Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 1

C * Karbon’un kısaltması.
* Elektrik kapasitesinin kısaltılması.
c, C * Türk alfabesinin üçüncü harfi. Ce adıverilen bu harf ses bilimi bakımından ötümlü katışık diş- dişeti
ünsüzünü gösterir.
* Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde do sesini gösterir.
* Romen rakamlarında 100 sayısını gösterir.
Ca * Kalsiyum’un kısaltması.
-ca / -ce, -ça / -çe * Vurgusuz zarf eki: Kısa-ca, iyi-ce, açık-ça, mert-çe vb.; dil adlarıtüretir: Alman-ca, İngiliz-ce, Rus-ça, Türkçe vb. “bakımından” anlamına zarf türetir: Para-ca, yaş-ca vb. “-a göre” anlamına zarf türetir: Onlar-ca, biz-ce, ben-ce,
sen-ce vb. “tarafından” anlamına zarf türetir: Bakanlık-ça, hükümet-çe vb. “kadar” anlamına zarf türetir: Bun-ca, onca vb. sayıca eşitlik bildiren zarflar türetir: Yüzyıllar-ca, aylar-ca, günler-ce, binler-ce vb. topluluk beraberlik anlatan
zarflar türetir: Aile-ce, ev-ce, köy-ce vb.
-ca / -ce, -ça / -çe * Sıfatlardan küçültme sıfatlarıtüreten ek: Sarışın-ca, esmer-ce, soluk-ça, sert-çe vb.
caba * Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava.
* Fazla olarak, üstelik.
cabadan * Bedava olarak, karşılıksız, fazladan.
cacık * Yoğurt, ayran içine hıyar veya marul doğranarak yapılan, çoğu kez sarımsaklı, iştah açıcıyiyecek.
cacık * Bir tür ot.
-cacık / -cecik * Zarf türeten ek (vurgusuz): hemen-cecik, yavaş-çacık, usul-cacık vb.
cadaloz * Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın, kocakarı).
cadalozlaşma * Cadalozlaşmak işi.
cadalozlaşmak * Cadaloz gibi davranmak.
cadalozluk * Cadaloz olma durumu.
cadde * Şehir içinde ana yol.
caddeyi tutmak * herhangi bir sebeple bir yoldan geçişi engellemek, kapamak.
* (korkulu bir durumda) başınıalıp gitmek, uzaklaşmak.
cadı * Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak.
* Huysuz, çirkin, ihtiyar kadın.
* Çok güzel göz.
cadı gibi * saçı başıdağınık, tırnaklarıuzun ve pis kadınlar için kullanılır.
* çok becerikli.
cadıkazanı * dedikodunun, fesadın çok olduğu yer.
cadılaşma * Cadılaşmak işi.
cadılaşmak * (kadın) Çirkinleşip huysuzlaşmak.
* Bitki bakımsızlıktan yabanîleşmek.
cadılık * Cadıya yakışır davranış, huysuzluk.
cadılık etmek * huysuzluk etmek, cadı gibi davranmak.
cadısüpürgesi * Emeçleri özellikle dal uçlarındaki kabuk altında sıkı bir ağörerek çekirdekli yemişağaçlarının
çiçeklenmesine, dolayısıyla meyve verimine engel olan asklımantar (Taphrina cerasi).
* Bu mantarın yol açtığı bitki hastalığı.
cafcaf * Gösteriş, şatafat.
* Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden, şirret.
cafcaflı * Gösterişli, fazla şık, şatafatlı.
* Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli.
Caferî * Şiîliğin bir kolu ve bu koldan olan kimse.
cağ * Parmaklık, korkuluk.
cağ * Büyük bez veya deri torba, cav.
cağ * Lavabo, banyo.
* Hamam, duş, banyo vb. yerlerde atık suyun akmasınısağlayan zemindeki delik.
cağlık * Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği
sehpa.
cahil * Öğrenim görmemiş, okumamış, bilgisiz.
* Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.
* Deneysiz, genç, toy (delikanlıveya kız).
cahil kalmak * bilgi edinememek, bilgisi olmamak.
cahilâne * Cahilce, cahile yakışır (biçimde).
cahilce * Cahil gibi, cahile yakışır (biçimde).
cahiliye * Araplarda Müslümanlıktan önceki çağ.
cahiliyet * Cahillik, bilgisizlik.
cahillik * Cahil olma durumu, bilgisizlik.
* Gençlik, toyluk, deneysizlik ve bu yüzden işlenen kusur.
cahillik etmek * bilgisizliğini göstermek.
* gençlik, toyluk, deneysizlik yüzünden kusur işleme.
caiz * Din, yasa, töre veya başka bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin
verilen, uygun, yerinde sayılan, yakışık olan.
caize * Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş.
* Yazıda bir sözün olduğu gibi tekrarlandığını göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki
noktalama işareti.
* Yol yiyeceği, azık.
-cak / -cek, -çak / -çek * Küçültme isimleri türeten ek: Yavru-cak, kuzu-cak vb.
caka * Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka.
caka satmak * gösterişyapmak, çalım satmak.
caka yapmak * gösterişli davranmak, fiyakalıdurumda olmak.
cakacı * Caka yapmayıseven.
cakacılık * Cakacı olma durumu veya cakalıdavranış.
cakalanma * Caka satma.
cakalanmak * Caka satmak.

Bir yanıt yazın