çuha çiçeğigiller | * İki çeneklilerden, örneği çuha çiceği olan bir bitki familyası. |
çuhacılık | * Çuha dokuma işi. |
çuhadar | * Bir dairenin dışardaki ayak işlerine bakan kimse. |
çuhadarlık | * Çuhadarın işi. |
çuhalı | * Çuhası olan. |
çuhçuh | * (çocuk dilinde) Tren. * Lokomotifin çalışırken çıkardığıses. |
çuka | * Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de yaşayan tekirlerin irisi. |
çukur | * Çevresine göre aşağıçökmüşolan (yer). * Çene ve yanaktaki gamze. * Sin, mezar. |
çukur açmak | * toprağıkazarak çukur yapmak. |
çukura düşmek | * kötü ve uygunsuz bir duruma girmek. |
çukurlanma | * Çukurlanmak işi. |
çukurlanmak | * Çukur durumuna girmek veya çukurlu olmak. |
çukurlaşma | * Çukurlaşmak işi. |
çukurlaşmak | * Çukur duruma gelmek. |
çukurlatma | * Çukurlatmak işi. |
çukurlatmak | * Çukur durumuna getirmek veya çukurlu yapmak. |
çukurlu | * Çukuru olan. |
çukurluk | * Çukur olma durumu. * Çukur yer. |
çukurunu kazmak | * birinin felâketine yol açacak bir düzen kurmak. |
çul | * Genellikle kıldan yapılmışkaba dokuma. * Kıldan veya yünden yapılmışhayvan örtüsü. * Giyim, giysi. |
çul çaput | * Dokunmuşeski eşya veya eski giysi. * Her türlü dokunmuşkumaş. |
çul tutmaz | * giysi ve mal değeri bilmeyen, derbeder, serseri, avare (kimse). |
çulcu | * Çul işleriyle uğraşan kimse. |
çulha | * El tezgâhında bez dokuyan kimse. |
çulha kuşu | * Bir iskete türü (Parus pendulinus). |
çullama | * Çullamak işi. * Tavşan ve kuzu eti ile kızartılmışhamur yemeği. |
çullamak | * Hayvana çul örtmek. * Fırtınalıdenizde dalgalar güverteye su atmak. |
çullandırma | * Çullandırmak işi veya durumu. |
çullandırmak | * Çullanmasına sebep olmak. |
çullanış | * Çullanmak işi veya biçimi. |
çullanma | * Çullanmak işi. |
çullanmak | * Alta almak için birinin üzerine abanmak. * Birini bezdirecek, bıktıracak kadar tedirgin edici olmak. |
çulluk | * Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da yaşayan, 32 cm uzunluğunda, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, eti için avlanan, uzun gagalı bir kuş, bekas (Scolopax rusticola). |
çullukgiller | * Yağmur kuşlarının örnek hayvanıçulluk ve batak çulluğu olan alt familyası. |
Çulpan | * Venüs. |
çulsuz | * Çulu olmayan. * Varlıksız, parasız. |
çultar | * Eyerin veya palanın üzerine örtülen kilim, halı gibi örtü. |
çultarı | * Bkz. çultar. |
çulu düzmek (veya düzeltmek) | * giyimi kuşamıyenilemek. * maddî durumu iyileşmek. |
çupra | * Bkz. çopra. |
çupra balığı | * Çipura. |
çurçur | * Lâpina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı(Crenilabrus). * Önemsiz, değersiz. |
çurlatma | * Çurlatmak işi veya durumu. |
çurlatmak | * Hızla, hızlandırmak. |
çuşka | * Acı biber, kırmızı biber. |
çuval | * Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba. * Bir çuvalın alabileceği miktar. |
çuval gibi | * kaba ve seyrek (kumaş) veya bol ve ütüsüz (giysi). |
çuvalcı | * Çuval yapan veya satan kimse. * Tarım işlerinde ürünü çuvallara dolduran kimse. |
çuvalcılık | * Çuval yapıp satma işi. * Ürünü çuvala doldurma işi. |
çuvaldız | * Çuval gibi dokumalar dikmekte kullanılan, ucu yassıve eğri, büyük iğne. |
Kategoriler