Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 94

* Pişirilerek hazırlanan yemek.
aşdamı * Bazı bölgelerde yemek pişirilen yer, mutfak.
aşerme * Aşermek durumu.
aşermek * hamilelikte bazıyiyeceklere karşıaşırıdüşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek.
aşevi * Para ile yemek yenilen yer, aşçı, lokanta.
* Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane.
* Düğün ve benzeri toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan
yer.
* Tekkelerde yemek pişirilen yer.
aşocağı * Yemek pişirilip yoksullara dağıtılan yer.
aştaşınca kepçeye paha olmaz * sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.
aşyermek * Bkz. aşermek.
aşağı * Bir şeyin alt bölümü.
* Bir yere göre daha alçak yerde bulunan.
* Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri.
* Niteliği düşük, kötü, adî.
* Bayağı, adî.
* Daha küçük, daha az; değer yönünden daha az.
* Aşağıya, yere doğru.
aşağı(falan) yukarı * bir kimsenin adının dilden düşürmediğini, onun pek gözde olduğunu anlatır.
* bir hizmette çok kullanılan kişice, yakınma olarak kullanılır.
aşağıalmak * devirmek, yıkmak.
aşağı bitkiler * Su yosunları, mantarlar ve kara yosunları gibi su dışında fazla boy atmayan damarsız bitkiler.
aşağıdüşmek * düzeyi, miktarı, niteliği alçalmak.
aşağı görmek * küçük görmek, beğenmemek, hor görmek.
aşağıkalır yeri (veya yanı) yok * nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan.
aşağıkalmamak * herhangi bir nitelik bakımından ondan geri olmamak.
aşağıkurtarmaz * bundan daha ucuza olmaz.
* daha aşağı bir durumu kendine lâyık görmez.
aşağımahalle * Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yer, yerleşim bölgesi.
* Genel ev.
aşağıtükürsem sakalım, yukarıtükürsem bıyığım * iki karşıt ve aynıderecede sakıncalıdurum karşısında karar verme zorluğunu anlatır.
aşağıyukarı * Tama yakın, yaklaşık olarak.
aşağıyukarı(yürümek) * bir baştan bir başa (yürümek).
aşağıdan almak * sert konuşan bir kimseye yumuşak bir dil kullanmak, alttan almak.
aşağılama * Aşağılamak işi.
aşağılamak * Değerinden düşük göstermek.
* Küçültücü davranışlarda bulunmak, hor görmek.
aşağılanma * Aşağılanmak durumu.
aşağılanmak * Aşağıduruma düşürülmek.
aşağılaşma * Aşağıduruma düşme, mezellet.
aşağılaşmak * Aşağılık duruma düşmek.
aşağılatma * Aşağılatmak işi.
aşağılatmak * Aşağılamak işine uğratmak, tenzil etmek.
aşağılıyukarılı * Aşağısıve yukarısı olan; aşağısıyukarısı birlikte.
aşağılık * Aşağı olma durumu, adilik.
* Niteliği düşük, adî.
aşağılık duygusu * Kişinin gerçeklere uyan veya uymayan sebeplerle, benliğini yetersiz ve küçük görmesi.
aşağılık kompleksi * Kendini olduğundan yetersiz, yeteneksiz ve güçsüz görme duygusu.
aşağısama * Aşağısamak işi.
aşağısamak * Bir kimseyi veya bir şeyi aşağılık ve değersiz göstermek, hafife almak, hafifsemek, tezyif etmek.
aşağısı * Aşağıtaraftaki.
aşama * Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye.
* Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, merhale.
aşama sırası * Önem ve değer bakımından gitgide yükselen basamaklar dizisi, hiyerarşi.
* Otoritenin en genişölçüde en üst mertebede olarak değişik önem sıralarıarasında katıve kesin bir biçimde
dağıldığıtoplumsal teşkilâtlanış biçimi, hiyerarşi.
aşamalı * Aşaması olan, kademeli.
aşar * Ondalık.
* Tarım ürünlerinden alınan onda bir nisbetindeki vergiler.
aşarî * Ondalık.
aşçı * Yemek pişiren kimse, ahçı.
* Yemek pişirip satan kimse.
* Yemek yenilen dükkân, aşevi, lokanta.
aşçı baltası * Kemikli et kesmeye yarar küçük balta.
aşçı başı * Birkaç aşçının birlikte çalıştığıyerde bulunanların başı.
* Bir lokanta veya evde yemek pişirmekle görevli kimse.
aşçı başılık * Aşçı başı olma durumu, aşçı başının görevi.
aşçılık * Aşçı olma durumu veya aşçının görevi.
* Yemek pişirme zanaatıveya bilgisi.
aşerat * Onluklar.
aşhane * Aşevi.
* Mutfak.
aşı * Organizmada belli birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın
mikrobuyla hazırlanmışeriyik.
* Bir ağacın dalıveya gövdesi üzerine, aynıfamilyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk gibi
parçalarıkaynaştırma işi veya böylece eklenen parça.
* Bu eriyiğin uygulanması.
* Aşılı(kimse veya bitki).

Bir yanıt yazın