Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 112

kirazlık * Kiraz ağaçlarıçok olan yer, kiraz bahçesi.
kirde * Genellikle mısır unuyla yapılan bir tür pide.
kirdeci * Kirde yapan veya satan kimse.
kirebolu * Arıların kovan deliğini kapamak için kullandıklarısarıve yumuşak madde.
kireç * Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçıtaşı gibi birçok taşın maddesini oluşturan kalsiyum oksit, (CaO).
* Kalsiyum hidroksit, Ca(OH).
kireç fabrikası * Kireç üreten fabrika.
kireç gibi (olmak) * yüzünde hiç renk kalmamak, rengi solmak.
kireç kaymağı * Bazıeşya ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırlarıağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor
kokusunda, toz veya sulandırılmışkireç klorürü.
kireç kuyusu * İçinde kireç söndürülen genişçukur.
kireç ocağı * Kireç yapmak için kireç taşlarının yakıldığıfırın.
kireç söndürmek * kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek.
kireç suyu * İçinde erimiş bir durumda kireç bulunan su.
kireç sütü * Badana için hazırlanmışsulu kireç.
kireç taşı * Kireç elde etmekte kullanılan, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç, kalker, kireç.
kireççi * Kireç taşından kireç elde eden veya satan kimse.
kireççil * (bitki için) Kireçli topraktan hoşlanan, kireçli toprakta yetişen, kireçyeren karşıtı.
kireçleme * Kireçlemek işi.
kireçlemek * Kireç katmak veya kireç sürmek.
* Kireç kullanarak badana yapmak.
kireçlenme * Kireçlenmek işi.
* Organik dokuların içinde kireç birikmesi durumu.
kireçlenmek * Kireç dökülmek veya saçılmak.
* Kireç sürülmek.
* Kireç bulaşmak.
* Bitkilerin hücre zarlarında kalsiyum karbonat ve kalsiyum oksalat gibi kalsiyum tuzlarıtoplanmak.
* (kalsiyum tuzları için) Organik dokularda, dokunun görevine engel olacak derecede birikmek.
kireçleşme * Kireçleşmek işi, kireçlenme.
kireçleşmek * Kireç durumuna gelmek, kireçlenmek, kalkerleşmek.
kireçli * Birleşiminde kireç olan veya kireci çok olan.
* Kirece sürülmüş, kireç bulaşmış.
kireçlik * Kireç konulan yer.
* Kireci çok olan.
kireçsileme * Kireçsilemek işi.
kireçsilemek * Isıyardımıyla kirece çevirmek.
* Yüksek ısı ile kurutmak.
kireçsiz * Birleşiminde kireç olmayan veya çok az olan.
* Birleşiminde karbon tuzlarının oranıdüşük olan (su).
kireçsizlenme * Kayaçların içinde bulunan kalsiyum karbon tuzunun sularla eritilerek alınması.
kireçsizleştirme * Kireçten arıtma.
kireçsizleştirmek * Kireçsiz duruma getirmek.
kireçyeren * Kireçli topraktan hoşlanmayan, kireçli toprakta yetişmeyen, kireççil karşıtı.
kiremit * Yapıların çatılarınıörtmekte kullanılan, yan yana dizilerek, suyu aşağıya geçirmeden dışarıakıtacak biçimde
yapılmış, kızıl toprağın renginde, pişmiş balçık levha.
kiremit fabrikası * Modern usullerle hazırlanmış balçığın kiremide dönüştürüldüğü işyeri.
kiremit rengi * Kahverengine çalan kızıl kırmızırenk, kiremidin rengi.
* Bu renkte olan.
kiremitçi * Kiremit yapan, satan veya döşeyen kimse.
kiremitçilik * Kiremitçi olma durumu veya kiremitçinin yaptığı iş.
kiremithane * Kiremit yapılan yer.
kiremitli * Kiremiti olan.
kiri kabarmak * nem, ısı gibi sebeplerle kir, üzerinde bulunduğu yüzeyden ayrılabilir duruma gelmek.
kiril alfabesi * Yunan büyük harfi tipinde düzenlenmişSlav alfabe ve yazısı.
kiriş * Bazıtelli müzik araçlarında kullanılan, hayvan bağırsaklarından yapılan tel.
* Ok atılan yayın iki ucu arasındaki esnek bağ.
* Dört köşe kalın keresteden, demirden veya betonarmeden yapılmışyatay destek parçası.
* Bir eğrinin iki noktasını birleştiren doğru parçası.
* Kasların uçlarında bulunan, kaslarıkemiklere ve başka organlara bağlayan beyazımsıkordon.
kirişçi * Kirişyapan veya satan kimse.
kirişhane * Kirişin yapıldığı işlik.
kirişi kırmak * bulunduğu yerden ayrılmak, kaçıp gitmek.
kirişleme * Kirişlemek işi.
* Ahşap döşemelerde yaklaşık 50 cm ara ile kirişler koyma.
* Çapraz olarak, kılıçlama.
kirişlemek * (yay için) Kirişi çekip germek.
* Kiriş, olarak kullanılan keresteyi döşemek.
kirişli * Kirişi olan.
* Kirişyapısında olan.
kirişlik * Kirişolarak kullanılmaya uygun.
kirişsiz * Kirişi olmayan.
kirizma * Toprağıderince kazarak altınıüstüne getirme.

Bir yanıt yazın