Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 18

cırt * Kâğıt, kumaşgibi şeyler yırtılırken çıkan ses.
cırtlak * Cırlak.
* Olgunluktan ezilebilecek duruma gelmiş(meyve, sebze).
cırtlama * Cırtlamak işi.
cırtlamak * Cırt diye ses çıkarmak.
cıs * Çocuklarıateşe ve tehlikeli şeylere karşıuyarırken söylenir.
cıva * Atom sayısı80, atom ağırlığı200.5 olan, donma noktası-38, 80 C olduğundan, bayağısıcaklıkta sıvı olarak
bulunan, yoğunluğu 13, 59 olan, gümüşrenginde bir element. KısaltmasıHg.
cıva gibi * yerinde durmaz, ele avuca sığmaz, çok hareketli.
cıvadra * Geminin baştarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk.
cıvalı * Cıvası olan.
cıvata * Birbirine bağlanmak istenen ağaç veya demir parçaların hazırlanmışolan deliklerden geçirilerek, ucuna
somun takılıp sıkıştırılan iri başlıvida.
cıvatalama * Cıvatalamak işi.
cıvatalamak * Cıvata ile tutturmak.
cıvık * Fazla suyla karıştığı için biçimini koruyamayacak kadar sulanmış.
* Soğuk ve can sıkıcışakalar yapan (kimse).
cıvık cıvık * Soğuk ve can sıkıcı olarak.
cıvık mantarlar * Bakterilerle ortak yaşayan, ilkel ve hayvanımsıyapılı, peltemsi mantarlar.
cıvıklanma * Cıvıklanmak durumu.
cıvıklanmak * Cıvık duruma gelmek.
cıvıklaşma * Cıvıklaşmak durumu.
cıvıklaşmak * Cıvık duruma gelmek.
cıvıklaştırma * Cıvıklaştırmak işi.
cıvıklaştırmak * Cıvık duruma getirmek.
cıvıklık * Cıvık olma durumu.
cıvıl cıvıl * (kuşlar) Cıvıltı ile ötüşerek.
* Canlı, hareketli olarak.
* Canlı, neşeli.
* Hareketli, kalabalık.
cıvıldama * Cıvıldamak işi.
cıvıldamak * Cıvıl cıvıl ötmek.
cıvıldaşma * Cıvıldaşmak işi.
cıvıldaşmak * Hep birden cıvıldamak.
cıvıltı * Kuşların ötüşürken çıkardıklarıses.
* (ses için) Canlılık, ateşlilik.
cıvıltılı * Cıvıltısı olan.
cıvıltısız * Cıvıltısı olmayan.
cıvıma * Cıvımak işi.
cıvımak * Cıvık duruma gelmek.
* (bir iş) Çığırından çıkmak.
* Saygısızca davranışta bulunmak.
cıvıtılma * Cıvıtılmak işi.
cıvıtılmak * Cıvık duruma getirilmek.
cıvıtma * Cıvıtmak işi.
cıvıtmak * Cıvık duruma getirmek.
* Bir işi yakışık almayacak bir duruma getirmek.
cıvma * Cıvmak işi.
cıvmak * Sekmek, değip geçmek, vurup sapmak.
cıyak cıyak * Bağırmak fiili ile birlikte kullanılarak ince, acıve yüksek sesle durmadan bağırmayıanlatır.
cıyaklama * Cıyaklamak işi.
cıyaklamak * İnce, acıve yüksek sesle bağırmak.
cıyaklatma * Cıyaklatmak işi.
cıyaklatmak * Cıyaklamasına sebep olmak.
cıyırdama * Cıyırdamak işi.
cıyırdamak * Yırtılırken cıyırtıçıkarmak.
cıyırdatma * Cıyırdatmak işi.
cıyırdatmak * Cayırdamasına sebep olmak.
cıyırtı * Bez veya kâğıt gibi şeylerin yırtılırken çıkardıklarıses.
cız * (çocuk dilinde) Ateş.
* Kızgın yağın içine bir şey atılınca çıkan ses.
cız etmek * cız diye ses çıkarmak.
* acıduymak.

Bir yanıt yazın