Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 24

coğrafî durum * Bir yerin çevresi ile ilgisinin tespiti veya görünümü.
coğrafik * Coğrafî.
coğrafya * Yeryüzünü fizikî, ekonomik, beşerî, siyasî, yönlerden inceleyen bilim.
* Bir yeryüzü parçasını, bir bölgeyi, bir ülkeyi belirleyen, niteleyen, fizikî, ekonomik, beşerî, siyasî
gerçekliklerin tümü.
coğrafyacı * Coğrafya araştırmalarıyapan kimse.
* Coğrafya öğretmeni.
coğrafyacılık * Coğrafyacı olma durumu veya coğrafyacının mesleği.
cokey * Yarışatlarına binen, yetenekleri bu amaca göre geliştirilmişkimse.
cokeylik * Cokeyin yaptığı iş.
conta * Geçirmezliği sağlamak için, sıkıştırılmışiki yüzey arasına yerleştirilmiş, genellikle kauçuk ve kurşundan
yapılan ince parça.
contalama * Contalamak işi.
contalamak * Conta koymak veya yerleştirmek.
cop * Kalın kısa değnek.
* Polislerin kullandığı araç veya lâstik sopa.
coplama * Coplamak işi.
coplamak * Copla vurmak, copla dövmek.
coplanma * Coplanmak işi.
coplanmak * Copla dövülmek.
coplatma * Coplatmak işi.
coplatmak * Coplamak işini yaptırmak.
corum * Balık akını.
* Uskumruların büyük balıklardan korkarak kıyıya sığınmasıdurumu.
coşku * Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu.
* Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan.
* Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dışuyaranların kamçıladığı
güçlü duygu durumu.
* Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme; ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan.
coşkulanma * Coşkulanmak işi.
coşkulanmak * Coşkulu duruma gelmek.
coşkulu * Coşkusu olan.
coşkun * Coşmuşolan.
coşkunca * Coşkun (bir biçimde).
coşkunlaşma * Coşkunlaşmak işi.
coşkunlaşmak * Coşkun bir duruma gelmek.
coşkunluk * Coşkun olma durumu veya coşkunca yapılan iş.
coşma * Coşmak işi, galeyan.
coşmak * Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarıvurmak, galeyan etmek.
* (doğa olaylarından herhangi biri) Birdenbire çoğalıp hızlanmak.
coşturma * Coşturmak işi.
coşturmak * Coşmasını sağlamak, coşmasına yol açmak.
coşturucu * Coşturan.
coşturuculuk * Coşturucu olma durumu.
coşturulma * Coşturulmak işine konu olmak.
coşturulmak * Coşmak işi yaptırılmak.
coşuntu * Coşku, heyecanlıdavranış.
cömert * Para ve malınıesirgemeden veren, eli açık, selek, semih.
* Verimli.
cömert davranmak * sakınmadan, esirgemeden bol bol vermek.
cömertçe * Cömert bir biçimde, sakınmadan, bol bol.
cömertleşme * Cömertleşmek işi.
cömertleşmek * Cömertçe davranmak.
cömertlik * El açıklığı, verimlilik, semahat, mürüvvet.
cönk * Büyük yelkenli gemi.
* Saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, uzunlamasına açılan, deri kaplıdefter.
Cr * Krom’un kısaltması.
crescendo * Çalgılar giderek daha yüksek ses verecek biçimde çalınma durumu.
Cs * Sezyum’un kısaltması.
Cu * Bakır’ın kısaltması.
-cu * Bkz. -cı/ -ci.
cudam * Beceriksiz, güçsüz, görgüsüz kimse.
cuk * Bkz. aşağıcuk oturmak.

Bir yanıt yazın