Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 38

devir * Dönme, dönüş.
* Dolaşma.
* Aktarılma.
* Bir malın mülkiyetini veya bir mal üzerindeki hakkı bir başkasına geçirme.
* Bir görevin bir kimseden bir başkasına geçmesi.
* Sürekli ve düzenli değişme, çevrim.
* Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin
her biri veya bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot.
devir açmak * tarihte özellik taşıyan yeni bir çağbaşlatmak.
devirli * Eşit zaman aralıkları ile ardışık olarak tekrarlanan (hareket).
devirme * Devirmek işi.
devirmek * Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek.
* Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak.
* Bütünüyle içmek.
* Bir yana eğmek.
* Bir kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek.
devitken * Herhangi bir hareketi sağlayan, muharrik.
devitme * Devitmek işi.
devitmek * Hareket durumuna getirmek.
devleşme * Çok büyüme, irileşme.
* Aşırı gelişme.
devleşmek * Çok büyümek, irileşmek.
* Aşırı bir gelişme göstermek.
devleştirme * Devleştirmek işi.
devleştirmek * Dev duruma getirmek, aşırıölçüde geliştirmek.
devlet * Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasî bakımdan teşkilâtlanmışmillet veya milletler topluluğunun
oluşturduğu tüzel varlık.
* Devletin yönetim organları.
* Mutluluk; talih.
* Büyüklük, mevki.
devlet adamı * Devlet yönetiminde söz sahibi kişi.
devlet baba * Devlet.
devlet bakanı * Bazıresmî kuruluşların yönetimi baş bakan adına üstlenen hükûmet üyesi.
devlet bankası * Bazıülkelerde devletten aldığısermaye ile kurulan, yönetimde devletin atadığıkişiler bulunan veya devletin
izniyle para bastırıp piyasaya sürme hakkı bulunan banka.
devlet başkanı * Devletin başında bulunan kimse.
devlet düşkünü * Bolluk ve mutluluk içinde iken sonradan fakir düşmüşkimse.
devlet kapısı * Devletin resmî daireleri.
devlet kuşu * Umulmadık bir talih.
devletçi * Devletçilik yanlısı.
* Devletçiliğe uygun olan.
devletçilik * Bir milletin yönetimle ilgili ve ekonomik işlevlerinin devletçe birleşik bir yönetim altında bütünleştirilmesi
siyaseti ve öğretisi.
* Genellikle devleti töre, kültür, hukuk vb.nin kaynak ve taşıyıcısı olarak görme eğilimi.
devlethane * Kendisine saygı gösterilen bir kimseyle konuşulurken nezaket gereği olarak “eviniz” yerine söylenirdi.
devletle! * “güle güle'” yerine kullanılan bir uğurlama sözü.
devletler arası * Birden çok devleti kapsayan veya birçok devletle ilgili olan.
devletleştirilme * Devletleştirilmek işi.
devletleştirilmek * Devletleştirmek işi yapılmak.
devletleştirme * Devletleştirmek işi, kamulaştırma.
devletleştirmek * Kamu yararı için devlete mal etmek, devlet eliyle işletmek, kamulaştırmak.
devletli * Mutluluk ve refah içinde olan (kimse).
* Osmanlıİmparatorluğunda paşa, vezir gibi devlet adamlarına verilen unvan.
devletlû * Devletli.
devoniyen * Birinci çağın dördüncü dönemi ve bu dönemde oluşmuşyer tabakaları.
devralma * Devralmak işi.
devralmak * Bir şeyi devir yoluyla almak, teslim almak.
devran * Dünya.
* Kader, talih.
* Zaman.
devran * Devirler, çağlar.
devre * Dönem.
* Elektrik devresi, çevrim.
devre * Ters, yanlış.
devre mülk * Özellikle tatil beldelerinde belli dönemlerde kullanılmak üzere satın alınan ve değişik kişilerce de
kullanılabilen küçük daire.
devredilebilir * Başkasına devredilebilen bir hak için söylenir veya kullanılır.
devredilebilirlik * Bir hakkın karşılıklıveya karşılıksız olarak başkasına geçirilebilme durumu veya niteliği.
devredilme * Devredilmek işi.
devredilmek * Devretmek işi yapılmak.
devredilmezlik * İnsan haklarının niteliklerinden birini belirtmek için kullanılan terim.
devren * Devir (II) yoluyla, devrederek.
devretme * Devretmek işi.
devretmek * Dönmek, dolaşmak.
* Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek.
* Aktarmak.
* Baştan sona değin okumak; bitirmek.
devreye alınmak * işin içine girmesini sağlamak.
devreye girmek * ilgilenmek, karışmak, araya girmek.

Bir yanıt yazın