Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 12

geçerleme * Geçerlemek işi.
geçerlemek * Geçmesini sağlamak.
geçerletme * Geçerletmek işi.
geçerletmek * Geçer duruma getirtmek.
geçerli * Yürürlükte olan, uygulanan, muteber.
* Beğenilen, tutulan, sürümü olan.
geçerlik * Yürürlükte olma, değerini sürdürme durumu, revaç.
* Sürümü olma durumu.
geçerlilik * Geçerli olma durumu, geçerlik.
* Bir kavramın, bir yargının, mantık veya anlamıve değeri bakımından onaylanabilir olması.
geçersiz * Yürürlükten çıkarılmış, hükümsüz.
geçersizleşme * Geçersiz duruma düşme.
geçersizleşmek * Geçersiz duruma düşmek, geçerliğini yitirmek.
geçersizleştirmek * Geçersiz duruma getirmek.
geçersizlik * Geçersiz olma durumu, hükümsüzlük.
geçgeç * Seyredilecek uygun bir program aramak amacıyla televizyon kanallarınıtarama, zaping.
geçgeç yapmak * geçgeçlemek.
geçgeçleme * Geçgeçlemek işi veya durumu.
geçgeçlemek * Televizyon kanallarınıaramak veya taramak, zaping yapmak.
geçgin * Geçkin.
geçici * Çok sürmeyen.
* Kısa ve belli bir süre için olan, geçeğen, muvakkat, palyatif.
* Bulaşan, bulaşıcı.
* Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen, yolcu.
geçici madde * Yasa, tüzük ve yönetmeliklerde belirli bir süre geçerli olan madde.
geçicilik * Geçici olma durumu.
geçiliş * Geçilmek işi veya biçimi.
geçilme * Geçilmek işi.
geçilmek * Geçmek işi yapılmak.
* Bırakmak, terk etmek.
geçilmemek * bol veya çok, aşırı olmak.
geçim * Geçinmek işi, geçinme araçları, geçinme, maişet.
* Anlaşma, uyuşma.
geçim derdi * Geçim sıkıntısı.
geçim dünyası * Kişinin kendi çıkarlarınıdüşünmesi gerektiğini belirtmek için kullanılır.
geçim kapısı * Yaşamak için gereken kazancın sağlandığı işyeri.
geçim sıkıntısı * Geçinmede çekilen güçlük.
geçim yolu * Yaşamak için gereken kazancı sağlama aracıveya çaresi.
geçim zorluğu * Geçim sıkıntısı.
geçimini doğrultmak * geçinmek için para kazanmak.
geçimli * Çevresindekilerle iyi geçinen.
geçimlik * Yiyecek parası, nafaka.
geçimlilik * Geçimli olma durumu.
geçimsiz * Çevresindekilerle iyi geçinemeyen, kavga çıkaran, huysuz, şirret.
geçimsizleşme * Geçimsiz olma.
geçimsizleşmek * Çevresindekilerle iyi geçinememek.
geçimsizlik * Geçimsiz olma durumu.
geçindirme * Geçindirmek işi.
geçindirmek * Geçinmesini sağlamak.
geçinilme * Geçinilmek durumu.
geçinilmek * Geçinmek işi yapılmak.
geçinim * Geçinmek işi.
geçinip gitmek * çok iyi değilse de şöyle böyle geçinmek.
geçinme * Geçinmek işi.
geçinme endeksi * Belirli bir sosyal grubun ortalama yaşama düzeyini sürdürebilmesi için yapması gereken giderleri izleyen
fiyat indeksi.
geçinmek * Yaşamak için gerekeni sağlamak.
* Uzlaşmak, anlaşmak.
* Taslamak.
* Kendi ihtiyaçlarını başkalarından sağlamak.
* Ölmek.
geçinmeye gönlü olmamak * herhangi bir konuda isteksizliği belli etmek için kullanılır.
geçirgen * İçinden gaz, sıvı gibi şeyleri kolaylıkla geçiren.
* Sıvıların geçmesine elverişli (kayaç).

Bir yanıt yazın