çızıktırmak | * Çiziktirmek. |
-çi | * Bkz. -cı/ -ci. |
çiçeğe kesmek | * çiçek açmak. |
çiçeği burnunda (veya çiçeği burnunda, çamuru karnında) | * yeni, çok taze, yeni koparılmış. |
çiçek | * Bir bitkinin, üreme organlarınıtaşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü. * Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi. * Davranışlarıhafif, toplum kurallarına uymayan kimse. * İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık. * Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz. |
çiçek açmak (veya vermek) | * çiçeklenmek. * yeniden ortaya çıkmak, görüntü vermek. |
çiçek aşısı | * Çiçek hastalığına karşı bağışıklık sağlamak amacıyla aşı olarak yapılan zayıflatılmışçiçek virüsü. |
çiçek bahçesi | * Çiçek yetiştirilen veya çiçeklerle kaplanmışsüslü bahçe. |
çiçek biti | * Yarım kanatlılardan, küçük ve yumuşak vücutlu olan, bitkilerin üzerinde sürü durumunda yaşayan bir böcek. |
çiçek boyası | * Kırmız. |
çiçek bozuğu | * Çiçek hastalığından yüzü delik deşik olmuş, çopur. |
çiçek çıkarmak | * çiçek hastalığına tutulmak. |
çiçek durumu | * Çiçeklerin sap üzerindeki dizilişi. |
çiçek dürbünü | * Bkz. kaleydoskop. |
çiçek evi | * Çiçek yetiştirilen ve satılan yer. |
çiçek gibi | * temiz, bakımlı, güzel. |
çiçek olmak | * yaşına, durumuna uymayan aşırıdavranışlarda bulunmak. |
çiçek pazarı | * Çiçeklerin alınıp satıldığıçarşı. |
çiçek sapçığı | * Çiçekleri sapa birleştiren ince ve küçük sap. |
çiçek sapı | * Çiçek durumunda bütün çiçeklerin, üzerinde toplandığıveya bitiştiği sap. |
çiçek soğanı | * Lâle gibi çiçeklerin ekim zamanıköklerinde oluşan soğan biçimindeki yumru filiz. |
çiçek suyu | * Turunçgillerin çiçeklerinin imbikten geçirilmesiyle elde edilen güzel kokulu su. |
çiçek tacı | * Çiçeklerin üreme organlarının çevresinde türlü renkte yaprakçıklardan oluşan ve böcekleri çeken organ. |
çiçek tozu | * Başçığın içinde bulunan, çiçekte döllenmeyi sağlayan toz. |
çiçek yağı | * Ayçiçeği yağı. |
çiçek yaprağı | * Çiçek sapıüzerinde ve çiçeğe yakın, özel biçimler gösteren yaprak. |
çiçekçi | * Çiçek yetiştiren, satan veya yapma çiçek işiyle uğraşan kimse. * Çiçek satılan yer. |
çiçekçi esnafı | * Sebze ve meyve toptancısı, komisyoncusu. |
çiçekçilik | * Çiçek yetiştirme, satma veya yapma, çiçek yapıp satma işi. |
çiçekleme | * Çiçeklemek işi. |
çiçeklemek | * Çiçek dikmek. * Çiçekle donatmak. |
çiçeklendirme | * Çiçeklendirmek işi. |
çiçeklendirmek | * Çiçekli duruma getirmek. * Çiçekli bir durumdaymışgibi görünmek. |
çiçekleniş | * Çiçeklenmek işi veya biçimi. |
çiçeklenme | * Çiçek açma. * Çiçeğin açma zamanı. * Tuzların billûrlaşma sularınıyitirerek toz durumuna gelmesiyle oluşan tuzlar. |
çiçeklenmek | * Çiçek açmak, çiçek vermek, çiçekli duruma gelmek. |
çiçekleşme | * Çiçekleşmek işi veya durumu. |
çiçekleşmek | * Çiçek durumuna girmek, çiçek gibi olmak. |
çiçekli | * Çiçeği veya çiçek resimleri olan. |
çiçekli bitkiler | * Bkz. tohumlu bitkiler. |
çiçeklik | * Koparılmışçiçekleri koymaya yarar kap. * Çiçek saksılarınıkoymaya veya çiçek yetiştirmeye ayrılmışyer. * Eski evlerde süs eşyasıkonulan raflıduvar oyuğu. * Çiçeğin üzerinde çanak, taç ve öteki organlarının bulunduğu parça. |
çiçeksever | * Çiçeğe düşkün kimse. |
çiçeksime | * Çiçeksimek işi veya sonucu. |
çiçeksimek | * Çiçek gibi olmak, çiçeklenmek. * Kristal durumunda bulunan bir bileşik, kristal suyunu yitirip beyazımsı bir toz durumunu almak. * Deride leke, sivilce, çiçek gibi döküntüler belirmek. |
çiçeksiz | * Çiçeği olmayan. |
çiçeksiz bitkiler | * Mantarlar ve eğrelti otları gibi, üreme organları gizli olan bitkiler sınıfı. |
çift | * (nesneler için) Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan. * Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş. * Toprağısürmek için birlikte koşulan iki hayvan. * Küçük maşa veya cımbız. |
çift atış | * Çıkışhakeminin, çıkışın yanlışolduğunu koşuculara bildirmek ve yarışıdurdurmak için yaptığı iki el tabanca atışı. |
çift ayaklılar | * Duyargalarısekiz eklemli, vücut halkalarında ikişer çift ayak bulunan, ıslak ve karanlık yerleri seven çok ayaklılar topluluğu. |
çift camlı | * Aralarında boşluk bırakılarak takılmışiki camı bulunan (pencere). |
Kategoriler