günaşırı | * Bir gün ara ile, iki günde bir. |
günaydın | * Daha çok sabahlarısöylenen esenleme sözü. |
günbegün | * Günden güne. |
günberi | * Yer’in, Güneş’e en yakın bulunduğu nokta. |
günce | * Günlük (I). |
güncek | * Şemsiye. |
güncel | * Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel. |
güncelik | * Günce yazılan defter, muhtıra. |
güncelleme | * Güncellemek durumu. |
güncellemek | * Güncel duruma getirmek. |
güncelleşme | * Güncelleşmek işi. |
güncelleşmek | * Güncel duruma gelmek. |
güncelleştirme | * Güncelleştirme işi. |
güncelleştirmek | * Güncel duruma getirmek. |
güncelliğini yitirmek | * süre aşımına uğrayarak önem ve değerini yitirmek. |
güncellik | * Güncel olma durumu, aktüalite. |
gündaş | * Bkz. gündeş. |
gündeliğe gitmek | * günlük işler yaparak gelir sağlamak. |
gündelik | * Her günkü, yevmî. * Her gün yayımlanan, her gün çıkan. * Gün hesabıyla veya her gün ödenen para, yevmiye. |
gündelikçi | * Gündelikle çalışan (kimse). |
gündelikçi kadın | * Gündelikle ev işlerinde çalışan hizmetçi kadın. |
gündelikçilik | * Gündelikçi olma durumu. |
gündelikli | * Gündelikle çalışan (kimse). |
gündem | * Meclis, kongre gibi toplantılarda görüşülecek konuların bütünü, ruzname. |
gündem dışı | * Toplantıprogramının dışında (kalan). |
gündeme almak | * bir kurul toplantısında görüşülecek konuları bir listeyle tespit etmek. |
gündeme getirmek | * bir toplantıda bir konuyu tartışmak, görüşmek için önermek. * bir konuya güncellik kazandırmak. |
günden güne | * Gün geçtikçe, gittikçe. |
gündeş | * Aynı günde olan. |
gündöndü | * Ayçiçeği. |
gündüz | * Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı. * Gündüz vaktinde. |
gündüz feneri | * Zenci, arap. |
gündüz gözüyle | * Gündüzün, gündüz vakti, gün ışığında, her şeyin açık seçik görüldüğü saatlerde. |
gündüz külâhlı, gece silâhlı | * gerçekte iyi olmadığıhâlde iyi gibi görünen kimseler için kullanılır. |
gündüz yırtıcıları | * Kuşlar sınıfından kartallar takımının, çengel gagalı, sivri ve kıvrık tırnaklı, iyi uçan kuşları içine alan bir alt takımı. |
gündüzcü | * Gündüz çalışan görevli. * Gündüz öğrenim gören öğrenci. * Gündüzleri içki kullanan kimse. |
gündüzleri | * Gündüz vakti. * Her gün. |
gündüzlü | * Okula gündüz giden, yatılı olmayan (öğrenci), neharî. |
gündüzlük | * Gündüze özgü. |
gündüzsefası | * Kahkaha çiçeği. |
gündüzün | * Gündüz vaktinde. |
güne doğrulum | * Yönelim. |
günebakan | * Ayçiçeği. |
güneç | * Çok güneşalan yer. |
güneğik | * Hindiba. |
güneş | * (büyük G ile) Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısıveren büyük gök cismi. * Bu gök cisminin yaydığıışık ve ısı. |
güneş açmak | * güneş bulutlardan sıyrılıp görünmek. |
güneşalmak (veya güneşgörmek) | * güneş ışınlarıyla aydınlanacak durumda olmak. |
güneş balçıkla sıvanmaz | * herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez. |
güneş banyosu | * Vücudun her yanınıveya bir bölümünü güneş ışınlarına tutma, güneşlenmek. |
Kategoriler