
ana yüreği | * Annelik duygusu, ana sevecenliği. |
anabolizma | * Özümleme. |
anaca | * Ana olarak. |
anacık | * Küçük anne. * Sevimli, sempatik anne. |
anacıl | * Anasına düşkün (çocuk). |
anaç | * Yavru yetiştirecek duruma gelmişolan hayvan veya yemişverecek durumdaki ağaç. * İri, kart. * Kurnaz, deneyli, bilgili, başına buyruk. |
anaçlaşma | * Anaçlaşmak işi. |
anaçlaşmak | * Anaç duruma gelmek. |
anaçlık | * Anaç olma durumu. |
Kategoriler