genelkurmay | * Yurdun savunmasıyla ilgili bütün şart ve olayları göz önünde tutarak, barışta ordunun eğitim ve donatımını, savaşta yüksek yönetimini düzenleyen makam, erkânıharbiyeiumumiye. |
genelleme | * Genellemek işi. * Zihnin genel düşünceler yapması işlemi veya özelden genele geçiş, tamim. * Bir işlemin sonucu olan genel kavram, yargı, bilim yasasıveya kuram. |
genellemek | * Varlıklar veya olaylar arasındaki benzerlik bağıntılarını bir düşüncede toplamak, tamim etmek. |
genelleşme | * Genelleşmek işi, taammüm. |
genelleşmek | * Genel duruma gelmek, genel bir durum almak, taammüm etmek. |
genelleştirilme | * Genelleştirilmek işi. |
genelleştirilmek | * Genelleştirmek işi yapılmak. |
genelleştirme | * Genel duruma getirme. * Tek tek veya özel durumlardan genel bir yasanın, önermenin çıkarılması, tamim. |
genelleştirmek | * Genel duruma getirmek. |
genellik | * Genel olma durumu, yaygınlık, umumiyet. * Genel düşüncenin, yani kavramın özelliği. |
genellikle | * Genel olarak, büyük bir çoğunlukla, umumiyetle. |
genelmek | * Genişlemek. |
general | * Kara ve hava ordularında albaydan sonra gelen ve mareşalliğe kadar olan yüksek rütbeli subaylara verilen genel ad. |
generallik | * General rütbesi. * Generalin görevi veya makamı. |
genetik | * Bitki, hayvan ve insanlarda kalıtım olaylarını inceleyen biyoloji dalı, kalıtım bilimi. |
geniş | * Eni çok olan, enli, vasi, dar karşıtı. * İçine alması gerekenden daha çoğunu alabilen, dar karşıtı. * Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın. * Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. * Çok. |
genişaçı | * Bir dik açıdan daha büyük olan açı. |
geniş bir nefes almak | * sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak. |
genişgönüllü | * Her olayıhoşkarşılayan. |
genişgörüşlü | * Konularıçok yönlü değerlendiren (kimse). |
genişgörüşlülük | * Konularıçok yönlü değerlendirmek işi veya biçimi. |
genişkarşılamak | * hoşgörü ile değerlendirmek. |
genişmezhepli | * Bkz. mezhebi geniş. |
genişufuklu | * Görüşü ve bakışaçısı genişolan (kimse). |
genişünlü | * Alt çenenin açılmasıyla oluşan ünlü. |
genişyürekli | * Hemen, çabucak telâşgöstermeyen, merak etmeyen, tasasız. |
genişzaman | * Fiilin her zaman yapıldığını, yapılmakta olduğunu veya yapılacağını belirten zaman. Türkçede bu kip -r, -ir veya -er ekiyle kurulur: Başla-r, severim (sev-er-im), geliriz (gel-ir-iz) gibi. |
genişzaman görünümü | * Genişzaman sıfat-fiiliyle yardımcıfiilin birlikte kullanılmasından doğan görünüm: Gelmez olmak. Görünmez olmak gibi. |
genişzaman sıfat-fiili | * Fiilin her zaman yapıldığını, yapılmakta olduğunu veya yapılacağını belirten sıfat-fiil. Türkçede bu biçim -ir, -er, -mez ekleriyle kurulur: Gelir (varidat), gider (masraf), güler yüz, bitmez iş, dinmez ağrı, görünmez kaza gibi. |
genişçe | * Biraz geniş. |
genişçe konuşmak | * uzun uzun, bol bol konuşmak, söyleşmek, sohbet etmek. |
genişleme | * Genişlemek işi. |
genişlemek | * Genişduruma gelmek, büyümek. * Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak. * Yaygın duruma gelmek. |
genişletilme | * Genişletilmek işi. |
genişletilmek | * Genişletmek işi yapılmak. |
genişletme | * Genişletmek işi. * Bir konuyu, ayrıntılarınıkatarak geliştirme. |
genişletmek | * Genişduruma getirmek. |
genişlik | * Genişolma durumu. * En, boy karşıtı. |
genitif | * Tamlayan durumu. |
geniz | * Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü. |
geniz ünlüsü | * Geniz yoluyla çıkan ünlü. Türkçede bu ünlü n sesiyle birlikte kullanılır: Tanrı, sonra, deniz kelimelerindeki a, o, e ünlüleri gibi. |
geniz ünsüzü | * Geniz yoluyla çıkan ünsüz: Türkçede bölge ağızlarında rastlanan ñ ünsüzü gibi. |
genizden (konuşmak) (veya çıkarmak) | * burnu tıkalı gibi (konuşmak). |
genizsi | * Genzel. |
genizsileşme | * Dudak ünsüzünün, geniz ünsüzüne dönmesi. Türkçede ve Türk lehçelerinde b sesinin m sesine dönmesi gibi. |
genleşme | * Genleşmek işi. |
genleşme kat sayısı | * Birim nicelikte bir maddenin 10 C sıcaklık artışında gösterdiği hacim genişlemesi. |
genleşmek | * (bir cisim birleşimi ve yapısıdeğişmeden) Isıetkisiyle hacimce büyümek. |
genleşmeölçer | * Isınan sıvıların görünür genleşme kat sayılarını belirleyen araç, dilâtometre. |
genleştirme | * Genleştirmek işi. |
Kategoriler