Kategoriler
I SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük I Sayfa 4

ırz düşmanı * Cinsel zevki için her türlü yasa ve töreleri çiğnemekten çekinmeyen kimse.
ırz ehli * Namuslu, iffetli, temiz kimse.
ırzına geçmek * zor kullanarak bir kimseyi cinsel zevkine alet etmek, tecavüz etmek.
ırzını bozmak * ırzına geçmek.
ısfahan * Klâsik Türk müziğinde dügâh perdesindeki makamlardan biri.
ısı * Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına, bir işyapmasına
sebep olan fiziksel enerji, hararet.
* Doğal vücut sıcaklığı, hararet: İnsan vücudunun doğal ısısı36,5° C dir.
* Hastalığın etkisiyle ortaya çıkan vücut sıcaklığı.
* Sıcaklık.
ısıcam * İki cam plâkanın çevresel olarak metal bir ara çıtasıyardımıyla birbirine bağlanmasıtemeline dayanan bir
madde.
ısıdam * Hamam.
ısıkuşak * Sıcak kuşak.
ısıölçümü * Çeşitli olaylar sırasında açığa çıkan, ısımiktarının ölçülmesini konu alan fizik dalı, kalorimetri.
ısıyayımı * Hareket eden nesnelerle belli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim, konveksiyon.
ısıyuvarı * Sıcaklığın gittikçe yükseldiği 100-300 km yükseklikler arasındaki hava yuvarıkatmanı, termosfer.
ısıalan * Oluşumu sırasında ısıalan (birleşme, tepkime), endotermik.
ısıcak * Sıcak.
* Hamam.
ısıdenetir * Bir yer veya nesnenin ısısınıkendiliğinden düzenleyen, aynıderecede olmasınısağlayan cihaz, termostat.
ısıl * Isı ile ilgili, termik.
ısın * Bir kilogram suyun sıcaklığını bir derece yükseltmek için gereken ısımiktarı, kalori.
ısındırma * Isındırmak işi.
ısındırmak * Isınmasını sağlamak, sıcaklık kazandırmak.
* Birinin bir şeye alışmasını, ilgi duymasını sağlamak.
ısınış * Isınmak işi veya biçimi.
ısınma * Isınmak işi.
ısınma ısısı * Bir cismin bir gramının sıcaklığını bir santigrat derece yükselten ısımiktarı.
ısınma koşusu * Özellikle serin havalarda, vücut çalışmalarına başlamadan önce kaslarıısıtmak, böylece kas kopmalarını
önlemek için yapılan hazırlayıcıhafif koşu.
ısınmak * Sıcak duruma gelmek.
* Üşümesini gidermek.
* Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak.
ısı ot * Bkz. isot.
ısıölçer * Cisimlerin ısınma ısısınıöİçmeye yarayan âlet, kalorimetre.
ısıracak it dişini göstermez * kötülük edecek kimse önceden haber vermez.
ısırgan * Isırgangillerden, her tarafısert tüylerle kaplı, tüyleri kırılınca karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde
çıkartan bir ot (Urtica).
ısırgangiller * İki çeneklilerden, örneği ısırgan otu olan, yapışkan otu, rami gibi birtakım türleri içine alan bitki familyası.
ısırgın * İsilik.
ısırıcı * Isıran, dişlerini batıran.
* (kumaş, yün için) Dalayan, kaşındıran.
* (rüzgâr için) Sert, soğuk.
ısırık * Isırılan yerde kalan iz.
* Bir kezde ısırılan.
ısırılma * Isırılmak işi.
ısırılmak * Dişleri arasında sıkılmak veya koparılmak.
ısırımlık * Bir kezde ısırılacak miktar.
ısırma * Isırmak işi.
ısırmak * Dişleri arasına alıp sıkmak.
* Dişleriyle koparmak.
* (rüzgâr, soğuk için) Sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek.
* (kumaşiçin) Dalamak, kaşındırmak.
ısırtma * Isırtmak işi.
ısırtmak * Isırmasına sebep olmak.
ısıtıcı * Bir nesnenin, daha çok bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet.
ısıtılma * Isıtılmak işi.
ısıtılmak * Isıtmak işi yapılmak.
ısıtıp ısıtıp önüne koymak * daha önce geçmiş bir olayı, bir işi, ileri sürülmüş bir düşünceyi sık sık tekrarlamak.
ısıtış * Isıtmak işi veya biçimi.
ısıtma * Isıtma işi, teshin.
* Sıtma.
ısıtmak * Sıcak duruma getirmek.
* Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek.
ısıveren * Isıaçığa çıkaran, çevresine ısısalan (birleşme, tepkime), ekzotermik.
ısıyayar * Bir akışkanda ısıyıher tarafa eşit olarak yaymaya yarayan alet, konvektör.
ıska * Boşa çıkarma, rast getirememe.
ıska geçilmek * gözden kaçırmak, atlamak, değerini ve önemini anlamamak.

Bir yanıt yazın