istisna | * Bir kimse veya bir şeyi benzerlerinden ayrıtutma. * Genelden ayrı, kural dışı olma, ayrıklık. * Ayrıtutulan kimse veya şey. |
istisna etmek | * ayırmak. |
istisnaî | * Benzerlerine uymayan, kural dışı olan, ayrıklı. |
istisnasız | * İstisnası olmadan, ayrıksız, ayrıcasız, bilâistisna. |
istişare | * Danışma. |
istişare etmek | * danışmak. |
istişare heyeti | * Danışma kurulu. |
istitrat | * Söz arasında, sırası gelmişken, antrparantez. |
istiva | * Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. |
istiva hattı | * Ekvator. |
istizah | * Herhangi bir konuda açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. * Gensoru. |
istizah etmek | * sorulan soruya açıklayıcı bilgi istemek, bir sorunun açıklanmasını istemek. |
istizan | * Yetki isteme, izin isteme. |
istizan etmek (veya eylemek) | * yetki istemek, izin istemek. |
istop | * Stop. * Ebenin topu havaya atması, diğerlerinin kaçışmasıve ebe tarafından topla vurulması biçiminde oynanan bir oyun. |
istop etmek | * durmak, çalışmamak. |
istor | * Stor. |
istralya | * Gemide direk ve çubukları baştarafından, yani burundan tutan halat. * Geminin kaburgalarını birbirine bağlayan demir kuşak. |
istrongilos | * İzmaritgillerden, Akdeniz’de yaşayan, eti lezzetli bir balık (Smaris vulgaris). |
İsveççe | * İsveç dili. |
İsveçli | * İsveç halkından veya bu halkın soyundan olan (kimse). |
İsviçreli | * İsviçre halkından olan (kimse). |
isyan | * Herhangi bir amaçla kurulu düzene veya devlet güçlerine karşı gelme, başkaldırma, ayaklanma. * Bir düzene veya emre boyun eğmeme, uymama, itaat etmeme. |
isyan bayrağınıaçmak | * karşı gelmek, başkaldırmak. |
isyan etmek | * ayaklanmak. * kabullenmemek, razı olmamak. |
isyancı | * Başkaldırıcı(kimse), asi. |
isyancılık | * İsyancının işi. |
isyankâr | * Başkaldırıcı, isyancı. |
isyankârlık | * İsyankâr olma durumu, başkaldırıcılık, asilik. |
iş | * Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma. * Bir değer yaratan emek. * Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev. * Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb.alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü. * Kamu yararına yapılan işler. * Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışısağlayıcıher türlü çalışma. * Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek. * İşyeri. * Ticarî anlaşma, alışveriş. * Herhangi bir maksatla kurulan düzen. * Bazıdeyimlerde “yarar, çıkar” anlamında kullanılır. * Yapılan şey, davranış. * Nakış, örgü gibi elde yapılan şey. * Emek, işçilik, ustalık. * İşlem. * Sorun, konu, mesele, maslahat. * Gizli sebep veya maksat. * Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış. * Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç. |
-iş | * Bkz. -ış/ -iş(I). |
-iş | * Bkz. -ş- / -ş-. |
iş(birinden) bitmek | * işin sonuçlanmasıhâli ondan beklenilmek. |
iş(birine) kalmak | * işin bitmesi için asıl gayret birine düşmek. |
iş(güç) edinmek | * bir şeyi görev olarak üstlenmek. |
işaçmak | * uğraştırıcı, gereksiz bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmak. |
işadamı | * Ticaret veya sanayi alanında kazanç sağlamak amacıyla para yatıran kimse. * Kâr sağlamada becerikli ve başarılıkimse. |
işakdi | * Bkz. işsözleşmesi, hizmet akdi. |
işalanı | * Çalışılacak, kazanç sağlanacak dal. |
işayağa düşmek | * iş, sorumsuz ve yetkisiz olanların elinde kalmak. |
iş başa düşmek | * kendi işini kendi görme zorunda kalmak. |
iş başı | * (işyerlerinde) İşe başlama. |
iş başıyapmak | * (işyerinde) işe başlamak. |
iş başında eğitim (görmek veya yapmak) | * işçinin işini yaparken uğraşısında olduğu kadar işgörgüsü, işgüvenliği, işçi sağlığı, işyönetimi konularında da yetiştirilmesi, hizmet içi eğitim. |
iş bırakımcı | * İş bırakımıyapan kimse, grevci. |
iş bırakımı | * İsteklerini işverene kabul ettirmek için işçilerin, işlerini hep birden bırakması, grev. |
iş bilenin, kılıç kuşananın | * becerikli olanlar kazanır. |
iş bilimi | * İnsanın işine uymasını, amaca göre çalışmasını düzenleyen inceleme ve araştırmaların bütünü, ergonomi. |
iş bilmek | * becerikli olmak. |
iş birliği | * Amaç ve çıkarları bir olanların oluşturduklarıçalışma ortaklığı, teşrikimesai. * Bir işin çeşitli işçilerce yapılması. |
Kategoriler