Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 35

erkeksilik * Erkekliği andıran.
erkeksiz * Erkeği bulunmayan.
erken * Zamanın ilerlememiş bir anında.
* Alışılan zamandan önce.
erken bunama * Birbirinden ayrı görüntüleri bulunan şizofreni türündeki hastalıklar.
erkence * Erken olarak.
* Oldukça erken.
erkenci * Erken davranan.
* Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze).
* Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen.
erkenden * Erken olarak, çok erken.
erkete * Dikiz.
erketeci * Dikizci, gözcü.
erketecilik * Erketecinin yaptığı iş, dikizcilik.
erketecilik etmek (veya yapmak) * gözcülük, dikizcilik görevini üzerine almak.
erketelik * Dikizcilik, gözcülük.
erketelik yapmak * gözcülük etmek.
erkin * Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest.
erkinci * Liberal.
erkincilik * Bireyin özgürlüğünü ve ekonomik güçler arasında hür yarışmayısavunan, bireyler, sınıflar ve milletler
arasındaki ekonomik ilişkilere devletin karışmamasını isteyen öğreti, liberalizm, devletçilik, toplumculuk karşıtı.
* Herkese vicdan, inanç, düşünce özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunan, hür düşünüşe bağlı
dünya görüşü, liberalizm.
erkinlik * Erkin olma durumu, serbestlik, serbest.
erkli * Erki olan, nüfuzlu, muktedir, kadir.
erklilik * Erkli olma durumu.
erksizlik * Başsızlık, anarşi.
erlik * Erkeklik, yiğitlik.
* Er olma durumu.
erme * Ermek işi.
ermek * Erişmek, kavuşmak.
* Yetişip dokunmak.
* (bitkiler veya bunların ürünleri için) Olgunlaşmak.
* (kendini Tanrıyoluna vermişkimseler için) İnsanüstü kutsal bir aşamaya erişmek.
Ermeni * Ermenistan’da yaşayan halk veya bu halktan olan kimse.
* Bu soyla ilgili, bu soya özgü olan.
ermeni gelini gibi kırıtmak * ağır veya yavaşhareket edenlere alay yollu söylenir.
Ermenice * Hint-Avrupa dil ailesinden, Ermenilerin kullandığıdil, Ermeni dili.
ermin * Kakım, as.
ermiş * Dinî inançlara göre kendisinde olağanüstü manevî güç bulunan kişi, evliya, veli.
ermişlik * Ermişolma durumu, evliyalık, velilik.
eroin * Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde.
eroin kullanmak * eroini sıvıveya toz hâlinde vücuda zerk yoluyla almak, sürekli kullanmak.
eroinci * Eroin yapıp satan kimse.
* Eroin kullanan kimse, eroinman.
eroincilik * Eroinci olma durumu.
eroinman * Eroin kullanma alışkanlığı olan (kimse), eroinci.
eroinmanlık * Eroinman olma durumu.
eros * Ruhî çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü.
* (büyük E ile) Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı.
erosal * Erosçu, erotik.
erosçu * Erosla ilgili.
* Roman, hikâye, heykel, resim gibi sanat eserlerinde aşk konusuna ve cinsel ilişkilere genişyer veren.
erosçuluk * Cinsel duygu ve isteklerine çok düşkün olma durumu, erotizm.
erotik * Aşkla ilgili olan, aşkıanlatan, kösnül, erosal, şehevî, şehvanî.
* Cinsel aşkla, cinsiyetle ilişkisi olan, kösnül, erosal.
erotizm * Erosçuluk.
* Kösnüllük, şehvaniyet.
erozyon * Aşınma; itikâl.
erozyona uğramak * aşınmak veya aşınmak işine konu olmak.
ersatz * Bkz. erzatz.
erselik * Er dişi.
erseliklik * Er dişilik.
erseme * Ersemek işi veya durumu.
ersemek * Erkek istemek.
ersiz * Kocasız.
ersizlik * Kocasızlık.

Bir yanıt yazın