Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 34

eriştirmek * Erişmesini sağlamak.
eriten * İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı).
eritici * Eritme özelliği olan.
* Bir başka maddeyi eriten, çözündüren cisim.
eritilme * Eritilmek işi.
eritilmek * Eritmek işi yapılmak.
eritiş * Eritmek işi veya biçimi.
eritme * Eritmek işi.
* Metallerde erimeyi sağlamak amacıyla dökümden önce yapılan ısıtma işlemi.
eritme peynir * Sert peynirlerin eritilip, bazen baharat katılmasıyla elde edilen bir tür peynir.
eritmek * Erimesini sağlamak, erimesine yol açmak.
* Harcayıp tüketmek.
* Çok üzmek.
* Zayıflatmak.
* Yok etmek.
eritrosit * Alyuvar.
eriyik * İçindeki katı bir madde erimiş bulunan sıvı, mahlûl.
eriyip bitmek * üzüntü ve sıkıntıdan çok zayıflamak.
eriyiş * Erimek işi veya biçimi.
erk * Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar.
* Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz.
* Bir bireyin, bir toplumsal kümenin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumlarıegemenliği, baskısıve
denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya
yeteneği,iktidar.
erkân * Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler.
* General veya amiral aşamasındaki askerler.
* Yol, yöntem.
erkân kürkü * Padişah tarafından vezirliğe yükseltilenlere giydirilen kürk.
erkânıharbiyeiumumiye * Genelkurmay.
erkânıharp * Kurmay.
erkânıharplik * Erkânıharp olma durumu.
erke * Enerji.
* (tabiî bilimlerde) İş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü.
erkeç * Erkek keçi.
erkeçsakalı * Keçisakalı; çayır melikesi.
erkek * İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı.
* Sperma oluşturan organizma.
* Yetişkin adam, kadın karşıtı.
* Koca.
* Sözüne güvenilir, mert.
* Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerin çıkıntılısı.
* Sert, kolay bükülmez.
erkek anahtar * Elektrikte veya makine alanında dişi yuvaya giren anahtar.
erkek bakır * Sert bakır.
erkek demir * Sert demir.
erkek erkeğe * Yalnız erkekler arasında.
erkek fatma (veya ayşe) * erkek gibi davranışları olan kadınlar için kullanılır.
erkek fiş * Prize sokulan bacaklıelektrik fişi.
erkek gibi * erkeğe yakışır biçimde, erkeğe benzer.
erkek işi * Sadece erkeğin yapabileceği, daha çok güç, kuvvet isteyen zahmetli iş.
erkek olmak * kadınken cinsiyet değiştirmek.
* erkeğe yaraşır davranışlarda bulunur duruma gelmek.
erkek organ * Bitkilerde taç yaprakların çevrelediği, döllenmeyi sağlayan tek veya birçoğu bir arada bulunan organ.
erkek terzisi * Erkek elbisesi diken terzi.
erkekçe * Erkek gibi, erkeğe yakışır (biçimde), yiğitçe, mertçe.
erkekçil * Erkeğe düşkün.
erkeklenme * Erkeklenmek işi.
erkeklenmek * Kabadayılık gösterisinde bulunmak.
erkekler hamamı * Sadece erkeklerin içinde yıkandığıveya erkeklere ayrılmışhamam.
erkekleşme * Erkekleşmek işi.
erkekleşmek * (erkek çocuk) Çocukluk çağından çıkıp erkeklik çağına girmek.
* (kız, kadın için) Erkek gibi sert davranışlar kazanmak.
erkekli * Erkeği olan.
erkekli dişili * İki cinsi bir arada bulunan.
erkekli kadınlı * Kadın erkek hep bir arada olarak.
erkeklik * Erkek olma durumu.
* Erkekçe davranış, yiğitlik, mertlik.
* Bir erkeğin fizyolojik görevini yerine getirme gücü.
erkeklik organı * Erkeğin çiftleşme organı, kamış, penis, fallus.
erkeklik öldü mü? * haksızlığa karşıkoymak, mertlik göstermek gerekiyor.
erkeklik sende kalsın! * karşısındakinin yakışıksız davranışına uyup da tatsızlık çıkarma, efendice davran!.
erkeklik taslamak * erkekmişgibi kendini göstermek, erkekçe davranışta bulunmak, kabadayıca davranmak.
erkeksi * Erkeğe benzeyen, erkeği andıran, erkeğe yaraşan.

Bir yanıt yazın