Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 35

çızıktırmak * Çiziktirmek.
-çi * Bkz. -cı/ -ci.
çiçeğe kesmek * çiçek açmak.
çiçeği burnunda (veya çiçeği burnunda, çamuru karnında) * yeni, çok taze, yeni koparılmış.
çiçek * Bir bitkinin, üreme organlarınıtaşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
* Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi.
* Davranışlarıhafif, toplum kurallarına uymayan kimse.
* İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık.
* Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz.
çiçek açmak (veya vermek) * çiçeklenmek.
* yeniden ortaya çıkmak, görüntü vermek.
çiçek aşısı * Çiçek hastalığına karşı bağışıklık sağlamak amacıyla aşı olarak yapılan zayıflatılmışçiçek virüsü.
çiçek bahçesi * Çiçek yetiştirilen veya çiçeklerle kaplanmışsüslü bahçe.
çiçek biti * Yarım kanatlılardan, küçük ve yumuşak vücutlu olan, bitkilerin üzerinde sürü durumunda yaşayan bir
böcek.
çiçek boyası * Kırmız.
çiçek bozuğu * Çiçek hastalığından yüzü delik deşik olmuş, çopur.
çiçek çıkarmak * çiçek hastalığına tutulmak.
çiçek durumu * Çiçeklerin sap üzerindeki dizilişi.
çiçek dürbünü * Bkz. kaleydoskop.
çiçek evi * Çiçek yetiştirilen ve satılan yer.
çiçek gibi * temiz, bakımlı, güzel.
çiçek olmak * yaşına, durumuna uymayan aşırıdavranışlarda bulunmak.
çiçek pazarı * Çiçeklerin alınıp satıldığıçarşı.
çiçek sapçığı * Çiçekleri sapa birleştiren ince ve küçük sap.
çiçek sapı * Çiçek durumunda bütün çiçeklerin, üzerinde toplandığıveya bitiştiği sap.
çiçek soğanı * Lâle gibi çiçeklerin ekim zamanıköklerinde oluşan soğan biçimindeki yumru filiz.
çiçek suyu * Turunçgillerin çiçeklerinin imbikten geçirilmesiyle elde edilen güzel kokulu su.
çiçek tacı * Çiçeklerin üreme organlarının çevresinde türlü renkte yaprakçıklardan oluşan ve böcekleri çeken organ.
çiçek tozu * Başçığın içinde bulunan, çiçekte döllenmeyi sağlayan toz.
çiçek yağı * Ayçiçeği yağı.
çiçek yaprağı * Çiçek sapıüzerinde ve çiçeğe yakın, özel biçimler gösteren yaprak.
çiçekçi * Çiçek yetiştiren, satan veya yapma çiçek işiyle uğraşan kimse.
* Çiçek satılan yer.
çiçekçi esnafı * Sebze ve meyve toptancısı, komisyoncusu.
çiçekçilik * Çiçek yetiştirme, satma veya yapma, çiçek yapıp satma işi.
çiçekleme * Çiçeklemek işi.
çiçeklemek * Çiçek dikmek.
* Çiçekle donatmak.
çiçeklendirme * Çiçeklendirmek işi.
çiçeklendirmek * Çiçekli duruma getirmek.
* Çiçekli bir durumdaymışgibi görünmek.
çiçekleniş * Çiçeklenmek işi veya biçimi.
çiçeklenme * Çiçek açma.
* Çiçeğin açma zamanı.
* Tuzların billûrlaşma sularınıyitirerek toz durumuna gelmesiyle oluşan tuzlar.
çiçeklenmek * Çiçek açmak, çiçek vermek, çiçekli duruma gelmek.
çiçekleşme * Çiçekleşmek işi veya durumu.
çiçekleşmek * Çiçek durumuna girmek, çiçek gibi olmak.
çiçekli * Çiçeği veya çiçek resimleri olan.
çiçekli bitkiler * Bkz. tohumlu bitkiler.
çiçeklik * Koparılmışçiçekleri koymaya yarar kap.
* Çiçek saksılarınıkoymaya veya çiçek yetiştirmeye ayrılmışyer.
* Eski evlerde süs eşyasıkonulan raflıduvar oyuğu.
* Çiçeğin üzerinde çanak, taç ve öteki organlarının bulunduğu parça.
çiçeksever * Çiçeğe düşkün kimse.
çiçeksime * Çiçeksimek işi veya sonucu.
çiçeksimek * Çiçek gibi olmak, çiçeklenmek.
* Kristal durumunda bulunan bir bileşik, kristal suyunu yitirip beyazımsı bir toz durumunu almak.
* Deride leke, sivilce, çiçek gibi döküntüler belirmek.
çiçeksiz * Çiçeği olmayan.
çiçeksiz bitkiler * Mantarlar ve eğrelti otları gibi, üreme organları gizli olan bitkiler sınıfı.
çift * (nesneler için) Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan.
* Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş.
* Toprağısürmek için birlikte koşulan iki hayvan.
* Küçük maşa veya cımbız.
çift atış * Çıkışhakeminin, çıkışın yanlışolduğunu koşuculara bildirmek ve yarışıdurdurmak için yaptığı iki el
tabanca atışı.
çift ayaklılar * Duyargalarısekiz eklemli, vücut halkalarında ikişer çift ayak bulunan, ıslak ve karanlık yerleri seven çok
ayaklılar topluluğu.
çift camlı * Aralarında boşluk bırakılarak takılmışiki camı bulunan (pencere).

Bir yanıt yazın