Kategoriler
İ SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük İ Sayfa 3

İcra ve İflâs Hukuku * Alacaklının devlet gücünün yardımıyla alacağına nasıl kavuşacağını düzenleyen hukuk dalı.
icra vekili * Bakan.
icraat * Yapılan işler, çalışmalar, uygulamalar.
icraata geçmek * uygulamaya veya çalışmaya başlamak.
icraatçı * Uygulayan, çalışan, yapan kimse.
icracı * Bir buyruğu yerine getiren kimse.
* İcranın verdiği kararlarıuygulayan görevli.
* Bir konserde bir eseri çalan veya söyleyen kimse.
icraya vermek * alacağın borçludan alınabilmesi için icraya başvurmak.
* Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırlarıarasında bulunan bir yer, dahil, dışkarşıtı.
* Oyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu.
* Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta.
* (toplu bir durumda bulunan) Kimse veya nesnelerin arasında bulunan kimse veya nesne.
* Ten ile dışgiysiler arası.
* Kabuğu olan veya dışıkabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm.
* Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım.
* Mide, bağırsak, karın.
* Akıl, gönül, irade gibi insanın manevî varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri.
* Bir ülkede, şehirde, toplulukta vb.de olan veya yapılan.
* (somut kavramlarda) İki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan.
* İnsanın manevî varlığıyla ilgili olan.
* Muhteva.
* Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılmasıve yoğrulmasıyla
meydana getirilen karışım.
iç açıcı * Gönlü ferahlatıcı.
* Umut veren, iyi bir durumda olan.
iç açmak * gönüle ferahlık vermek, gönlü ferahlatmak.
iç ağa * Vezirlerin gözde uşağı.
iç asalak * Konakçının içinde yaşayan asalak.
iç bağlamak * Bkz. iç tutmak.
iç bakla * Yaş baklanın tanesi.
iç barış * Ailede veya toplumda iç huzuru sağlama.
iç başkalaşım * Püskürük magmaların, soğurduklarıkültelerin etkisi altında, birleşimlerinden oluşan başkalaşım.
iç bellek * Bilgisayarın girişçıkışkanallarıkullanılmaksızın erişebildiği bellek.
iç bölge * Bir limanı ithalât ve ihracat etkinlikleri bakımından besleyen, ona çeşitli ulaşım yollarıyla bağlı, dar veya
geniş bölge, hinterlant.
iç bulantısı * Mide bulantısı.
iç bükün * Bazıyabancıdillerde Arapça ilim, muallim, âlim, talim sözlerinde olduğu gibi kelimenin içinde oluşan
büküm.
iç cep * Palto, pardösü, ceket gibi giysilerin iki ön parçasına açılan cep.
iç cümle * Bir cümle içinde tümleç gibi kullanılan başka bir cümle.
iç çamaşırı * Fanilâ, kilot gibi tene, içe giyilen giysi.
iç çekmek * üzüntüyle göğüs geçirmek; hıçkırıkla ağlamak, ahlamak.
iç çokgen * Bütün köşeleri aynı çember üzerinde olan çokgen.
iç denge * Ruhî durum, psikolojik yapı.
iç deniz * Boğazlarla ana denize bağlı olan deniz.
iç deri * Bitkilerin kök, sap ve yapraklarında kabuğun iç bölümü, endoderm.
* Sindirim ve solunum kanallarının iç yüzlerini ve sindirim kanalına bağlı bezlerin (karaciğer, pankreas) içini
örten tabaka, endoderm.
iç donu * Tene giyilen don.
iç dünya * Bireyin ruhî yaşamının bütünü.
iç ek * Bazıdillerde kelime kökünün içine giren ek.
iç etmek * eline geçen bir şeyi sahibine bildirmeyerek kendine mal etmek.
iç evlilik * Evlenecek kimsenin eşini, kendi boy veya soyu içinden seçmesi kuralına dayalıevlilik biçimi, endogami.
iç geçirmek * derin soluk alarak üzüntüsünü belli etmek, içini çekmek.
iç gezegen * Yörüngesi yer yörüngesinin içinde kalan gezegen (Merkür, Venüs).
iç gıcıklamak * istek uyandırmak.
* huylandırmak.
iç göbek * Çiçeklerin dişi organında yumurtacık ile kabuğu arasındaki bağ.
iç güvey * Karısının ailesinin evinde oturan damat.
iç güveyi * Bkz. iç güvey.
iç güveyi girmek * karısının ailesinin evinde oturmak üzere evlenmek.
iç güveyinden hâllice * “nasılsın” sorusuna şaka yollu “oldukça iyiyim” anlamında verilen karşılık.
iç güveylik * İç güveyi olma durumu.
iç güveysi * Bkz. iç güvey.
iç harp * İç savaş.
iç hastalıkları * Bkz. dahiliye.
iç hastalıklarıuzmanı * Bkz. dahiliyeci.
iç hat * Yurt içi ulaşım yolu.
* Yurt içi iletişim.
iç ısıtıcı * Mutluluk veren, neşelendiren.
iç içe * Birbirinin içinde, karışık bir durumda, birbirine çok yakın.
* Biri ötekinin içinde veya birine ötekinden geçilen.
iç işleri * Bir ülkede iç işleri bakanlığının sorumluluğundaki işler.
* Bir kurum, kuruluşvb.nin yönetimiyle ilgili işler.

Bir yanıt yazın