Kategoriler
D SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük D Sayfa 55

dişgeçirmek * zorla veya inatla istediğini yaptırmak.
dişgıcırdatmak * öfkesini davranışlarıyla göstermek.
dişgöstermek * güçlü olduğunu, saldırıya geçebileceğini durumuyla belli etmek, tehdit etmek.
dişhekimi * Dişçi.
dişhekimliği * Dişçilik.
dişkirası * Sarayda veya zengin konaklarında iftardan sonra konuklara verilen armağan veya para.
* Bir kimseye fazladan verilen para, armağan vb.
dişmacunu * Dişleri temizlemede kullanılan macun.
dişotu * Dişotugillerden, kurak ve çorak yerlerde yetişen, çok yıllık ve otsu bir bitki (Plumbago europea).
dişotugiller * Bitişik taç yapraklı iki çeneklilerden, örneği dişotu olan ve genellikle sıcak ve kurak yerlerde yetişen
bitkilerden oluşan familya.
dişözü * Dişlerin, katılgan doku, damar ve sinirlerden oluşmuşiç bölümü.
diştababeti * Dişçilik.
diştabibi * Dişçi.
diştacı * Dişlerin dişetlerinin dışında kalan bölümü.
diştaşı * Dişköklerinde oluşan kireçsi taştabaka.
* Dişlerin dişetlerinin dışında kalan bölümü.
dişünsüzü * Dil ucunun üst dişetlerine dokunmasıyla oluşan ünsüz: d, t, c, ç.
diş budak * Zeytingillerden, kerestesi sert ve değerli bir ağaç (Fraxinus excelsior).
* Bu ağaçtan yapılmış.
dişçi * Diş, ağız bakımıyla ve hastalıklarıyla uğraşan hekim, dişhekimi.
dişçik * Çok küçük diş.
dişçilik * Diş, ağız bakımıyla ve hastalıklarıyla uğraşan tıp dalı, dişhekimliği.
dişe diş * iyi, kötü birşeyin karşılığını istemek.
dişe dokunmak * İşe yarar olmak, önemli olmak yerinde ve anlamlı olmak.
dişe dokunur * işe yarar, belirtilmeye değer, önemli.
dişeği * Taşlarıyontmak için kullanılan dişli bir çeşit çekiç.
dişeğileme * Dişeğilemek işi.
dişeğilemek * Dişeği denilen çekiçle değirmen taşıüzerinde dişyapmak, değirmen taşının dişlerini bilemek.
dişeme * Dişemek işi.
dişemek * Dişçıkarmak.
dişi * Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey).
* Hayvan ve bitkilerin, erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş cinsi.
* Kadın.
* Kadına özgü.
* Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerin girintilisi.
* (maden için) Yumuşak, kolay işlenen.
* Şuh, işveli, çekici.
dişi bakır * Kolay işlenebilen bakır.
dişi demir * Yumuşak demir.
dişi klişe * Yazısı oyma olan klişe.
dişi organ * Çiçeklerde yumurtalığı içine alan, döllenme sonucu meyve ve tohumları oluşturacak organ.
dişil * Bazıdillerde dişi sayılan (kelime), müennes.
dişileşme * Dişileşmek durumu.
dişileşmek * Dişiye özgü davranışta bulunmak.
dişileştirme * Dişileştirmek işi.
dişileştirmek * Dişi duruma getirmek.
dişilik * Dişi cinsten olma durumu.
* Kadına özgü olma durumu.
dişilleştirme * Dişilleştirmek işi.
dişilleştirmek * Bazıdillerde bir kelimeyi dişil duruma sokmak.
dişillik * Bazıdillerde kelimelerin dişil olma durumu.
dişinden tırnağından artırmak * (para için) yiyecek, giyecek vb. ihtiyaçlarından keserek biriktirmek.
dişindirik * İpe ilmik atarak hayvanın ağzına takılan gem.
dişine göre * gücünün yeteceği bir durumda.
dişine vurmak * Isırmak, dişlemek.
* Değerini anlamak için kontrol etmek.
dişini sıkmak * darlığa, sıkıntıya dayanmak, katlanmak.
dişini sökmek * kötülük edemeyecek duruma getirmek.
dişini tırnağına takmak * çok büyük güçlüklere, sıkıntılara katlanmak; bütün gücünü kullanmak.
dişinin kovuğuna bile gitmemek * (yiyecek için) çok az gelmek.
dişisel * Şuh.

Bir yanıt yazın