Kategoriler
Ç SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük Ç Sayfa 45

çoğaltım * Çoğaltmak işi.
* Asıl kopya ile aynıözellikleri taşıyan yeni bir kopyayıtek işlemde elde etme.
çoğaltış * Çoğaltmak işi veya biçimi.
çoğaltma * Çoğaltmak işi.
* Çok duruma getirme, teksir.
çoğaltma makinesi * Özel bir kâğıt üzerine yazılmışyazıyıçoğaltmaya yarayan makine, teksir makinesi, müstensih.
çoğaltmak * Miktarını, sayısını, ölçüsünü artırmak.
* Çoğaltma makinesi kullanılarak sayısınıartırmak, teksir etmek.
çoğu * Çoğu zaman, çok defa.
* Bir şeyin büyük bölümü.
* Çok kimse.
çoğu gitti, azıkaldı * yapılmakta olan işin en önemli, en güç bölümü bitti, az ve önemsiz bölümü kaldı.
çoğu kez * Birçok kere, defalarca.
çoğu zarar, azıkarar * “aşırıya kaçmamalı” anlamında kullanılır.
çoğul * Kelimelerin belirli eklerle birden çok varlığıveya kişiyi bildirme biçimi, çokluk: Ordular. Geldik. Evlerimiz
gibi.
çoğul eki * Çokluk eki.
çoğul ekleri * Çokluk ekleri.
çoğulcu * Çoğulculukla ilgili olan, plüralist: Çoğulcu görüş.
* Çoğulculuk yanlısı olan (kimse), plüralist.
çoğulculuk * Çeşitli eğilimlerin, düşüncelerin, yönetimde etkisini kabul eden siyasî yöntem, plüralizm.
çoğullama * Çoğullamak işi.
çoğullamak * Çoğul duruma getirmek.
çoğullaştırma * Çoğullaştırmak işi.
çoğullaştırmak * Bir kelimeyi çokluk ifade edecek biçime getirmek.
çoğulluk * Çoğul olma durumu.
çoğumsama * Çoğumsamak işi.
çoğumsamak * Bir şeyin düşünülenden daha çok olduğu yargısına varmak, çok görmek, çok bulmak.
çoğun * Çok kez, sık sık, ekseriya.
çoğunca * En çoğu, ekseri.
çoğunluk * Sayıüstünlüğü, ekseriyet.
çoğunlukla * Çoğunluğa dayanılarak.
* Çoğu zaman,.çoğu kez.
çoğurcuk * Sığırcık kuşunun başka bir adı, çekirge kuşu (Suturnus vulgaris).
çok * Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.
* Sayı, güçlük, süre vb. bakımından aşırılık bildirir.
çok anlamlı * Çok anlamlılıkla ilgili olan.
çok anlamlılık * Bir kelimenin birçok anlamlar bildirme niteliği.
çok ayaklılar * Eklem bacaklı böceklerin, çıyan gibi, her ekleminde bir veya iki çift ayağı olan takımı.
çok çok * En çok, en son, olsa olsa.
çok düzlemli * Birkaç düzlemin birbirini kesmesiyle oluşmuş(açı).
çok eşli * Aynızamanda birçok kadınla evli olan (erkek) veya birçok erkekle evli olan (kadın), poligram.
çok eşlilik * Karıveya kocadan herhangi birinin birden çok sayıda olmasının toplumsal olarak onayladığıevlilik biçimi,
poligami.
çok fazlı * Birden çok fazı bulunan (akım, sistem).
çok geçmeden * kısa bir süre sonra.
çok gelmek * gereğinden fazla olmak.
* çekilmez ve katlanılmaz olmak.
çok görmek * esirgemek.
* bir kimsenin bir davranışınıyadırgamak.
çok gözeli * Bkz. çok hücreli.
çok hücreli * Yapısında birden çok hücre bulunan (hayvan veya bitki).
çok hücreliler * Yapısında birden çok hücre bulunan bitki ve hayvanlar.
çok karılı * Bkz. çok eşli.
çok karılılık * Bir erkeğin kanunî olarak aynızamanda iki veya daha çok sayıda kadınla evli olabildiği evlilik biçimi,
polijini.
çok katlı otopark * Katlarında araç park yerlerinin bulunduğu bina.
çok kısa dalga * 2.9 m’den 3.4 m’ye kadar (104 megahertze kadar) olan radyo dalgaları.
çok kocalı * Çok karılı.
çok kocalılık * Çok karılılık.
çok ortaklı * Birçok ortaktan oluşan (şirket), anonim.
çok partili * Birden fazla partinin katılımı ile yaşanan siyasî hayat.
çok seslendirilmiş * Çok sesli duruma getirilmiş.

Bir yanıt yazın