Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 75

bitki * Bulunduğu yere kökleriyle tutunup gelişen, döl veren ve hayatınıtamamladıktan sonra kuruyarak varlığı
sona eren, yosun, ot, ağaç gibi canlıların genel adı, nebat.
bitki bilimci * Bitki bilimiyle uğraşan, bitki bilimi uzmanı, botanikçi.
bitki bilimi * Bitkileri inceleyen bilim kolu, botanik.
bitki bitleri * Bitkiler üzerinde yaşayan, kırmız böceği, ağaç biti, çiçek veya fidan biti gibi böceklerin ortak adı.
bitki coğrafyası * Yeryüzünün bitki örtüsünü ve bu örtünün çevreyle ilgisini inceleyen coğrafya bilimi.
bitki örtüsü * Bir bölgede yetişen bitkilerin topu, bitey, flora.
bitki patalojisi * Bitki hastalıklarını inceleyen bilim dalı.
bitki sütü * Süt görünüşünde bitki öz suyu.
bitki topluluğu * Benzer doğal olaylara ve yaşama koşullarına uymuş, belirli bir görünüşalmış bitkilerin bir araya gelmiş
durumu.
bitkici * Bitki yetiştiren kimse.
bitkicilik * Bitki yetiştirme işi.
bitkileşme * Bitkileşmek işi veya durumu.
bitkileşmek * Bitki durumuna gelmek.
bitkimsi * Bitkiye benzer, bitkiyi andırır.
bitkimsi hayvanlar * Mercan, sünger gibi bitki görünümünde olan hayvanlar.
bitkin * Gücü tükenmişolan, çok yorgun.
bitkinlik * Bitkin olma durumu.
bitkisel * Bitki ile ilgili, bitki cinsinden olan; bitkiden elde edilen, nebatî.
bitkisel hayat * Hastalık veya kaza sebebiyle bilinçsiz ve hareketsiz duruma gelen kişinin hayatı.
bitkisel kazein * Küspe ve sıvıyağartıklarından elde edilen azotlu madde.
bitkisel yağ * Bitkilerden değişik yöntemler kullanılarak elde edilen yağ.
bitleme * Bitlemek işi.
bitlemek * Birinin bitlerini ayıklamak.
bitlenme * Bitlenmek işi.
bitlenmek * Üzerinde bit üremek.
* Kendi bitlerini ayıklamak.
bitler * Kanatlılar alt sınıfına giren, ağız yapılarısokup emmeye elverişli, memelilerde yaşayan ve kanla beslenen bir
böcek takımı.
bitli * Üstünde bit bulunan.
* Cimri.
bitli (veya kurtlu) baklanın da kör alıcısı olur * işe yaramaz da olsa, her şeyin isteklisi bulunduğunu anlatır.
bitli kokuş * üstü başıkirli, vücut temizliğine bakmayan (kadın).
Bitlis köftesi * Yağsız kıyma, köftelik bulgur, pirinç, yağ, nar, yumurta ve baharat kullanılarak hazırlanan ceviz
büyüklüğünde bir yemek.
bitme * Bitmek işi.
bitmek * Tükenmek.
* Sona ermek.
* Çok yorulmak, güçsüz kalmak, çok zayıflamak.
* Çok sevmek, bayılmak, beğenmek.
bitmek * Bitki, tüy, saç gibi şeyler için, çıkıp yetişmek.
* Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak.
bitmek tükenmek bilmemek * bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek.
bitmez tükenmez (veya bitip tükenmez) * hiç bitmeyen, sonu gelmeyen, uçsuz bucaksız.
bitmişi * pazarlıkta bir şeyin son fiyatı.
bitnik * Genel davranışlarıve hırpanî giysileri ile toplum hayatından kopma eğilimi gösteren ve toplum dışında bir
yaşantısı olan genç.
bitpazarı * Eski eşyanın alınıp satıldığıpazar.
bittabi * Doğal olarak, tabiatı ile, tabiî, elbette.
bitter * Bir çeşit acı bira.
* Bir çeşit ardıç rakısı.
* Acıçikolata.
bitüm * Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin tabiî
yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı.
* Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında
vb. kullanılan, tabiî ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde madde.
bitümleme * Bitümlemek işi.
bitümlemek * Belirli bir kalınlıkta bitüm ile örtmek.
bitümlü * İçinde bitüm bulunan veya bitümün bütün özelliklerini gösteren.
bîvefa * Sevgisine bağlı olmayan, vefasız.
biyaprak * Yapraklarıhalka dizilişli, daha çok akvaryumlarda bulundurulan su bitkisi.
biye * Genellikle giysinin yaka, kol, etek çevresine kendi kumaşından veya başka kumaştan geçirilen ince şerit.
biyel * Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş bulunan hareketli çubuk.
biyelcik * Küçük biyel, küçük hareketli çubuk.
biyeli * Biye geçirilmiş, biyesi olan.

Bir yanıt yazın