Kategoriler
G SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük G Sayfa 27

gıygıy * Herhangi bir tür yaylıçalgı.
gıygıycı * Kemancı.
* Beceriksiz.
-gi * Bkz. -gı/ -gi, -gu / -gü.
gibi * …-e benzer.
* O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
* İmişçesine, benzer biçimde.
* …-e yakışır biçimde.
gibi gelmek * … sanısıvermek, … sanısıyaratmak.
gibi olmak * bir duruma, bir duyguya yaklaşmak.
gibi yapmak * imişçesine davranmak.
gibilerden * Ona benzer biçimde.
gibisi * Benzeri.
gibisinden * Bir ismin tamlananıdurumunda olduğu zaman, “bir şeye benzer durumda olandan” anlamında kullanılır.
* Bir fiilden sonra geldiğinde o fiilin benzeri bir durumu anlatır.
gibisine gelmek * imişgibi gelmek, sanmak.
gibisine getirmek * sanısıuyandırmak, sanısıvermek.
gicişme * Gicişmek işi veya durumu.
gicişmek * Kaşınmak, kaşıntıduymak, gidişmek.
-giç * Bkz. – gıç / -giç, -guç / -güç.
gide gide * Gidip dolaşarak, gezip görerek.
gideğen * Göl ayağı.
gider * Bir işiçin harcanan paranın bütünü, masraf.
* Gelecekte sağlanacak değerler karşılığıyapılan harcamalar.
* Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı.
giderayak * Gitme anında, gitmek üzere iken.
giderek * Yavaşyavaş, derece derece, gittikçe, tedrici olarak, tedricen.
gideren alan * Bir demiri mıknatısladıktan sonra bunun bir noktasından çıkan indükleme akışınısıfıra indirmek için
gereken şiddetteki manyetik alan.
giderici * Yok eden; dindiren.
giderilme * Giderilmek işi.
giderilmek * Ortadan kaldırılmak, yok edilmek.
giderme * Gidermek işi.
gidermek * Ortadan kaldırmak, yok etmek.
gidertme * Gidertmek işi.
gidertmek * Giderilmesine, ortadan kaldırılmasına yol açmak.
gidi * Şaka yollu söylenen azarlama sözü.
* Bir şeye duyulan özlem ve isteği belirtmek için kullanılır.
* Ahlâksız, pezevenk.
gidici * Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan, kısa süre için var olan, kalıcıkarşıtı.
* Ölmek üzere olan.
gidiliş * Gidilmek işi veya biçimi.
gidilme * Gidilmek işi.
gidilmek * Gitmek işi yapılmak.
gidimli * Bir tasarımdan ötekine geçerek, çıkarımlar yaparak, bir önermeden ötekine mantıkî bir yolla ilerleyerek,
parçalardan bütünlüğü olan bir düşünce kuran (düşünce yolu).
gidip gelme * Gidiş, dönüş.
gidiş * Gitmek işi.
* Gitme biçimi, tempo.
* Tutum, durum, davranış.
* Bir yere gitme.
gidişalayı * Padişahların saray dışı gezilere çıkmalarıdolayısıyla düzenlenen tören.
gidişdönüş * Gitme ve gelme (veya dönme).
gidişgeliş * Trafik, seyrüsefer.
gidişo gidiş * konuşmaya konu olan kimsenin bir daha dönmediğini anlatır.
gidişat * Olayların durumu, işlerin gelişme biçimi.
* Tutum, durum, davranış.
gidişme * Gidişmek işi.
gidişmek * Kaşıntıduymak, kaşınmak, gicişmek.
gidon * Yönelteç.
* Komodorlara özgü çımasıçatal biçiminde kesilmişsancak, fors.
-gil * Bir adın sonuna eklenerek “soy, aile” kavramıveren ve ünlü uyumuna girmeyen bir ek.
* Çoğul eki -ler ile birlikte hayvan ve bitki familyalarını bildiren isimler yapar: kedi-gil-ler, bakla-gil-ler vb.
gilaburu * Kuzey ve Orta Anadolu’da orman kenarlarında yetişen, 2-4 m yükseklikte bir ağaççık (Viburnum opulus).
-gin * Bkz. -gın / -gin, -gun / -gün.
gine * Gene, yine.
Gineli * Gine halkından olan kimse.
ginseng * Uzak Doğu ülkelerinde (Çin, Japonya, Kore vb.) yetişen, geleneksel tedavilerde kullanılan, kazık köklü,
otsu ve çok yıllık bir bitki (Panax ginseng).

Bir yanıt yazın