gayeli | * Amacı olan. |
gayesiz | * Amacı olmayan. |
gayet | * Pek, çok, pek çok, güçlü bir biçimde, etkili olarak. |
gayetle | * Aşırıderecede. |
gayr | * Başka kimse, başkası. * (ga’yr) Arapça bazısözlerin başına getirilerek “olmayan” anlamını verir. |
gayret | * Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği. * Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu. * Koruma, esirgeme, kayırma duygusu. |
gayret almak | * yüreklenmek, cesaret almak. |
gayret dayıya düştü | * iş, onu başarabilecek olana kaldı. |
gayret etmek | * emekle çalışmak, çabalamak, uğraşmak. |
gayret göstermek | * çaba harcamak, başarmak için çalışmak. |
gayret kuşağı | * Kuşak bağlama töreninde gelinin beline dolanan kuşak, kırmızıkemer. |
gayret vermek | * isteklendirmek, özendirmek, yüreklendirmek. |
gayrete gelmek | * bir işi yapmaya veya bitirmeye özenmek; canlanmak. |
gayretine dokunmak | * bir işi yapamayacağını ileri sürenlere kızarak veya kendisinin yapması beklenen işi başkasının yapmasından utanç duyarak başarmaya çalışmak. |
gayretkeş | * Çalışkan. * Yan tutan, kayıran. |
gayretkeşlik | * Gayretkeşolma durumu. |
gayretlenme | * Gayretlenmek işi. |
gayretlenmek | * Çalışma isteği duymak veya çalışma isteği artmak. |
gayretli | * Çalışkan, çaba gösteren. |
gayretlilik | * Gayretli olma durumu. |
gayretsiz | * Çalışmayan, çaba göstermeyen. |
gayretsizlik | * Gayretsiz olma durumu. |
gayrı | * Artık, bundan böyle. |
gayri | * Başka, diğer. * Artık, bundan sonra. |
gayriahlâkî | * Ahlâka aykırı, ahlâksızca. |
gayriaklî | * Akıl dışı, irrasyonel. |
gayriciddî | * Ciddî olmayan, lâubalî, ciddiyetsiz. |
gayriihtiyarî | * İstemeksizin, düşünmeden, elinde olmayarak. |
gayriilmî | * Bilime aykırı, bilime uymaz, bilim dışı. |
gayriinsanî | * İnsanlık dışı. |
gayriiradî | * İstençsiz, irade dışı. |
gayrikabil | * Olamaz, olamayacak, çözümü olmayan. |
gayrikabiliitiraz | * Karşıçıkılamayacak kadar kesin. |
gayrikabilikıyas | * Karşılaştırılamaz, ölçülemez, bambaşka. |
gayrikabilişifa | * İyi onmaz, onulmaz. |
gayrikabilitahmin | * Kestirilemez. * Beklenmedik. |
gayrikabilitelâfi | * Yerine konulamaz, onarılamaz, eksikliği giderilemez. |
gayrikâfi | * Yetersiz, yetmez. |
gayrikanunî | * Yasaya uygun olmayan, yasa dışı. |
gayrikıyasî | * Kuralsız. |
gayrilâyık | * Yakışmaz, yakışıksız. |
gayrimahdut | * Sınırsız, sonsuz, uçsuz. |
gayrimahsus | * Duyulmaz, sezilmez. |
gayrimakul | * Akla aykırı, saçma. |
gayrimalûm | * Bilinmeyen, bilinmez, bilinmedik. |
gayrimemnun | * Memnun olmayan, kızgın, hoşnutsuz, küskün, kırgın, sızlanan. |
gayrimenkul | * Taşınmaz. |
gayrimeskûn | * Boş, ıssız, şenliksiz. |
gayrimesul | * Sorumsuz. |
gayrimeşru | * Yolsuz, yasaya veya töreye aykırı. * Evlilik dışı. |
Kategoriler