elektrikçilik | * Elektrikçinin işi. |
elektrikleme | * Elektriklemek işi. |
elektriklemek | * Üzerinde elektrik gücü bulunmayan bir iletkene, elektrikli başka bir iletkeni yaklaştırmak veya değdirmek yoluyla elektrik gücü vermek. |
elektriklendirme | * Elektriklendirmek işi. * Bir yeri elektrik gücüyle donatma. |
elektriklendirmek | * Elektrik sağlamak. * Sinirli ve gergin bir duruma yol açmak. |
elektriklenme | * Elektriklenmek işi. |
elektriklenmek | * Elektrik enerjisiyle yüklü duruma gelmek. * Sinirli ve gergin bir duruma gelmek, gerginleşmek. |
elektrikli | * Elektriği olan, elektrik enerjisiyle yüklü olan, elektrikle işleyen. * Sinirli ve gergin bir duruma gelmişolan. |
elektrikli basaç | * Elektrikle veya uzaktan kumanda edilen kapı, pencere ve elektrikli araçlarda kullanılan sistem açıcı. |
elektrikli daktilo | * Elektrik enerjisi ile çalışan yazımakinesi. |
elektrikli ısıtıcı | * Elektrik enerjisinin oluşturduğu ısıyıçevreye yayan araç. |
elektrikli sandalye | * Bazıülkelerde ölüm cezasının uygulanmasında kullanılan idam aracı. |
elektrikli tren | * Elektrik enerjisi ile çalışan tren. |
elektriksiz | * Elektriği olmayan, elektrik enerjisiyle yüklü olmayan, elektrikle çalışmayan. |
elektro | * Bkz. elektrokardiyografi. |
elektroansefalografi | * Beyin hücreleri arasında var olan ve saçlıderinin topladığı gizil güç farklarının yazılması. |
elektroansefalogram | * Beyin hücrelerinin doğurduğu gizil güç farklarının yazılmasıyla elde edilen çizelge. |
elektrobiyoloji | * Canlılarda görülen elektrik olaylarını inceleyen bilim. |
elektrodinamik | * Elektrik akımlarının dinamik hareketini konu edinen fizik dalı. * Bu dalla ilgili olan. |
elektrodinamometre | * Elektrik akımının şiddetini ölçen cihaz. |
elektrodiyaliz | * Birtakım koloitlerin ortamdaki öteki parçacıklara oranla gözenekli zarlardan daha kolay geçmesi özelliğine dayanan kimyasal arıtma yönteminin elektrik enerjisiyle hızlandırılmıştürü. |
elektrofil | * Bir atom veya iyondan elektron alabilen veya onunla elektron paylaşabilen madde. |
elektrofon | * Fonograf kayıtlarını okumak ve elektrik akımının aracılığıyla yükselterek sese çevirmek için gerekli araçları içinde toplayan cihaz. |
elektrogitar | * Elektrikten yararlanılarak sesi yükseltilen gitar. |
elektrojen | * Elektrik üreten (sistem). |
elektrokardiyograf | * Bkz. kardiyograf. |
elektrokardiyografi | * Bkz. kardiyografi. |
elektrokardiyogram | * Bkz. kardiyogram. |
elektrokimya | * Elektrik akımının etkisiyle ortaya çıkan kimyasal değişmeleri ve kimya işlemlerinde oluşan enerji elektrik üretiminde kullanmayıaraştıran bilim dalı. |
elektrolit | * Elektroliz işlemiyle çözülen madde. |
elektroliz | * Bir elektrik akımının etkisiyle ortaya çıkan kimyasal ayrışma. |
elektromanyetik | * Elektromanyetiği bulunan veya bununla ilgisi olan. |
elektromanyetik dalgalar | * Yayılmak için herhangi bir ortama ihtiyaç duymayan, boşlukta yayılabilen, manyetik veya elektrik alanlarından oluşan, yüklü parçacıkların hızlanmasıyla meydana gelen enerji dalgaları. |
elektromanyetik güç | * Manyetik alan içindeki elektrik akışınıetkileyen güç. |
elektromanyetizma | * Elektriklenme ile mıknatıslanmanın karşılıklı olarak etkilenmelerinden ortaya çıkan olayların bütünü. * Elektrik akımıyla mıknatıs elde etme. |
elektrometalürji | * Metalurji ürünlerinin elde edilmesi ve arıtılmasında termik elektriğin ısıve elektroliz özelliklerinin kullanılması. * Elektrikle ısıtma olaylarından yararlanılarak yapılan ve madenlere uygulanan termik işlemlerin hepsi. |
elektrometre | * Elektrikte kullanılan türlü ölçü cihazları. |
elektromıknatıs | * İçinde manyetik akıyıtoplayıp arttırıcı bir yumuşak demir bulunan, bobin veya bobinlere doğru akım geçirilerek elde edilen mıknatıs. |
elektromobil | * Elektrik enerjisiyle işleyen otomobil. |
elektromotor | * Mekanik veya kimyasal bir etki altında elektrik üreten. * Elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviren cihaz. |
elektron | * Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temek parçacık, pozitron karşıtı. |
elektron akışı | * Serbest elektronların yer değiştirmesi. |
elektron demeti | * Aynıenerji kaynağından çıkan ve biribirine yakın yörüngede yayılan elektronlar. |
elektron gazı | * Boşveya gaz dolu bir ortamda, yahut bir iletkenin içinde dolaşan serbest elektronların tümü. |
elektron lâmbası | * Gaz geçirmeyen bir tür içindeki boşlukta veya bir gazlı ortamda elektron akımı oluşturan elektronik araç. |
elektron mikroskobu | * Normak ışık yerine bir elektron demeti ile çalışan ve bir milyon kere net büyütebilen özel mikroskop. |
elektronegatif | * Elektrolizde artı(pozitif) kutupta toplanma niteliği olan (cisimler). |
elektronik | * Elektron temeline dayanan. * Serbest elektronlarıkonu olarak alan bilim dalı. |
elektronik beyin | * Bkz. bilgisayar. |
elektronik çalgılar | * Elektrikten yararlanarak ses gücü yükseltilen çalgılar. |
Kategoriler