Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 52

beşparalık olmak * alçalmak, kusurlarıaçığa çıkmak.
beşparasız * parasız, yoksul.
beşparmak bir olmaz * ana ve babaları bir olduğu hâlde kardeşler arasında çeşitli farklılıklar bulunur.
beşüç * Bkz. pencüse.
beşvakit * Günün belirli beşvaktinde kılınan namaz.
beşyüzlü * Beşyüzü olan cisim.
beşyüzlük * Beşyüz liralık bütün kâğıt para.
* İçinde beşyüz tane bulunan.
beşaret * İyi haber, müjde, muştu, erim.
beş bıyık * İri muşmula.
beşer * İnsanoğlu, insan.
beşer * Beşsayısının üleştirme biçimi, her birine beş, her defasında beşi bir arada.
beşer şaşar * insan her zaman yanılabilir.
beşerî * İnsanoğlu ile ilgili.
* Bedensel, bedenle ilgili.
beşerî coğrafya * İnsanların yerleşik bulunduğu yöre ile ilgisini ve o yörenin veya yerin türlü olaylarını inceleyen coğrafya
kolu.
beşeriyet * İnsanlık, insanoğulları.
beşeriyetçi * Beşeriyet yanlısı(kimse), hümanist, insancıl.
beşeriyetçilik * Beşeriyetçi olma işi veya durumu, hümanizm, insancıllık.
beşerli * Beşer beşer sıralanmış.
beşgen * Beşkenarlıçokgen.
beşibirlik * Kadınların süs için takındıkları, beşaltın lira değerinde olan altın.
beşibiryerde * Bkz. beşibirlik.
beşiğini sallamak * çocukluğundan veya çok eskiden tanımak, büyümesine hizmet etmek.
beşik * Süt çocuklarınıyatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmışsallanır bir çeşit
küçük karyola.
* Bir şeyin doğup geliştiği yer.
* Yüz üstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde başve ayak yönünde
sallanma.
* Ambalâjlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü.
beşik kertiği * Daha beşikte iken anası babasıtarafından nişanlanmışkimse.
beşik kertme * Daha beşikte iken anası babasıtarafından nişanlanma.
beşik salıncak * Bayram yerinde kurulan bir tür salıncak.
beşikçi * Beşik yapan veya satan kimse.
beşiklik * Beşik olmaya uygun.
beşiklik etmek * beşik vazifesini, fonksiyonunu yapmak.
beşikörtüsü * İki yana akıntısı olan çatı.
beşikten mezara kadar * bütün hayatı boyunca, ölünceye kadar.
beşinci * Beşsayısının sıra sıfatı, sırada dördüncüden sonra gelen.
beşinci kol * Bir ülkede gizli olarak, düşman için çalışan örgüt.
beşiz * Beşi bir arada doğan (kardeşler).
beşizli * Beştanesi bir arada olan.
beşleme * Beşlemek işi.
* Tahmis.
beşlemek * Bir işi beşkez yapmak.
* Bir şeyin sayısını beşe çıkarmak.
beşli * Beşparçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden beştane bulunan.
* İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde beşişareti bulunan kâğıt veya pul.
* Divan edebiyatında beşdizeli bölümlerden oluşmuşmanzume, muhammes.
* Beşses veya beşmüzik aracı için yazılan müzik eseri, kentet.
* Beşmüzisyenin çaldığıcaz orkestrası.
* Halk edebiyatında üçlemeli bir bende, konu ile ilgili aynıölçüde bir çift dizenin bağlanmasıyla oluşan
manzume.
beşlik * Beşpara, beşkuruşveya beşlira değerinde olan akçe.
* Beşi bir arada olan, beştane alabilen.
beşlik simit gibi kurulmak * kendine değer vererek bir yere yayılıp oturmak.
beşme * Her çubuğu ayrıayrı beşrenkte olan, yollu bir çeşit kumaş.
* Çıkrıkçıtezgâhının kütüğü.
beşme * Tabaklanmamışham deri.
beşparmak * Derisi dikenlilerden, beş ışınlıyıldız biçiminde bir deniz hayvanı, beşpençe (Uraster).
* Beşrenkte dokunmuşçubuklu kumaş.
beşparmak otu * Gülgillerden, yol kıyılarında ve çayırlarda yetişen, sürgüne karşıkullanılan bir bitki, kurt pençesi (Potentilla
reptans).
beşpençe * Bkz. beşparmak.
beştaş * Beştaşla oynanan bir tür çocuk oyunu.
beşuş * Güler yüzlü, güleç, gülümser.
bet * Beti benzi atmak, beti benzi uçmak, beti benzi sararmak gibi deyimlerde beniz kelimesi ile birlikte, “çehre”
anlamında ikileme oluşturur.
* Bet bereket kalmamak, beti bereketi gelmek, beti bereketi kaçmak gibi deyimlerde bereket kelimesi ile
birlikte “bolluk” anlamında ikileme oluşturur.
bet * Kötü, çirkin, tuhaf.
bet beniz kalmamak * yüzü sararıp solmak.

Bir yanıt yazın