düzlem | * Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı. * Üzerine, kesişen iki doğrunun her noktasının dokunması gereken yüzey, müstevî. |
düzlem geometri | * Bir düzlem içinde kalan, iki boyutlu olan şekli inceleyen geometri. |
düzlem küre | * Yer yuvarlağıüzerindeki biçimleri bütünüyle bir düzlem üzerinde göstermek amacıyla çeşitli haritacılık yöntemlerine başvurularak hazırlanmışharita. |
düzleme | * Düzlemek işi, tesviye. |
düzlemek | * Düzlem durumuna getirmek, tesviye etmek. |
düzlemsel | * Düzlem niteliğinde olan. |
düzlenme | * Düzlenmek durumu. |
düzlenmek | * Düz, düzlem durumuna gelmek. |
düzleşme | * Düzleşmek durumu. * Bazıkelimelerde, çeşitli sebeplerle, yuvarlak ünlülerin düz ünlülere dönmesi. |
düzleşmek | * Düz duruma gelmek. |
düzletme | * Düzeltmek işi. |
düzletmek | * Düz duruma getirmek. |
düzlük | * Düz olma durumu. * Geniş, düz yer. |
düzme | * Düzmek işi. * Gerçek olmayan, aslına benzetilerek uydurulan, uydurma, sahte. |
düzmece | * Gerçek olmayan, düzme, sahte. |
düzmeci | * Düzme şeyler yapan, sahteci, sahtekâr. |
düzmecilik | * Düzmeci olma durumu, düzmecilik, sahtekârlık. |
düzmek | * Bir ihtiyacıkarşılamak amacıyla birçok şeyleri birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek. * Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek. * Yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek. * Uydurmak. * Cinsel ilişkide bulunmak. |
düztaban | * Tabiî ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk. * Tabanıkemerli olmayan. * Dar tabanlı bir tür rende. * Uğursuz. |
düztabanlık | * Düztaban olma durumu. |
düzülme | * Düzülmek işi veya durumu. |
düzülmek | * Düzmek işine konu olmak veya düzmek işi yapılmak. |
düzüm düzüm | * Dizim dizim. |
Dy | * Disprosyum’un kısaltması. |
Kategoriler