çalmacı | * Maden üzerine çalma işi yapan usta. |
çalmaç | * Tahtadan yapılmışkap. |
çalmadan oynamak | * çok keyifli ve sevinçli durumda bulunmak. * bir işe çok hevesli görünmek. |
çalmak | * Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak. * Vurarak veya sürterek ses çıkartmak. * Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak. * Ses çıkarmak, ses vermek. * Atmak, çarpmak, vurmak. * Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak. * Üzerine sürmek. * Bozmak, zarar vermek. * Kumaşın bir parçasınıkesmek. * (madeni) Oymak, kalemle işlemek. * Süpürmek, temizlemek. * Benzemek, andırmak. * (zaman için) Boşa harcatmak, ziyan etmek. |
çalpara | * Parmaklara takılıp çalınan zil veya buna benzer ses çıkarıcıaraç. * Açıklarda kumluk alanlarda yaşayan ve ağlarıkeserek balıkçılara arar veren bir çeşit çağanoz (Portunus puber). |
çaltı | * Diken, çalı. |
çaltılık | * Çaltısıçok olan yer. |
çalyaka | * Birdenbire yakasına yapışarak. |
çalyaka etmek | * yakasına yapışıp sıkıca tutmak. |
çam | * Çamgillerin örnek bitkisi olan ve yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı(Pinus). |
çam balı | * Arıların sarıçam üzerinde biten yaprak bitlerine salgıladıkları bal sıvısından oluşturdukları bir tür bal. |
çam devirmek | * karşısındakine dokunacak veya kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek. |
çam fıstığı | * Fıstık çamının kozalak biçimindeki meyvesinden çıkarılan sert kabuklu, yağlıve nişastalıtohum. |
çam sakızı | * Çam ağacından çıkarılan reçine. |
çam sakızıçoban armağanı | * verilen bir armağanın sunulduğu kimsenin değerine uygun olmadığınıve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenir. |
çam sakızı gibi | * tedirginlik verecek kadar bir insanın peşinden ayrılmayan. |
çam yarması(veya bölmesi) | * iri gövdeli insan. |
çam yeşili | * Çam yapraklarına benzer yeşilin bir tonu. |
çamaşır | * İç giysisi. * Yıkanması gerekli kirli. * Kirli eşyalarıyıkama işi. |
çamaşır değiştirmek | * iç giysilerini çıkartıp temizlerini giymek. |
çamaşır deterjanı | * Çamaşırların daha çabuk, daha iyi temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşim. |
çamaşır dolabı | * Çamaşır saklamada kullanılan çekmeceli dolap. |
çamaşır ertesi olmak | * çok çamaşır yıkamaktan aşırıyorulup hasta olmak. |
çamaşır ipeği | * Nakışyapmakta kullanılan ipek iplik. |
çamaşır ipi | * Kurutmak için üzerine çamaşır asılan ip veya tel. |
çamaşır leğeni | * Çamaşırların içinde yıkandığı, metal veya plâstikten yapılmış, genişkap. |
çamaşır makinesi | * Çamaşır yıkamaya yarayan araç. |
çamaşır mandalı | * Kurutmak için asılmışçamaşırları ipe sıkıca tutturmak amacıyla kullanılan küçük, tahta veya plâstik kıskaç. |
çamaşır sabunu | * Çamaşır yıkamak işinde kullanılan beyaz sabun. |
çamaşır sepeti | * Kirli veya yıkanmışçamaşırların içinde toplandığısepet. |
çamaşır sodası | * Beyaz çamaşırların yoğun veya asitli kirlerini eritmek için kullanılan sodyum karbonat. |
çamaşır suyu | * Çamaşırların beyazlığınıve kolayca temizlenmesini sağlayan kimyasal birleşimli su. |
çamaşır takımı | * Fanilâ, don, gömlek, çorap, mendil gibi eşya, bir arada bohçaya konulup verilen hediye. |
çamaşırcı | * Para ile başkalarının çamaşırınıyıkayan kimse. |
çamaşırcılık | * Çamaşırcının işi. |
çamaşırhane | * Çamaşırlık. |
çamaşırlık | * Çamaşır yıkamak için kullanılan yer, çamaşırhane. * Çamaşır yapımına yarayan. |
çamat | * Avlanılmış balıklarıelde taşımaya yarar çengel askı. |
çamça | * Sazangillerden, pullarından yalancı inci yapılan bir ırmak balığı(Leuciscus rutilus). |
çamçak | * Ağaçtan oyularak yapılmışkulplu su kabı, çapçak. * Köpüklenerek akma. |
çamçak çamçak | * Bolca, bol miktarda. |
çamgiller | * Kozalaklılardan, iğne gibi ince ve uzun yapraklarınıyaz kışdökmeyen, tohumlarıçıplak olarak kozalak pullarıüzerinde bulunan, çam, köknar, lâdin gibi bitki türlerini içine alan reçineli ağaçlar familyası. |
çamlık | * Çam ağaçlarıçok olan yer. * Çam korusu. |
çamuka | * Gümüş balığına benzer bir balık. Çamukanın büyüklerine tokmak başdenir (Atherina hepsetus). |
çamur | * Su ile karışıp, bulaşır ve içine batılır duruma gelmiştoprak, balçık. * Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzeme ile yapılan harç. * Sataşkan, çevresine tedirginlik veren, sulu (kimse). |
çamur atmak (veya sıçratmak) | * birini kötü bir işe karışmışgöstermek, kara çalmak, iftira etmek. |
çamur banyosu | * Tedavi gücü olan çamurla yapılan banyo. |
çamur deryası | * Her tarafıçamurla kaplanmışolan. |
çamur gibi | * (ekmek için) iyi pişmemişve siyah unla yapılmış. * herkese sataşıp tedirginlik veren (kimse). |
çamur ığrı bı | * Denizin sığve çamurlu yerlerinde kullanılan 25-30 kulaç uzunluğunda bir balık ağı. |
Kategoriler