Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 91

askercilik * Askerci olma durumu.
* Bir tür çocuk oyunu.
askere alınmak * askerlik ödevini yapmak için er eğitim merkezine gönderilmek.
askere çağrılmak * askerlik ödevini yapmak için şubece istenmek.
askere gitmek * askerlik ödevini yapmak için orduya katılmak.
askerî * Askerlikle ilgili, askere özgü.
askerî ambargo * Bir ülkeyi cezalandırmak amacıyla askerî alanda yaptırım uygulama.
askerî ataşe * Bir ulusun yabancıülkelerdeki elçiliklerinde görevli askerî uzman.
askerî inzibat * Askerî birlikler arasında düzeni, disiplini, kanunlarıyürütmekle görevli sınıf ve bu sınıftan olan asker.
askerî kaput * Askerlerin giydiği kalın kumaştan üstlük.
askerî rüştiye * Askerî ortaokul.
askerîleşme * Askerîleşmek işi.
askerîleşmek * Bir yer askerlikle ilişkili duruma gelmek, askerlik niteliği kazanmak.
askerîleştirme * Askerîleştirmek işi.
askerîleştirmek * Asker yönetimine geçirmek; (bir şeye) askerlik niteliği kazandırmak.
askeriye * Askerlik.
askerlik * Asker olma durumu; askerlik ödevi ordu hizmeti.
askerlik dairesi * Yurttaşlarıaskere alma işleriyle görevli olan askerlik şubelerinin bağlı bulundukları bölge dairesi.
askerlik etmek * askerlik yapmak.
askerlik hizmeti * Orduda belirli bir sürede yapılan yurt ödevi.
askerlik yapmak * kanunlara göre yurttaşların yükümlü oldukları ordu ödevinde bulunmak.
askerlik yoklaması * Askerlik şubelerine kayıtlıkimselerin belirli zamanlarda yapılan durum yoklaması.
askı * Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne.
* Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ.
* Artırma, eksiltme gibi resmî işilânlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılıdurması.
* Hastahanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç.
* Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener.
* Saklanmak için tavana asılmışdizi veya hevenk.
* Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi
tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş.
* Gelinin oturacağıyerin üstüne asılan süsler.
* Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat.
* Düğünlerde geline yakınlarıtarafından takılan hediye.
* İpek böceğinin kozasınısarması için yanına konulan çalıçırpı.
* Saz şairleri arasında yapılan deyişyarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca gibi
ödül.
askıda bırakmak * sonuca vardırmamak.
askıda kalmak * (bir iş) bir engel dolayısıyla sonuca varamamak.
askılı * Askısı olan.
askılık * Avcıların sırtlarına taktıklarıaskıtakımı.
* Asılıp saklanacak sebze, meyve.
* Vestiyer.
askıntı * Başkalarının sırtından geçinen.
* Karşıcinsi rahatsız eden kimse.
askıya almak * altı boşalıp desteği kalmayan yapıyıdikmelerle boşlukta tutarak yıkılmaktan kurtarmak.
* oturmuşveya batmış bir gemiyi yüzdürmek için başka teknelere asarak kaldırmak.
* bir işi zamanında yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak, savsaklamak.
askıya çıkarmak (veya çıkarılmak) * evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askıyoluyla ilân etmek.
askıya çıkmak * ipek böceği koza sarmak üzere dallara çıkmak.
asklı * Sporlarıask denen torbalar içinde oluşan (mantar).
askospor * Asklımantarların sporuna verilen ad.
asla * Hiçbir zaman, hiçbir biçimde.
Aslan * Zodyak üzerinde, Yengeç ile Başak burçlarıarasında yer alan burcun adı, Zodyak.
aslan * Kedigillerden, erkekleri yeleli, yırtıcı, Afrika’da yaşayan, uzunluğu 160 cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü,
çok koyu sarırenkli güçlü bir memeli türü, arslan.
* Gürbüz ve yiğit adam.
aslan ağzı * Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs taşı.
aslan gibi * boylu boslu, güçlü ve yakışıklı.
* sağlığıyerinde.
aslan kesilmek * aslan gibi güçlü ve cesur duruma gelmek.
aslan payı * Hak edilenden daha çok alınan pay.
aslan sütü * Rakı.
aslan yatağından belli olur * bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder, uygun bir durumda olması gerekir.
aslan yürekli * Çok yiğit, hiçbir şeyden korkmayan.
aslanağzı * Sıraca otugillerden, türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bir bitki.
aslanca * Aslana yakışır yolda, aslan gibi, yiğitçe.
aslangiller * Kedi cinsinden olan bütün et oburları içine alan hayvan familyası.
aslanım! * gençler, delikanlılar için kullanılan bir seslenme sözü.
aslanın ağzında * elde edilmesi çok güç.
aslankulağı * Bir sap üzerinde dizili sarıveya kırmızıçiçekli otsu bir bitki.
aslankuyruğu * Ballı babagillerden, eskiden hekimlikte terletici olarak kullanılan bir bitki, yer pırasası(Leonurus).
aslanlık * Yiğitlik, cesaretlilik.

Bir yanıt yazın