değirmi | * Yuvarlak. * (kumaşiçin) Eni boyuna eşit olan. * Yemeni, yazma, başörtüsü, mendil. |
değirmi sakal | * Değirmi bir biçimde kesilmişsakal. |
değirmileme | * Değirmileme işi. |
değirmilemek | * Yuvarlak biçime koymak. |
değirmileşme | * Değirmileşmek işi. |
değirmileşmek | * Değirmi hâle gelmek. |
değirmilik | * Değirmi olma durumu, yuvarlaklık. |
değiş | * Değmek işi veya biçimi. * Bir şey verip yerine başka bir şey alma, mübadele, trampa. |
değişetmek | * bir şey verip yerine başka bir şey almak. |
değiştokuş | * Değiş, alışveriş, mübadele, trampa. |
değişebilir | * Değişme özelliği taşıyan, değiştirilebilen. |
değişebilirlik | * Değişebilir olma durumu. |
değişen yıldız | * Parlaklığızamana bağlı olarak değişme gösteren yıldız. |
değişici | * Biçimden biçime giren, değişken. |
değişik | * Değiştirilmiş. * Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan. * Çeşitli, farklı. * Yedek (iç çamaşırı, giyecek). |
değişiklik | * Değişik olma durumu. * Bir bütünden bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum. * Amaca uygun biçime getirmek için yapılan değiştirme, tadil. |
değişiklik önergesi | * Bazıkanun maddelerinin amaca daha uygun olması için Büyük Millet Meclisine yapılan öneri. |
değişiklik teklifi | * Değişiklik önergesi. |
değişiklik yapmak | * değiştirmek. |
değişim | * Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü. * Yeni döllerin atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü, varyasyon. * Üretilen malların başka mallar veya para karşılığıdeğiştirilmesi. * Bir niceliğin birbirinden ayrıdeğerler almasıveya böyle iki değer arasındaki ayrım. * Rüzgârın yön değiştirmesi. |
değişim yönetimi | * Hızla değişen bir ortamda ayakta kalabilmek ve rakiplerin önüne geçebilmek için, şirketin kendini yenilemesi, değişim fırsatlarınıanaliz edip ortaya çıkan potansiyeli değerlendirmesi ve en uygun stratejinin belirlenip bunun uygulanması için yeniden örgütlenme ve yapılanma işi. |
değişimli | * Değişme özelliği gösteren. |
değişimli ünsüzler | * Ünsüz uyumuna bağlı olarak ötümlülük ve ötümsüzlük bakımından birbirinin yerine geçen ünsüzler: p / b, ç / c, t / d, k / g, k / ğ. |
değişinim | * Doğada ve toplumda nitelikle ilgili değişmelerin yavaşyavaşdeğil, birdenbire olması, bir şeyin ortam ve şartlarını bulduğunda birdenbire nitelik değiştirmesi, mutasyon. |
değişinimci | * Değişinimcilik yanlısı, mutasyonist. |
değişinimcilik | * Bir canlıvarlıktaki soya çekimin (genlerin bazıözel durumlarının yitirilmesi, yeniden oluşmasıveya değişmesi yüzünden) anîden değişebileceğini ve bu değişmen, türlerin oluşmasında ana yol olduğunu ileri süren kuram, mutasyonizm. * Doğa ve toplumdaki değişmelerin değişinim biçiminde olduğunu savunan düşünce akımı, mutasyonizm. |
değişiş | * Değişmek işi veya biçimi. |
değişke | * Her canlıda dışetkilerle ortaya çıkabilen, kalıtımla ilgili olmayan değişiklik, modifikasyon. |
değişken | * Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil. * Değişik sayıdeğerleri alabilen nicelik. |
değişkenlik | * Değişken olma durumu. |
değişkin | * Değişikliğe uğramış, değişik, muaddel. |
değişkinlik | * Değişkin olma durumu. |
değişme | * Değişmek işi. * Değişim, mübadele. |
değişmek | * Başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek. * Yerine başka şey veya kimse gelmek. * Karşılıklıalıp vermek, mübadele etmek. * Değiştirmek. * (olumsuz biçimiyle) Çok değer vermek. |
değişmez | * Aynen kalan, değişikliğe uğramayan. |
değiştirge | * Bir değişiklik yapılması için verilen önerge, tadil teklifi. |
değiştirgeç | * Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, konvertisör. |
değiştirici | * Değiştirme özelliği olan. * Değiştirme işini yapan nesne veya kimse. |
değiştiriliş | * Değiştirilmek işi veya biçimi. |
değiştirilme | * Değiştirilmek işi. |
değiştirilmek | * Değiştirmek işi yapılmak. |
değiştirim | * Değiştirmek işi. |
değiştirme | * Değiştirmek işi, tebdil, tahrif. |
değiştirmek | * Başka bir biçime sokmak, değişikliğe uğratmak. * Bir şey veya kimseyi bulunduğu yerden başka bir yere almak. * Bir şey verip yerine başka bir şey almak. * Birini bırakıp başkasınıedinmek veya kullanmak. * Başka bir duruma, başka bir görünüme getirmek. * Anlatıma yeni bir içerik vermek. |
değiştirtme | * Değiştirtmek işi. |
değiştirtmek | * Değiştirmek işini yaptırmak. |
değme | * Değme işi, temas. |
değme | * Her, herhangi bir, gelişigüzel, rastgele. * Seçkin, seçme. |
değme gitsin | * deme, karışma gitsin. |
değme keyfine | * konuşulan işten çok hoşlanıldığınıanlatmak için kullanılır. |
Kategoriler