Kategoriler
İ SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük İ Sayfa 14

ihsanıhümayun * Padişah tarafından yeteneği veya başarısıdolayısıyla birine verilen görev, rütbe veya ödül.
ihsas * Üstü kapalıanlatma, sezdirme, ima.
* Duyum.
ihsas etmek * sezdirmek, ima etmek.
ihtar * Uyarma, dikkat çekme, uyarı.
* Bir şeyi birine hatırlatma.
ihtar etmek * hatırlatmak, uyarmak, dikkatini çekmek.
ihtarname * Resmî ihtar yazısı, protesto.
ihtida * Başka bir dinden çıkıp Müslüman olma.
ihtifal * Anma töreni.
ihtikâr * Vurgunculuk, vurgun, spekülâsyon.
ihtilâç * Çırpınma.
ihtilâç etmek * çırpınmak.
ihtilâf * Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık, uyuşmazlık.
ihtilâfa düşmek * anlaşamamak, bozuşmak, uyuşamamak.
ihtilâl * Bir devletin siyasî, sosyal ve iktisadî yapısınıveya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla hukuk kurallarına
ve kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan genişhalk hareketi, devrim.
* Kargaşalık, düzensizlik, karışıklık.
* Köklü değişim.
ihtilâlci * İhtilâl yanlısıve ihtilâl yapan kimse, devrimci.
ihtilâlcilik * İhtilâlci olma durumu, devrimcilik.
ihtilâm * Düşazması.
ihtilâs * Aşırma, özellikle para aşırma, aşırtı.
ihtilât * (hastalık, başka bir hastalıkla) Karışma.
* Karşılaşıp görüşme.
ihtilât etmek (veya yapmak) * hastalık başka bir hastalığa dönmek.
ihtimal * Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık.
* Belki, ola ki.
ihtimal ki * olabilir ki, belki.
ihtimal vermemek * bir şeyin gerçekleşeceğini, olabileceğini hiç düşünmemek.
ihtimalî * Olabilen, olasılı, belkili.
* Belkili.
ihtimaliyet hesabı * Bkz. ihtimaller hesabı.
ihtimaller hesabı * Olasılıklar hesabı.
ihtimam * Özen, özenme, dikkatli davranma, itina.
* İyi, özenli bakım.
ihtimam etmek (veya göstermek) * özen göstermek, dikkatle davranmak.
ihtira * Yeni bir şey bulma, türetme.
ihtira beratı * Bilinen araç, gereçlerle ve yaratıcı güçle yeni bir şey bulana, bulduğu şeyden bir süre yalnız kendisinin
yararlanması için devletçe verilen belge.
ihtiram * Saygı.
ihtiram birliği * Devlet büyüklerini, yüksek makamlardaki kumandanlarıkarşılamak ve uğurlamakla görevli birlik, tören
birliği.
ihtiram duruşu * Saygıduruşu.
ihtiram kıt’ası * İhtiram birliği.
ihtiras * Aşırı, güçlü istek.
* Tutku.
ihtiraslı * Aşırı istekli.
* Tutkulu.
ihtiraz * Çekinme, sakınma.
ihtisap * Belediye memurunun işi ve dairesi.
ihtisar * Sözü kısa kesme, kısaltma.
* Bir metinden gereksiz ayrıntılarıçıkarma.
ihtisas * Duygu.
* Duygulanma.
ihtisas * Uzmanlık, uzmanlaşma.
ihtisas yapmak * belli bir konuda özel eğitim görmek, uzmanlaşmak, ihtisaslaşmak.
ihtisaslaşma * İhtisaslaşmak işi.
ihtisaslaşmak * Herhangi bir konuda uzmanlaşmak.
ihtişam * Büyüklük, göz alıcılık, gösterişlilik, görkem.
ihtişamlı * İhtişamı olan.
ihtiva * İçine alma, içinde bulundurma, içerme.
ihtiva etmek * içine almak, içinde bulundurmak, içermek, kapsamak.
ihtiyaca cevap vermek * ihtiyacınıkarşılamak.
ihtiyacı olmak * gereksemek, gereksinmek.

Bir yanıt yazın