Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 31

hayrat * Sevap kazanmak için yapılan iyilik.
* Halkın yararlanması için yapılan okul, çeşme, han gibi yapılara verilen ad.
* Sevap kazanmak için yapılmışolan.
hayret * Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma.
* Şaşılacak bir şey karşısında söylenir.
hayret etmek * şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak.
hayrete (veya hayretlere) düşmek * şaşakalmak, şaşırmak.
hayretle * şaşkınlıkla, şaşarak.
hayrette (veya hayretler içinde) kalmak * şaşakalmak, şaşırmak.
hayrette bırakmak * şaşmasına sebep olmak.
hayretten donakalmak * çok şaşırmak, inanamamak.
hayrıdokunmak * yararlı olmak.
hayrı olmamak * iyiliği dokunmamak, yarar sağlamamak.
hayrını gör * yeni alınan bir şey için “güle güle kullan” veya kırgınlık, alay anlamında söylenir.
hayrola * “Ne var”, “ne oluyor” anlamında kullanılır.
hayrülhalef * Hayırlıçocuk, hayırlıevlât.
haysiyet * Değer, saygınlık, itibar.
* Onur, öz saygısı, şeref.
haysiyet divanı * Onur kurulu.
haysiyetine dokunmak * onuru incinmek.
haysiyetiyle * Dolayısıyla, sebebiyle.
* Onuruyla.
haysiyetli * Değeri, saygınlığı olan.
* Onurlu.
haysiyetsiz * Değeri, saygınlığı olmayan.
* Onursuz.
haysiyetsizlik * Haysiyetsiz olma durumu, haysiyetsizce davranış.
* Onursuzluk.
hayta * Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri.
* Serseri, külhanbeyi, kabadayı, holigan.
haytalık * Hayta olma durumu, serserilik, başı boşluk, külhanbeyilik, kabadayılık.
haytalık etmek * serserice davranışlarda bulunmak.
hayvan * Bitkilerden farklı olarak, duygu ve hareket yeteneği olan canlıyaratık.
* İnsandan farklı olarak, dil ve akıldan yoksun canlıyaratık.
* At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık.
* Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).
* Bir seslenme biçimi.
hayvan bilimci * Hayvan bilimi uzmanı, zoolog.
hayvan bilimi * Biyolojinin, hayvanların yapı, görev, davranışve sınıflandırmaları, yeryüzündeki dağılışlarıyla uğraşan bilim
dalı, hayvanlar bilimi, zooloji.
hayvan gibi * akılsız, duygusuz, kaba.
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa * insanlar konuşarak daha iyi anlaşırlar.
hayvan kömürü * Kan ve kemik gibi organik maddelerden yapılıp hekimlikte kullanılan kömür.
hayvanat * Hayvanlar.
* Hayvan bilimi, zooloji.
hayvanat bahçesi * Genellikle her tür hayvanın doğal şartlarda beslendiği, korunduğu, sergilendiği büyük bahçe.
hayvanca * Çok kaba ve hoyrat (bir biçimde).
hayvancağız * Kendisine karşışefkat ve acıma duyulan hayvan.
hayvancık * Ancak mikroskopla görülebilen çok küçük hayvan.
* Hayvancağız.
hayvancılık * Evcil hayvanlara bakma ve yetiştirme işi.
hayvanî * Hayvanla ilgili, hayvansal.
* Hayvanca.
hayvaniyet * Hayvanlık.
hayvanlaşma * İnsanlık erdemlerini yitirme, kabalaşma.
hayvanlaşmak * İnsanlık erdemlerini yitirmek, kabalaşmak.
hayvanlaştırma * Hayvanlaştırmak durumu.
hayvanlaştırmak * Hayvan durumuna getirmek.
hayvanlık * Hayvan olma durumu, hayvaniyet.
* Hayvanca davranma.
hayvanlık etmek * hayvanca davranmak.
hayvansal * Hayvanî.
* Hayvandan elde edilen.
haz * Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk.
* Bir şeyden duyusal veya manevî sevinç duyma.
* Sürdürülmesi istenen ılımlıve doygunluk veren coşku.
haz almak * hoşlanmak, keyif almak.
haz duymak * hoşlanmak.
haz vermek * hoşlanmasını sağlamak.
haza * Bu, şu, o.
* Etkisiz, kusursuz.
hazakat * (hekimler için) Ustalık, uzluk.

Bir yanıt yazın