canı burnuna (veya burnundan) gelmek | * bir şey yaparken çok zorluk çekmek. |
canı burnunda olmak | * çok yorgun ve bezgin olmak. |
canıcana ölçmek | * başkasına yapılacak şeyi kendine yapılacak gibi düşünmek. |
canıcanına (veya içine) sığmamak | * sabırsızlık göstermek, tahammül etmemek. |
canıcebinde | * zayıf ahlâklıkimse. |
canıcehenneme | * sevilmeyen bir kimse için duyulan öfke ve nefreti bildirir. |
canı çekilmek | * (vücudun herhangi bir organı için) canlılığı azalır gibi olmak. * içi ezilmek. |
canı çekmek | * bir şeyi istemek, istek duymak, arzulamak. |
canıçıkasıca! | * “büyük zarara veya kötülüğe uğrasın, perişan olsun, ölsün” anlamlarında kullanılan bir ilenme sözü. |
canıçıkmak | * çok yorulmak veya çok zorluk çekmek. * ölmek. * çok yıpranmak. |
canıçıksın! | * “ölsün, gebersin” anlamında bir ilenme sözü. |
canı gelip gitmek | * ayılıp bayılmak. * ümit ve ümitsizlik arasında kalıp heyecanlanmak. |
canı gelmek | * yeniden canlanmak, canıyerine gelmek. |
canı gibi sevmek | * çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak. |
canı gitmek | * özen gösterilen, çok sevilen bir şeye zarar gelecek diye kaygılanmak. |
canı gönülden (veya canıyürekten) | * içtenlikle, çok isteyerek. |
canı ile oynamak | * tehlikeli işlerle uğraşmak. |
canı ile uğraşmak | * ağır hasta olmak, ölüm döşeğinde can çekişmek. * büyük sıkıntıya düşmek. |
canı istemek | * heves duymak. |
canı isterse | * (olumsuz bir cevap karşısında) “kabul etmezse etmesin!” anlamında kullanılır. |
canıpek | * Acıya, sıkıntıya karşıdayanıklı. |
canısağolsun! | * üzülmeye gerek olmadığınıkarşıtarafa bildirmek için kullanılır. |
canısıkılmak | * içi sıkılmak, yapacak bir işi olmamaktan tedirginlik duymak. * keyfi kaçmak. * yarıüzülmek, yarıöfkelenmek. |
canısıkkın | * keyfi kaçmış. |
canıtatlı | * Sıkıntıya ve acıya katlanmak istemeyen. |
canıtez | * Beklemeye dayanamayan, sabırsız. |
canıyanan eşek attan yüğrük olur | * zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısınıçıkarmak için aşırıçaba harcar. |
canıyanmak | * çok acıduymak. * acı bir deneme geçirmek; bir işte zarar görmek. |
canıyerine gelmek | * yorgunluğu geçmek; sağlığını, gücünü kazanmak. |
canıyok mu? | * birinin katlandığısıkıntıyı başkalarına örnek göstermek için söylenir. |
canıyürekten | * Bkz. canı gönülden. |
canım ciğerim | * içten bir sevgi seslenişi. |
canım dese, canım çıksın diyor sanmak | * birinin en gönül okşayıcısözleri bile kendisine dokunmak, batmak. |
canım! | * hoşnutsuzluk anlatır. * sevgi seslenişi olarak kullanılır. * (ca:nım) çok güzel, çok değer verilen. |
canımısokakta bulmadım | * tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya hiç niyetim yok. |
canımın içi | * şefkat veya sevgi seslenişi. |
canın isterse! | * “dilediğin gibi olsun, sen bilirsin, bana göre hava hoş” anlamında kullanılır. |
canına acımamak | * kendini düşünmeden, kendine bakmadan yaşamak. |
canına değmek | * çok hoşlanmak. * ruhu şad olmak. |
canına düşkün | * kendine iyi bakan, kendini koruyan. |
canına ezan okumak | * bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek. |
canına geçmek, canına işlemek (veya canına kâr etmek) | * çok etkilemek. |
canına kasdetmek | * intihara kalkışmak. * birini öldürmeye hazırlanmak. |
canına kıymak | * acımadan öldürmek. * kendini öldürmek. * gücünden fazla işgörerek aşırıderecede kendini yormak. |
canına minnet | * beklenilmeyen iyi bir durumla karşılaşınca duyulan memnunluğu anlatmak için söylenir. |
canına okumak | * berbat ve perişan etmek. |
canına rahmet | * “Alllah rahmetini esirgemesin” anlamında kullanılır. |
canına susamak | * ölmek istemek. * birini öldürmeyi istemek. |
canına tak demek (veya etmek) | * dayanamaz duruma gelmek, sabrıkalmamak. |
canına tükürdüğümün (veya üfürdüğümün) | * kızgınlık ve öfke belirtir. |
Kategoriler