Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 46

bencilce * Bencile yakışır biçimde.
bencileyin * Benim gibi.
bencilik * Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm.
* İnsanın bütün eylemlerinin ben sevgisiyle belirlenmişolduğunu, buna göre ahlâklılığın da yalnızca kendini
koruma içgüdüsünün bir biçimi olduğunu ileri süren öğreti.
* Kendi benini ve çıkarınıhayatın mutlak ilkesi yapan anlayış.
bencilleşme * Bencilleşmek işi.
bencilleşmek * Bencil duruma gelmek.
bencillik * Bencil olma durumu, hodbinlik, egoistlik, egoizm.
bencillik etmek * bencil davranmak.
bende * Kul, köle.
bendegân * Kullar, köleler.
bendegî * Kulluk, kölelik.
* Köle ile ilgili, köleye ait.
bendehane * Bendenin, kölenin evi.
benden de al o kadar * Bkz. al benden de o kadar.
benden günah gitti * Bkz. benden söylemesi.
benden söylemesi * ben üzerime borç saydığım şeyi söyledim, kendimi suçlu saymam.
bendeniz * alçak gönüllülükle ben yerine ve “köleniz'” anlamında kullanılır.
bendeniz cennet kuşu * kendini tanıtırken kullanılan bir deyim.
bendezade * Bendenin oğlu.
bendir * Alaturka çalgıaleti.
benefşe * Menekşe.
benek * Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan.
* Güneşlekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fekül.
beneklenme * Beneklenmek işi.
beneklenmek * Benek oluşmak.
benekleşme * Benekleşmek işi veya durumu.
benekleşmek * Benek benek durum almak.
benekli * Ufak lekeleri bulunan.
benekli köpek balığı * Kara benekli, küçük boyda bir cins köpek balığı(Scylliorhinus canicula).
bengi * Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî.
bengi * Ege ve Güney Marmara bölgesinin halk oyunlarından biri.
bengi su * İçene sonsuz hayat verdiğine inanılan ve efsanelerde geçen su, abıhayat.
bengileme * Bengilemek işi.
bengilemek * Bengi kılmak, sonsuz yaşama niteliği kazandırmak, ölümsüzleştirmek, ebedîleştirmek.
bengileşme * Bengileşmek işi.
bengileşmek * Sonsuz yaşama niteliği kazanmak, ölümsüzleşmek, ebedîleşmek.
bengilik * Zamanla ilgisi, başlangıcıve sonu olmayan varlık.
* Ölmezlik, ebedîlik.
* Sonsuz ve ölçülmez zaman.
beni sokmayan yılan bin (yıl) yaşasın * zararlı olduğu bilinen, ama kimseye kötülüğü dokunmayan kişiyle uğraşmamalıdır.
beniâdem * Âdemoğulları, insanlar.
benibeşer * İnsan.
beniçinci * Kişinin benliğini merkez sayma görüşü, benmerkezci.
beniçincilik * Dünyada kişinin benliğini merkez sayan felsefe görüşü, benmerkezcilik, egosantrizm.
benildeme * Benildemek işi.
benildemek * Belinlemek.
benim diyen * kendine güvenen, güçlü olduğuna inanan.
benim oğlum bina okur, döner döner yine okur * “çok çalışmasına karşılık verimli ve yararlı olmuyor” anlamında kınama veya eleştiri belirtmek için
kullanılır.
benimseme * Benimsemek işi, sahip çıkma, tesahup.
benimsemek * Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek.
* Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmak.
benimsenme * Benimsenmek işi.
benimsenmek * Benimsenmek işine konu olmak.
benimsetme * Benimsetmek işi.
benimsetmek * Birinin benimsemesini sağlamak.
benimseyiş * Benimsemek işi veya durumu.

Bir yanıt yazın