Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 55

beyin cerrahı * Beyin konusunda uzmanlık yapmış cerrah.
beyin cerrahîsi * Hastahanelerde beyin konusunda ameliyat yapabilen bölüm.
beyin göçü * İleri düzeydeki meslek ve bilim adamları ile uzmanların bir başka gelişmişülkede yerleşip çalışmak amacı
ile kendi ülkelerinden ayrılması.
beyin gücü * Bir ülkede ileri düzeyde iyi yetişmişolan meslek ve bilim adamları ile uzmanların fikir gücü.
beyin jimnastiği * Bkz. zihin jimnastiği.
beyin kanaması * Beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçından dışarıkan sızmasısonucu, beslenen bölgenin çalışmaz
duruma gelmesi.
beyin karıncıkları * İçinde beyin-omurilik sıvısı bulunan, kafa içinin, dört boşluğundan her biri.
beyin omurilik sıvısı * Örümceksi zarla ince zar arasındaki boşlukta bulunan beyinle omuriliği çepeçevre saran sıvı.
beyin orağı * Beynin iki lopu arasındaki zar.
beyin takımı * Bir kurum veya kuruluşun yönetiminde etkin rol oynayan kimseler.
beyin üçgeni * Beynin alt tarafındaki üç kıvrımlıyuvarlak çıkıntı.
beyin yıkamak * insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönde düşünür ve davranır
duruma getirmek amacıyla çeşitli yollarla etkilemek.
beyin zarı * Beyni üst üste saran zar, korteks.
beyin zarları * Beyni üst üste saran üç zar.
beyincik * Kafatasının art bölümünde ve beynin altında, hareket dengesi merkezi olan organ, dimağçe.
beyinli * Beyni olan.
* Akıllı, düşünceli.
beyinsel * Beyinle ilgili.
beyinsi * Beyne benzeyen.
beyinsiz * Beyni olmayan.
* Akılsız, düşüncesiz.
beyit * Ev.
* Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuşşiir parçası.
beyitli * Beyti bulunan, içinde beyit olan.
beyiye * Bkz. satımlık.
beylerbeyi * Sancak beylerinin başı.
beylik * Bey olma durumu.
* Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî.
* Herkesin kullandığı, çok bilinen, herkesin bildiği, basmakalıp.
* Rahat yaşama.
* Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emirlik, emaret.
* Hükûmet.
* Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi.
beylik fırın has çıkarır * devlet görevlisi olmanın insana birçok kazançlar sağladığınışaka yollu anlatmak için söylenir.
beylik söz * Herkesin kullandığı, etkisi kalmamışsöz.
beylikçi * Divanıkaleminin başı.
beynamaz * Namazsız, namaz kılmayan, pis (kimse).
beynelmilel * Milletler arası, uluslar arası, enternasyonal.
beynelmilelci * Bkz. uluslar arasıcı.
beynelmilelcilik * Milletlerin sosyal sınıflarıarasında uygunluk olmasıve birlikte davranılması gerektiğini savunan görüş,
milletler arasıcılık, uluslar arasıcılık, enternasyonalizm.
beyni atmak * Bkz. tepesi atmak.
beyni bulanmak * sersemlemek, düşünemez olmak.
* kötü bir şey sezinlemek.
beyni karıncalanmak * zihin yorgunluğundan düşünemez olmak.
beyni kaynamak * aşırısıcaktan sersemlemek, bunalmak.
beyni sıçramak * aklı başından gitmek.
beyni sulanmak * düzgün düşünemez olmak, bunamak.
beyninde * Arasında.
beyninde şimşekler çakmak * çok üzülmek, sarsılmak.
* zihninde birden bir düşünce doğmak.
beyninden vurulmuşa dönmek * beklenmedik bir durum karşısında olağanüstü bir üzüntü ve şaşkınlığa uğramak.
beynine girmek * herhangi bir konuda birisini yönlendirmek, ikna etmek.
beynine vurmak * (içki etkisiyle) ne yaptığını bilemez duruma gelmek.
beynini kemirmek * rahatsızlık vermek, huzurunu kaçırmak.
beysbol * Dokuzar kişilik iki takım arasında bir top ve sopayla oynanan, Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın bir
çeşit oyun.
beysbolcu * Beysbol oynayan ve oynatan (kimse).
beytülmal * Devlet hazinesi.
beyyine * Bir olayın doğruluğunu ortaya koyabilen yöntem.
* Duruşma sırasında bir düşünceyi gerçekleştirmek için başvurulan belge, kanıt, tutamak, delil.
beyzade * Bey oğlu.
* Soylu kimse.
* Özenle büyütülmüş, nazlıkimse.
beyzadelik * Soyluluk.
beyzî * Yumurta biçiminde, söbe, oval.

Bir yanıt yazın