doğurganlaşmak | * Doğurgan duruma gelmek. |
doğurganlaştırma | * Doğurganlaştırmak işi veya durumu. |
doğurganlaştırmak | * Doğurgan duruma getirmek. |
doğurganlık | * Çok doğurma durumu, doğurgan olma durumu. |
doğurgu | * Ortaya çıkan sonuç. |
doğurma | * Doğurmak işi. |
doğurmak | * Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak. * Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak. |
doğurtma | * Doğurtmak işi veya durumu. |
doğurtmak | * Doğurmasını sağlamak, doğurmasına yardım etmek. |
doğurucu | * Doğurmasınısağlayan. * Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse). |
doğuruş | * Doğurmak işi veya biçimi. |
doğuş | * Doğmak işi veya biçimi. |
doğuştan | * Doğumla beraber (gelen), yaradılıştan, fıtrî. * Kişinin doğduğu andan beri var olan, öğrenilmişşeylerin sonucu olmayarak, doğuşla birlikte gelen, yaradılıştan, fıtrî. |
doğuştancılık | * Herhangi bir canlıtürünün yapısal ve görevsel gelişiminde yaşantı, öğrenme gibi edinilmişfaktörlere değil, kalıtımla ilgili olanlara ağırlık ve öncelik veren görüş, fıtriye, nativizm. |
dok | * Gemilerin yükünün boşaltıldığıveya onarıldığı, üstü örtülü havuz. * Ticaret mallarınısaklamak için rıhtımda yapılan büyük depo. |
doksan | * Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adıve bu sayıyı gösteren rakam, 90, XC. * Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık olan. |
doksan (veya kırk, seksen) kapının ipini çekmek | * birçok yere uğramak. |
doksanar | * Doksan sıfatının üleştirme biçimi, her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan. |
doksanıncı | * Doksanın sıra sıfatı, sırada seksen dokuzuncudan sonra gelen. |
doksanlık | * İçinde doksan tane bulunan. * Doksan yaşında olan. |
doktor | * Hekim. * Bir fakülteyi veya bir yüksek okulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yüksek öğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen unvan. |
doktor doktor dolaşmak (veya gezmek) | * tedavide çabuk ve kesin sonuç almak ümidiyle birçok doktora başvurmak. |
doktora | * Doktor unvanınıkazanmak için verilen sınav. * Bir fakülte veya yüksek okulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen derece, basamak. |
doktoralı | * Doktorası olan. |
doktorasız | * Doktorası olmayan. |
doktorluk | * Hekim olma durumu, hekimlik, tabiplik. * Doktor olma durumu. |
doktrin | * Öğreti. |
doktrinci | * Doktrinle ilgili (kimse veya görüş). |
doku | * Bir vücudun veya bir organın yapıögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç. * Bir bütünün yapısıve özelliği. |
doku bilimci | * Doku bilimiyle uğraşan kimse, bilgin. |
doku bilimi | * Canlılardaki dokuların oluşum, evrim ve birleşimini inceleyen bilim dalı, histoloji. |
doku bozukluğu | * Yara, darbe, iltihap, ur gibi sebeplerle bir organda ortaya çıkan bozukluk, yıpranma, lezyon. |
dokuma | * Dokumak işi, mensucat, tekstil. * Kumaşolabilen, kumaşyapılabilen. * Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş). * Minder örtüsü, yatak kılıfı gibi şeyler için kullanılan ve boyalıpamuk ipliğinden dokunan bez. * Yapı, oluşum. |
dokuma tezgâhı | * Dokuma işinin yapıldığımakine veya araç. |
dokumacı | * Dokumacılık yapan kimse. |
dokumacılık | * Kumaşdokuma işi, sanatıveya dokuma ticareti, tekstil. * Dokuma sanayii. |
dokumahane | * Dokuma tezgâhlarının bulunduğu ve çalıştığıyer. |
dokumak | * Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkıdurumunda kullanarak kumaşyapmak. * En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak. * Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek. |
dokumalı | * Dokuması olan. * Dokunmuş. |
dokunaç | * Birçok omurgasız hayvanın başında bulunan, dokunmaya, tutmaya yarayan hareketli uzantı. |
dokunaklı | * Etkili, insanın içine işleyen, müessir. |
dokunaklılık | * Dokunaklı olma durumu. |
dokunca | * Kötülüğe yol açan, sağlığı bozan. * Zarar, yıkım, tahrip. |
dokunca görmek | * zarara uğramak, harap olmak. |
dokuncalı | * Dokuncası olan, zararlı. |
dokuncasız | * Dokuncası olmayan, zararsız. |
dokundurma | * Dokundurmak işi. |
dokundurmak | * Dokunmasını sağlamak. * Bir şeyi üstü kapalıve sitem yollu hatırlatmak, tariz etmek. |
dokunma | * Dokunmak (I) işi, temas. |
dokunma | * Dokunmak (II) işi. |
Kategoriler