Kategoriler
I SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük I Sayfa 8

ışıl küf * Sığır, domuz ve insanlarda ışıl küflüce hastalığına yol açan, ışıl küflerin örnek türü olan asalak mantar
(Actinomyces bovis).
ışıl küfler * Çeşitli türleri, insan ve hayvanlarda asalak yaşayan tallı bitkiler takımı.
ışıl küflüce * Evcil hayvanlarda, özellikle sığırlarda, ışıl küflerden ileri gelen ve insanlara da bulaşabilen ilkel mantar
hastalığı.
ışılak * Parıltı.
ışılama * Işılamak durumu veya biçimi.
ışılamak * Işıldamak, parlamak.
ışılatma * Işılatmak işi veya biçimi.
ışılatmak * Parıldatmak.
ışıldak * Karanlıkta bir hedefi aydınlatmak için kullanılan dar, uzun bir ışın demeti çıkaran ışık kaynağı, projektör.
* Parlayan, ışıltılı.
ışıldama * Işıldamak işi.
ışıldamak * Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak.
ışıldatma * Işıldatmak işi.
ışıldatmak * Işıldamasını sağlamak, ışıl ışıl parlatmak, parıldatmak.
ışıltı * Hafif ışık.
* Bir şeyin ışıldarken saçtığıışık.
ışıltılı * Işıltısı olan, ışıltıyapan.
ışıma * Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma.
* Işınım.
ışımak * Işıklanmak, aydınlanmak.
* Işık saçmak.
ışın * Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua.
* Işın etkin özdeklerin saçtıklarıalfa, beta, gama ışınlarından her biri.
* Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri.
ışın bilimci * Işın bilimi uzmanı, radyolog.
ışın bilimi * Işık, elektrik ve ısıışınlarının uygulama alanlarını inceleyen bilim dalı, radyoloji.
ışın etkin * Işın etkinliği olan, radyoaktif.
ışın etkinlik * Alfa, beta veya gama ışınlarınıyayma özelliği, radyoaktivite.
ışınım * Işın veya tanecik yayımı, radyasyon.
* Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan öğelerin bütünü, radyasyon.
* Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, radyasyon.
* Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, radyasyon.
ışınım akısı * Birim düzeyden birim zamana geçen ışınım.
ışınım alıcısı * Işınıma karşıhassas araç veya gereç.
ışınım basıncı * Işınımın birim düzeye birim zamanda yüklediği itme gücü.
ışınım dengesi * Bir yüzeyde oluşan ışınımın denkliği.
ışınımölçer * Bir kaynağın bütün dalga boylarındaki toplam ışınımınıölçen araç, bolometre.
ışınlama * Işınlamak işi.
ışınlamak * Işın (bilim kurguya göre) gücüyle bir varlığı, atomlara ayırarak görünmez duruma getirmek veya atomlarını
birleştirerek bir varlığıyeniden yaratmak.
* Virüslerden başka mikroorganizmaların, özellikle mikropların bulaşmasınıazaltmak amacıyla yiyecek
maddelerini hafif iyonlaştırıcıışınlara tutmak.
ışınlandırma * Işınlandırmak işi.
ışınlandırmak * İnsan, hayvan veya herhangi bir materyalin röntgen, gamma veya nötron gibi ışınlarının etkisinde kalmak.
ışınlanma * Işınlanmak işi.
ışınlanmak * Işınlamak işine konu olmak veya ışınlamak işi yapılmak.
ışınlayıcı * Yapısında bir ışıma kaynağı bulunan ve bir maddeyi ışınlamaya yarayan (araç).
ışınlı * Işın veren, ışın saçan.
ışınlılar * Bir hücreli hayvanların, kök bacaklılar sınıfına giren, protoplazmalarından, hareket ve duyu organı olarak
yalancıayak salan takım.
ışınölçer * Işınların enerjiye dönüşmesini gösteren araç, radyometre.
ışıntı * Işıklı, ışıltı.
ışıntılâmbası * Işık saçan lâmba.
ışıtım * İçine yağkonularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil.
ışıtma * Işıtmak işi.
ışıtmak * Işık saçmak, ışıklandırmak.
ışkı * Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplıeğri bıçak.
ışkın * Bir ravent türü.
ışkırlak * Karagöz’ün başlığı.
ıştır * Ispanakgillerden, saplarıetli bir ot, yaban pazısı(Blitum capitatum).
-ıt- * Bkz. -t- (III).
-ıt / -it, -ut / -üt * İsimlerden sıfat türeten ek: yaş-ıt, eş-it vb.
-ıt / -it, -ut / -üt * Fiillerden isim türeten ek: an-ıt, geç-it, um-ut, göm-üt vb.

Bir yanıt yazın