Kategoriler
C SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük C Sayfa 5

canı burnuna (veya burnundan) gelmek * bir şey yaparken çok zorluk çekmek.
canı burnunda olmak * çok yorgun ve bezgin olmak.
canıcana ölçmek * başkasına yapılacak şeyi kendine yapılacak gibi düşünmek.
canıcanına (veya içine) sığmamak * sabırsızlık göstermek, tahammül etmemek.
canıcebinde * zayıf ahlâklıkimse.
canıcehenneme * sevilmeyen bir kimse için duyulan öfke ve nefreti bildirir.
canı çekilmek * (vücudun herhangi bir organı için) canlılığı azalır gibi olmak.
* içi ezilmek.
canı çekmek * bir şeyi istemek, istek duymak, arzulamak.
canıçıkasıca! * “büyük zarara veya kötülüğe uğrasın, perişan olsun, ölsün” anlamlarında kullanılan bir ilenme sözü.
canıçıkmak * çok yorulmak veya çok zorluk çekmek.
* ölmek.
* çok yıpranmak.
canıçıksın! * “ölsün, gebersin” anlamında bir ilenme sözü.
canı gelip gitmek * ayılıp bayılmak.
* ümit ve ümitsizlik arasında kalıp heyecanlanmak.
canı gelmek * yeniden canlanmak, canıyerine gelmek.
canı gibi sevmek * çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak.
canı gitmek * özen gösterilen, çok sevilen bir şeye zarar gelecek diye kaygılanmak.
canı gönülden (veya canıyürekten) * içtenlikle, çok isteyerek.
canı ile oynamak * tehlikeli işlerle uğraşmak.
canı ile uğraşmak * ağır hasta olmak, ölüm döşeğinde can çekişmek.
* büyük sıkıntıya düşmek.
canı istemek * heves duymak.
canı isterse * (olumsuz bir cevap karşısında) “kabul etmezse etmesin!” anlamında kullanılır.
canıpek * Acıya, sıkıntıya karşıdayanıklı.
canısağolsun! * üzülmeye gerek olmadığınıkarşıtarafa bildirmek için kullanılır.
canısıkılmak * içi sıkılmak, yapacak bir işi olmamaktan tedirginlik duymak.
* keyfi kaçmak.
* yarıüzülmek, yarıöfkelenmek.
canısıkkın * keyfi kaçmış.
canıtatlı * Sıkıntıya ve acıya katlanmak istemeyen.
canıtez * Beklemeye dayanamayan, sabırsız.
canıyanan eşek attan yüğrük olur * zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısınıçıkarmak için aşırıçaba harcar.
canıyanmak * çok acıduymak.
* acı bir deneme geçirmek; bir işte zarar görmek.
canıyerine gelmek * yorgunluğu geçmek; sağlığını, gücünü kazanmak.
canıyok mu? * birinin katlandığısıkıntıyı başkalarına örnek göstermek için söylenir.
canıyürekten * Bkz. canı gönülden.
canım ciğerim * içten bir sevgi seslenişi.
canım dese, canım çıksın diyor sanmak * birinin en gönül okşayıcısözleri bile kendisine dokunmak, batmak.
canım! * hoşnutsuzluk anlatır.
* sevgi seslenişi olarak kullanılır.
* (ca:nım) çok güzel, çok değer verilen.
canımısokakta bulmadım * tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya hiç niyetim yok.
canımın içi * şefkat veya sevgi seslenişi.
canın isterse! * “dilediğin gibi olsun, sen bilirsin, bana göre hava hoş” anlamında kullanılır.
canına acımamak * kendini düşünmeden, kendine bakmadan yaşamak.
canına değmek * çok hoşlanmak.
* ruhu şad olmak.
canına düşkün * kendine iyi bakan, kendini koruyan.
canına ezan okumak * bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek.
canına geçmek, canına işlemek (veya canına kâr etmek) * çok etkilemek.
canına kasdetmek * intihara kalkışmak.
* birini öldürmeye hazırlanmak.
canına kıymak * acımadan öldürmek.
* kendini öldürmek.
* gücünden fazla işgörerek aşırıderecede kendini yormak.
canına minnet * beklenilmeyen iyi bir durumla karşılaşınca duyulan memnunluğu anlatmak için söylenir.
canına okumak * berbat ve perişan etmek.
canına rahmet * “Alllah rahmetini esirgemesin” anlamında kullanılır.
canına susamak * ölmek istemek.
* birini öldürmeyi istemek.
canına tak demek (veya etmek) * dayanamaz duruma gelmek, sabrıkalmamak.
canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün) * kızgınlık ve öfke belirtir.

Bir yanıt yazın