Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 106

kızartılı * Kızartısı olan, kızarmış.
kızartılma * Kızartılmak işi.
kızartılmak * Kızartmak işi yapılmak.
kızartma * Kızartmak işi.
* Kızartılarak hazırlanmışyemek.
* Kızartılarak pişirilmiş.
kızartmak * Kızarmasına sebep olmak.
* Kızgın yağda pişirmek.
kızcağız * Kendisine karşışefkat ve acıma duyulan kız.
kızdırılma * Kızdırılmak işi.
kızdırılmak * Kızdırmak işine konu olmak veya kızdırmak işi yapılmak.
kızdırma * Kızdırmak işi.
* Yüksek vücut ısısı, ateş.
* Üzüm çubuklarınıköklendirmek için yere gömme, daldırma.
kızdırmak * Kızmasına sebep olmak, kızmasını sağlamak.
* Isıtmak.
* Öfkelenmesine sebep olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek.
kızgın * Çok ısınmış, ısıtılmışveya kızdırılmış.
* Kızmışolan, öfkeli, mütehevvir.
* Kızışık, zorlu, sert, şiddetli.
* Eşarayan (hayvan).
kızgın bulut * Yanardağlardan fışkırıp yüksek ısıda su buharıve başka gazlardan oluşmuş, içine kül ve lâv karışmış bulut
görünüşünde yığın.
kızgınlaşma * Kızgınlaşmak işi.
kızgınlaşmak * Kızgın duruma gelmek.
kızgınlık * Kızgın, ısınmışolma durumu.
* Öfkeli olma durumu.
* Hayvanların çiftleşme isteği.
kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (veya varır) ya zurnacıya * evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir.
kızıkısrağı * birinin ailesindeki kızlar ve kadınlar.
Kızık * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri.
kızıl * Parlak kırmızırenk.
* Bu renkte olan.
* Aşırıderecede olan.
* Komünist.
* Daha çok küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızırenkte genişlekeler döktüren, kuluçka
dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık.
* Altın.
kızıl boya * Kök boyası.
kızıl ısı * Temmuzun çok sıcak olan ikinci yarısı.
kızıl iblis * Çok kötü ruhlu (kimse).
kızıl kıyamet * Büyük ve aşırı gürültü, kavga, kızılca kıyamet.
kızıl ötesi * Işık tayfında kırmızıalanın ötesindeki alanda yayılmışısıışınlarından oluşan, gözle görülmeyen ışınım,
enfraruj.
kızıl su yosunları * Denizlerin yaklaşık 200 m derinliklerinde yaşayan kırmızırenkli su yosunları.
kızıl yara * Şirpence.
kızıl yel * Güneyden esen rüzgâr.
kızılağaç * Gürgengillerden, dişi çiçekleri küçük ve sarımtırak, erkek çiçekleri püskül biçiminde olan, kerestesi kolay
işlenebilir bir ağaç (Alnus).
Kızılbaş * Şiî mezhebinin bir kolundan olanlara verilen ad.
Kızılbaşlık * Kızılbaşolma durumu.
kızılca * Kızıla çalar, az kızıl.
* Kızıla çalan bir çeşit buğday.
* Aşırıderecede, kızıl.
kızılca kıyamet * Aşırı bir biçimde gürültülü, çekişme, kavga.
kızılca kıyamet kopmak * kavga, gürültü olmak.
kızılcadişi * 4-5 m yükseklikte, beyaz çiçekli bir ağaçcık (Cornus senguinea).
kızılcık * Kızılcıkgillerden bir ağaç (Cornus mas).
* Bu ağacın güzün olgunlaşan, kırmızı, tek çekirdekli, reçeli ve şerbeti yapılan, buruk bir tadı olan yemişi.
kızılcık reçeli * Kızılcık meyvesinden şeker katılarak yapılan ve genellikle ishale iyi gelen reçel.
kızılcık şerbeti * Kızılcık meyvesinden yapılan bir tür şerbet. Bu söz kan kusup kızılcık şerbeti içmişgörünmek deyiminde
geçer.
kızılcık şurubu * Kızılcık özü ile hazırlanan içecek.
kızılcık tarhanası * Kızılcık suyu ile yoğrularak yapılan tarhana.
kızılcıkgiller * İki çeneklilerden, çoğu iri gövdeli, yaklaşık on cinste toplanan yüz kadar türü olan bir bitki familyası.
kızılçam * Uzun boylu bir çam türü.
* Bir tür orman ağacı.
Kızılderili * Amerika yerlilerine verilen ad.
Kızılelma * Osmanlılarca Roma ve Viyana şehirleri için kullanılan sembolik ad.
* Yeryüzündeki bütün Türkleri birleştirip büyük bir imparatorluk kurmayıamaç olarak alan ülkü.
kızılış * Kızılmak işi veya biçimi.
kızılkanat * Sazangilleredn, yüzgeçleri kırmızı, 25-30 cm boyunda, eti kılçıklı bir tatlısu balığı(Scardinus
eryhrophthalmus).
kızılkantaron * Kızılkantarongillerin örnek bitkisi olan, 10-50 cm yükseklikte, kırmızıçiçekli, karşılıklıyapraklı, sap ve
yapraklarıhekimlikte kullanılan, iki yıllık otsu bir bitki (Eryhraea centaurium).
kızılkantarongiller * İki çeneklilerden, kızılkantaron, acıyonca gibi cinsleri içine alan bir bitki familyası.
kızılkök * Bkz. kök boyası.
kızılkurt * At ve eşeklerin kalın bağırsaklarında yerleşip kanlarınıemen kırmızı bir kurt.
kızılkuyruk * Karatavukgillereden, kışın göçen, küçük, güzel bir kuş(Phoenicurus).

Bir yanıt yazın