hazakatli | * Hazakat sahibi. |
hazan | * Güz, sonbahar. |
hazandide | * Görmüş, geçirmiş. * Solgun, sararmış, solmuş. |
Hazar | * VI.-X. yüzyıllar arasında Hazar Denizi’nin ve Kafkasların kuzeyinde yaşamış bir Türk boyu veya bu boydan olan kimse. |
hazar | * Barış. |
Hazarca | * Hazar Türkçesi. |
hazarî | * Barışla ilgili. |
hazcı | * Hazcılık ile ilgili olan. * Hazcılığı benimseyen ve savunan kimse, hedonist. |
hazcılık | * Zevki, insan hayatının tek değer ve amacısayan, haz veren her şeyin iyi olduğunu kabul eden öğreti, hedonizm. * Hazza, fiziksel zevke hastalık derecesinde düşkünlük, hedonizm. * Ekonomik etkinliğin, hazzın en yüksek derecesine varacak biçimde geliştirilmesi öğretisi, hedonizm. |
hazfetme | * Hazfetmek durumu veya biçimi. |
hazfetmek | * Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek. |
hazık | * (hekimler için) Usta, uz. |
hazım | * Sindirme, sindirim. * Benimsenme, kabul edilme. |
hazımlı | * Yersiz davranışlara, dokunaklısözlere aldırmayan, içi geniş(kimse). * Benimseyen, katlanan, kabullenen. |
hazımsız | * Yediklerini kolay sindiremeyen. * Yersiz davranışlara karşısusmak elinden gelmeyen (kimse). * Benimseyemeyen, katlanamayan, kabullenemeyen. |
hazımsızlık | * Sindirim sisteminin iyi çalışmamasıdurumu. * Benimseyememe, katlanamama, kabullenememe. |
hazın | * Kışlık yiyecek. |
hazır | * Bir işyapmak için gereken her şeyi tamamlamışolan, anık, amade, müheyya. * Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş. * Belirli bir biçimde yapılmışolarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı. * Başına getirildiği fiilin bir fırsat sayıldığınıanlatır. |
hazır bulunmak (veya olmak) | * bir yerde var olmak, kendi bulunmak. * bir şeyi hemen yapabilecek durumda olmak. |
hazır çorba | * Önceden hazırlanmışve paket hâlinde satışa sunulmuşçorba. |
hazır değer | * Önceden belirlenmişdeğer. |
hazır etmek | * hemen kullanabilecek duruma getirmek. |
hazır giyim | * Standart ölçülere göre seri olarak hazırlanmışve satışa sunulmuşgiyim eşyası. |
hazır kahve | * Neskafe. |
hazır kıta | * Gerektiği anda kullanılmak ve görevlendirilmek üzere hazır bulundurulan birlik. |
hazır mezarın ölüsü | * her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenir. |
hazır ol | * Askerlikte esas duruşdenilen, ayakta, başve vücut dik, gözler ileride, eller uyluklara yapışmış bir duruşa geçilmesi için verilen komut. |
hazır ol duruşu | * Vücudun başdik, göğüs ileride, omurga ve bacaklar gergin, topuklar bitişik, kollar doğal yerinde, avuçlar uyluklarda olarak ayakta bulunduğu durum. |
hazır olmak | * hazır durumda bulunmak. |
hazır para | * Nakit, elde mevcut para, likit. |
hazır yemek | * Kısa sürede hazırlanan ve genellikle ayaküstü yenilen hafif yiyecek. |
hazır yiyici | * Önceden kazanılmışvarlığıharcayan. |
hazıra dağlar dayanmaz | * sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir. |
hazıra konmak | * başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak. |
hazırcevap | * Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren. |
hazırcevaplık | * Hazırcevap olma durumu. |
hazırcı | * Emek harcamadan her şeyi hazır olarak elde etmek isteyen kimse. * Hazır giysi satılan yer veya satan kimse. |
hazırcılık | * Her şeyi hazır bulmaya veya elde etmeye düşkün olma durumu. |
hazırda | * yararlanılabilecek bir durumda, el altında. |
hazırdan yemek | * yenisini kazanmaksızın elindekini harcamak. |
hazırlama | * Hazırlamak işi. |
hazırlamak | * Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek. * Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek. * Önceden düzenlemek. * Gelecek için önlem almak, ihtiyaçlarıtespit etmek. * Sebep olmak, yol açmak. * Birini herhangi bir şeyi yapabilecek veya bir şeyi yüklenebilecek duruma getirmek. * Alıştırmak. * Bir maddeyi elde etmek. |
hazırlanış | * Hazırlanmak işi veya biçimi. |
hazırlanma | * Hazırlanmak işi. |
hazırlanmak | * Hazır olmak, kendini hazırlamak. * Hazır duruma getirilmek. |
hazırlatma | * Hazırlatmak işi. |
hazırlatmak | * Hazır duruma getirmek. |
hazırlayış | * Hazırlamak işi veya biçimi. |
hazırlık | * Hazırlanmak için gereken şeyler veya durumlar. |
hazırlık devresi | * Hazırlık dönemi. |
Kategoriler