Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 1

ç Ç* Türk alfabesinin dördüncü harfi. Çe adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından ötümsüz, katışık, diş- diş
eti ünsüzünü gösterir.
ç ç* Türk alfabesinin dördüncü harfi.
-ça / -çe* Bkz. -ca / -ce (I).
-ça / -çe* Bkz. -ca / -ce (II).
çaba* Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, ceht.
çaba göstermek* bir işi başarmak için çalışmak, uğraşmak.
çaba harcamak* bir işi yapabilmek için elden gelen bütün gücü kullanmak.
çabalama* Çabalamak işi.
çabalama kaptan ben gidemem* bu işi yapacak güçte değilim, zorlamanın yararıyok.
çabalamak* Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak.
* Bir işi başarmak için uğraşmak.
çabalanma* Çabalanmak işi.
çabalanmak* Çabalamak işi yapılmak.
çabalayış* Çabalamak işi veya biçimi.
çabucacık* Çabucak, sür’atle.
çabucak* Çok çabuk, vakit geçirmeden, çabucacık, hızla, sür’atle.
* Kısa sürede ve kolaylıkla.
çabuk* Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaşkarşıtı.
* Hızlı.
* Acele et, oyalanma” anlamında.
çabuk çabuk* Çabuk olarak, ivedilikle.
çabuk ol (veya çabuk)* çabuk davran, çabuk işgör, oyalanma!.
çabuk parlayan çabuk söner* olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağınıanlatır.
çabukça* Çabucacık, oldukça çabuk.
çabuklaşma* Çabuklaşmak işi.
çabuklaşmak* Çabukluk kazanmak, hızlanmak.
çabuklaştırılma* Çabuklaştırılmak işi.
çabuklaştırılmak* Çabuklaşmak işi yaptırılmak.
çabuklaştırma* Çabuklaştırmak işi, tacil.
çabuklaştırmak* Bir işe çabukluk vermek, tesri etmek.
çabukluk* Çabuk olma durumu hız, sür’at.
çaça* (ticaret gemilerinde) Eski ve usta gemici.
* Genel ev işleten kadın, mama.
çaça balığı* Hamsigillerden küçük bir balık (Clupea sprattus).
çaçaça* Meksika’dan yayılmış, hareketli, modern bir dans.
çaçaron* Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi kuvvetli, geveze.
çaçaronca* Çaçarona yakışır (bir biçimde).
çaçaronluk* Çaçaron olma durumu veya çaçaronca davranış.
çadır* Keçe, deri, kıl dokuma veya sık dokunmuşkalın bezden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak,
çerge, oba, otağ.
* Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye.
çadır ağırşağı* Çadırın direk başlığı.
çadır bezi* Pamuk veya ketenden dokunmuşkalın, sık bir tür bez.
çadır çanağı* Çadır direğinin ucunda, çadır bezini tutmaya yarayan oyuk ağaç.
çadır çatı* Orta noktadan başlayarak dört tarafa bakan yüzeyi bulunan ve kare piramit biçimindeki çatı.
çadır çiçeği* Nilüfergillerden, Çin ve Amerika ırmaklarında yetişen, büyük yapraklı, pembe ve beyaz çiçekli bir bitki
(Euryaleferox).
çadır devlet* Göçebe boy ve aşiretlerden oluşan devlet.
çadır direği* Çadırın düzgün ve gergin kurularak çökmemesini sağlayan orta direk.
çadır kurmak* çadırı içinde oturulabilecek bir duruma getirmek.
çadır tiyatrosu* Oyunlarınıve diğer gösterilerini çok büyük bir çadır içinde halka sunan gezici tiyatro veya gösteri grubu.
çadır uşağı* Maydanozgillerden, öz suyu hekimlikte kullanılan bir bitki (Dorema ammoniacum).
çadır yıkmak* kurulu olan çadırlarısöküp toplamak.
çadırcı* Çadır yapan veya satan kimse.
çadırcılık* Çadır yapma veya satma işi.
çadırlı* Çadırı olan.
* Çadıra yerleşmişolan.
çadırlı ordugâh* Çadırlarda barındırılan askerî güç.

Bir yanıt yazın